Ruhani  

Go Back   Ruhani > İslamiyet ve İslami İlimler > Tasavvuf
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 12-11-2012, 14:27   #1 (permalink)

 
A'raf - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Dec 2012


Mesajlar: 33
Konular: 13

Karma Puanı: 2

A'raf - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart İmanı Dile Getirmek

İmanın aslı, "kalb ile tasdik, dil ile ikrardır." Dil ile söylemek imanın şartı değildir. İnsan dil ile imanını itiraf etmese bile, kalben inandıktan sonra mü'min sayılır. İmanını dil ile söylemek, kişinin imanı hakkında hüküm verebilmek ve öldüğünde kendisine müslüman muamelesi yapabilmek için gereklidir. Kısaca imanı dili ile söylemek aslî şart değil, kişinin imanı hakkında hüküm verebilmek için gereken bir durumdur. Cemaatle namaz kılmak, dinî bir vecibeyi halk içerisinde yerine getirmek de, imanı dil ile ikrar gibidir. Bu konuda Rasûlüllah şöyle söylemiştir: "Mescide gittiğini gördüğünüz kimsenin imanına şehadet ediniz. Çünkü Allah, 'Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve âhiret gününe iman edip namaz kılan ve zekât veren kimseler imâr eder' (et-Tevbe, 18) buyurmaktadır."

Dil ile ikrâr, imanın temel şartı olmadığı için, bir zorlama durumunda veya buna benzer bir mâzeret karşısında kalben değil, sadece dil ile inancını inkâr etmek, imana aykırı söz söylemek dînen câiz olur. Böyle bir duruma mecbur kalan kimse imandan çıkmaz, kalben tasdikini koruduğu için de mü'min sayılır. Asr-ı Saâdette Ashabdan Ammâr bin Yâsir, mâruz kaldığı ağır baskı ve işkencelere tahammül edemeyerek imanını diliyle inkâr etmiş, böylece uğradığı işkencelerden kurtulmuştur. Rasûlüllah (s.a.v.), O’nun bu hareketini tasvib etmis; kalb iman ile dolu iken, zor karşısında dil ile inkârın, imana zarar vermeyeceğini belirtmistir.


Alıntıdır.
A'raf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-11-2012, 22:51   #2 (permalink)

 
SUMASALI - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Oct 2012


Mesajlar: 812
Konular: 257

Karma Puanı: 2

Standart

allah razı olsun ellerıne saglık arafcım..


















__________________

Yüzlerce rekat gördü dizlerim.
Yüzlerce kez kapanıp secdeye seni diledim.
Sev n’olur...
Kimseyi sevmediğin gibi, kimsenin beni sevmediği gibi...


SUMASALI isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-11-2012, 23:33   #3 (permalink)

 
meryemcemile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Nov 2012


Mesajlar: 28
Konular: 1

Karma Puanı: 2

Standart

Alıntı:
A'raf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İmanın aslı, "kalb ile tasdik, dil ile ikrardır." Dil ile söylemek imanın şartı değildir. İnsan dil ile imanını itiraf etmese bile, kalben inandıktan sonra mü'min sayılır. İmanını dil ile söylemek, kişinin imanı hakkında hüküm verebilmek ve öldüğünde kendisine müslüman muamelesi yapabilmek için gereklidir. Kısaca imanı dili ile söylemek aslî şart değil, kişinin imanı hakkında hüküm verebilmek için gereken bir durumdur. Cemaatle namaz kılmak, dinî bir vecibeyi halk içerisinde yerine getirmek de, imanı dil ile ikrar gibidir. Bu konuda Rasûlüllah şöyle söylemiştir: "Mescide gittiğini gördüğünüz kimsenin imanına şehadet ediniz. Çünkü Allah, 'Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve âhiret gününe iman edip namaz kılan ve zekât veren kimseler imâr eder' (et-Tevbe, 18) buyurmaktadır."

Dil ile ikrâr, imanın temel şartı olmadığı için, bir zorlama durumunda veya buna benzer bir mâzeret karşısında kalben değil, sadece dil ile inancını inkâr etmek, imana aykırı söz söylemek dînen câiz olur. Böyle bir duruma mecbur kalan kimse imandan çıkmaz, kalben tasdikini koruduğu için de mü'min sayılır. Asr-ı Saâdette Ashabdan Ammâr bin Yâsir, mâruz kaldığı ağır baskı ve işkencelere tahammül edemeyerek imanını diliyle inkâr etmiş, böylece uğradığı işkencelerden kurtulmuştur. Rasûlüllah (s.a.v.), O’nun bu hareketini tasvib etmis; kalb iman ile dolu iken, zor karşısında dil ile inkârın, imana zarar vermeyeceğini belirtmistir.


Alıntıdır.
Şahit tutmak ve şahit olmakta yaratılmışa güç veren ve onu onaran onure eden bir haldir ... Müminle Münafığı ayıranda kalbi eylemdir değil mi ...
Öz bir yazı ..emeğinize sağlık


















__________________

Dert bildiğim belki de Derman idi ! Kim bile!
meryemcemile isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-12-2012, 11:30   #4 (permalink)

 
Seremoni - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Dec 2012


Mesajlar: 11
Konular: 0

Karma Puanı: 2

Standart

yani anladigimca,dilin tasdik ettigini kalb tasdik etmedikce, iman etmiş sayilmayiz.
Teşekkürler bu güzel paylaşım için .


















__________________

Yüzde ısrar etme ,doksanda olur.
İnsan dediğin noksan da olur.
Sakın büyüklenme, elde neler var.
Bir ben varım deme,yoksan da olur.

Mevlâna
Seremoni isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 21:37.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner