01-27-2012, 00:26 | #1 (permalink) |
Üyelik tarihi: Dec 2011
Mesajlar: 656
Konular: 633
Karma Puanı: 10
|
Tarikatlar
Başlangıçtan bu yana, çeşitli sebeb ve etkenlerle seyr u süluk usulünde çeşitli silsileler ve tarikatlar oluşmuştur. Burada İslam tasavvufundaki önemli silsilelere değinilecektir.
Kadiriye silsilesi: Kutbul-azam ve kutbul-arifin diye adlandırılan Abdülkadir Geylani’ye (öl. 562 hicri) mensubdur. Bu ekolün takipçileri vahdet-i vücudcudur, muhabbet ve hizmetle tanınmışlardır. Gerçi bu tarikat, asıl olarak Hanbeli mezhebi içinden var olmuştur, ama son derece müsamaha ve hoşgörü sahibidir, sünneti ve İslami şiarları korumaya önem vermiştir. Bu tarikat, bütün İslam ülkelerinde yayılmıştır. Sühreverdiye silsilesi: Şehabeddin Ömer bin Abdullah Sühreverdi’ye (öl. 632 hicri) mensubdur. Tasavvufda mutedil tarikatlardan sayılır; O, dini faraizleri hakikate ulaşmada en öncelikli unsurlardan kabul etmiştir. Yani şeriatsız tarikat olmaz anlayışındadır. Celaliye, Cemaliye, Zeynebiye ve Halvetiye gibi bir çok silsile ve sayısız kol bu tarikattan meydana gelmiştir. Bunlardan Ruşeniye Afganistan ve Anadoluda zuhur etmiştir. Zekeriya Moltani vesilesiyle bu tarikat Hindistanda yayılıp büyük revaç bulmuştur. Rufa’iye silsilesi: Ebu’l-abbas Seyid Ahmed Rufai Basri’ye (öl. 578 hicri) mensubdur. Bu tarikat şeyhlerinin silsilesi Ma’ruf-ı Kerhi’ye ulaşır. Bu tarikatın takipçileri, sefer der gurbet, derbederlik, terbiye-i nefs, riyazet ve zikre büyük önem vermişler. Bu konuda Kadirilerden daha ileri gitmişlerdir. Bedeviye silsilesi: Seyid Ahmed el-Bedevi’ye (öl. 675 hicri) mensubdur, Ahmediye diye de adlandırılır. Bu tarikatın takipçileri, Haçlı seferleri esnasında, Sen Lui’nin Mısıra saldırısında Müslümanları Mesihilerle karşı savaşa teşvik etmişler, bundan dolayı genelde Mısırda yaygınlaşmıştır. Özgürlüğe düşkünlükleri, kayıtsılıkları ve içki içmeleri gibi sebeblerden dolayı daha sonraları gelenekçi dindar anlayışın bu tarikata olan ilgisi azalmıştır. Mevleviye silsilesi: Daha çok Mevlana ve Mevlevi lakablarıyla meşhur olan, Celaleddin Muhammed Belhi Rumi’ye (öl. 672 hicri) mensubdur. Postnişiniler ve İrşadiye kolları Mevlevilikten gelmektedir. Bu tarikatin takipçileri vahdet-i vücud inancına sahiptirler. Vecd, sema’ ve zikir bu tarikatın başlıca önemli özelliklerindendir. Mevlevilik, Osmanlı devleti zamanında büyük bir nüfuza sahipti. Türkiye cumhuriyetinin kurulmasıyla bu nüfuzunu kaybetti. Zamanımızda Haleb’de ve bazı küçük komşu ülkelerde takipçileri vardır. Nimetullahiye silsilesi: Şah Nimetullah Veli’ye (öl. 835 hicri) mensubddur. Aşırı bir vahdet-i vücud anlayışı bu tarikatın özelliklerindendir. Bu tarikattan, İranda takipçileri olan birçok kol neş’et etmiştir. Günümüzde Avrupa, Türkiye ve Kanada gibi ülkelerde de kolları ve takipçileri mevcuttur. Zehebiye silsilesi: Mir Abdullah Borziş-abadi’ye mensub olan bu tarikat, Kübreviyeden ayrılmış olup şeraite nazaran son derece aşırı renkler taşır. Bu tarikat da, Nimetullahiye gibi vahdet-i vücud anlayışına sahip tarikatlardandır. Bektaşiye silsilesi: Hacı Bektaş Veli’ye (öl. 738 hicri) mensubdur. Bu tarikat sekizinci yüzyılda ortaya çıkmıştır. Osmanlı sultanları zamanında Anadolu’da revac bulup yaygınlaşmıştır. Bu fırkanın adab ve akaidlerinde; hem şia renklerini, hem de bir nevi te’vil ve hoşgörüye yönelişi görmek mümkündür. Bazı Hıristiyan ve Hurufi adab ve kanunları tesir ve taklid yoluyla bu fırka arasında yayılmıştır. Beyaz külah giymek, dinlere ihtiram ve zulümle mücadele başlıca özelliklerindendir. Çeştiye silsilesi: Bu silsile, Muineddin Çeşti (öl. 633 hicri) ile başlar. Şeyh Ferudiddin Şeker-genc (öl. 670 hicri) ve Şeyh Nizameddin Evliya (öl. 752 hicri) onun halifelerindendir. Şattariye silsilesi: Abdullah Şattar’a (öl. 832 hicri) mensubdur. Onun sözleri Beyazid-i Bestami ve Hallac’ın sözlerini hatırlatır. Vahdet-i vücud inancına sahiptirler. Bu tarikat, Samatra ve Cava’da yayılmıştır ve buralarda hala takipçileri mevcuttur. Nakşibendiye silsilesi: Hoca Bahaeddin Muhammed Nakşibend’e (öl. 792 hicri) mensubdur. Nakşibendiye, Hazret-i Türkistan diye bilinen Hoca Ahmed Yesevi’den gelen Hacegan kolundandır. Sonraları bu tarikat, bilhassa Moğol istilası sırasında Hindistanda yayılmıştır. Bu tarikatın takipçileri başlangıçta, zühd, fakr ve sadelik taraftarı ve vahdet-i vücud düşüncesine sahip oldukları halde, sonradan bir çok kolu; medihçiliğe ve mal toplamaya yönelmişlerdir. Şeriata uygun bir dünyevileşmeye ve bir şeriat mektebine dönüşmüştür. Şazeliye silsilesi: Ebu’l-hasan Şazeli’ye (öl. 656 hicri) mensubdur. Bu tarikat beş esas üzre mebnidir; batini ve zahiri korku, sünnete sarılma, halka itibar etmeme, teslimiyet ve rıza, mihnet ve şadlıkta tevekkül. Bu tarikat; Mısır, Fas ve eski Osmanlı ülkesinde büyük bir kabul görmüştür. Bu tarikatın silsileleri; Cevheriye, Vefaiye, Mekkiye, Haşimiye, Afifiye, Kasımiye, Mısırda Havatiriye; Fasta Şeyhiye, Nasıriye, Habibiye ve Yusufiye gibi silsileler de bu tarikattan doğmuştur. |
|
|