Ruhani  

Go Back   Ruhani > Evrensel Enerjiler > Evrensel Enerji Sistemleri > Reiki
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 03-08-2012, 12:48   #1 (permalink)

 
musemma - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Jan 2012


Mesajlar: 486
Konular: 443

Karma Puanı: 7

Standart Reiki'nin Öyküsü

Reiki'ye benzer iyileştirme yöntemlerinin, pek çok eski dini metinde adı geçer. Öte yandan, Reiki'nin kökenlerinin, kayıtlı tarihin çok gerisine dayandığından emin olabiliriz. Çok sayıda büyük, ortadan kalkmış kültürlerin tedavi yöntemleriyle ilgili bilgiler de yok olmuş ya da başka gelenekler tarafından
yutulmuştur. Beden, zekâ ve ruh için, basit ve etkili bir iyileştirme yöntemine her gerek duyulduğunda, ortaya bir şekilde Reiki çıktı.
Reiki, Japonya'dan Batı'ya ilk geldiği günden beri, "Reiki'nin Öyküsü", Reiki ustalarının öğretim tekniklerinin bütünleyici ve vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Hemen hemen her Reiki uygulayıcısına bu öykü anlatılır ve şimdiye dek doğruluğunu sorgulayan hiç kimse olmadı. Çok sayıda Batılı Reiki
ustası, Hawayo Takata'ya dek kökenlerini araştırırlar. Hawayo Takata, Batı'da, dünyanın üçüncü büyük Reiki ustası olarak kabul edilir ve daha sonra da göreceğiniz gibi,

Reiki'yi Japonya'nın dışına çıkaran kişidir. Bu geçiş dönemi sırasında, Reiki'nin özgün öyküsü, daha kabul edilebilir olması ve Batılılar
tarafından daha kolayca anlaşılması için, kuşkusuz iyi niyetle, bazı değişikliklere uğradı. Hawayo Takata ya da onun ustası Dr. Chujiro Hayashi'nin kattıkları Hıristiyanlıkla ilgili ifadeler olmasaydı, Reiki'nin öyküsü Batı'da ilk kez anlatıldığında, insanlara çok garip, hatta putperest bir
öyküymüş gibi gelebilirdi. Ayrıca savaştan yeni çıkmış olan Amerikalılar, o sıralarda Japon yanlısı olmadıkları için, Hıristiyanlıkla ilgisi olmayan bir Japon iyileştirme tekniğine pek sıcak bakmazlardı. Bunu yapmayı her kim ve hangi nedenden dolayı düşünmüşse, çok akıllıca ve cesurca alınmış bir karar
olduğunu söylemek gerekir. Günün birinde, belki de uygun zamanı geldiğinde, gerçek öykünün herkesçe duyulacağını ve o zamana dek, uyarlanmış öykünün, Reiki'nin daha kolayca kabul edilmesine ve yayılmasına yardımcı olacağını düşünmüş olmalı. Reiki'nin esas amacını rahatlatmak ve yaşam kalitesini
artırmak olarak görürsek, ne kadar fazla kişinin Reiki'den yararlanırsa, o kadar iyi olduğunu anlarız.


Bu açıdan, gerçek öykünün uyarlanışının, amacına ulaşmış, akıllıca bir karar olduğunu söyleyebiliriz.
Batılı Reiki uygulayıcıları, köklerimizin ne olduğuyla açıkça yüzleşecek bir değişim yaşarlar. Son yıllarda, birkaç Reiki ustası, Reiki'nin daha kesin bir öyküsünü ortaya çıkarmaya çabaladılar. Araştırmaları henüz
tamamlanmamış olsa da, çalışmalarının sonuçları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Bu araştırmalar, Mikao Usui'nin hayatı boyunca yaşadığı olaylar ve Reiki'nin özgün şekliyle Japonya'da nasıl öğretildiğiyle
ilgili, ilginç, daha eksiksiz ve daha açık biçimini karşımıza çıkartıyor.
Kitabın bu bölümünde, geleneksel Batılı öyküyle birlikte, son araştırmaların kısa bir yorumu da yer almaktadır. Her geçen gün, Mikao Usui ve "Japon Reiki'si" ile ilgili yeni bilgilerin gün ışığına çıktığını ve bunun bir süre daha devam edeceğini görüyoruz. Bu bilgilerden, hiç zaman kaybetmeden yararlanmak

için, Internet'e başvurmamız gerekiyor. Burada, Reiki'nin farklı yönleriyle ilgili harika makaleler ve çok
ilginç bilgiler bulabilirsiniz
Geleneksel Reiki'nin öyküsünün, Japonya'da kabul edilmemiş ya da doğrulanmamış olan yönleri
bulunmaktadır. Yine de, bu geleneksel öykü, Reiki kültürümüzün ve mirasımızın en yararlı ve en önemli
bölümünü oluşturmaktadır. Hiç kuşkusuz, bu öykünün farklı yorumları daha yıllarca anlatılacaktır.

Aslında bu yorumu, özgün Japon öyküsüne çok yakındır ve bir konuşma sırasında ya da ilk Düzey Reiki sınıfında anlatıldığında, özel bir "enerji" yayar. Reiki'nin özüne yakın olduğu için, Reiki'nin uygulanışı ve anlaşılması açısından çok yararlı bilgiler içerir. Bu yüzden, Japonya'dan gelen yeni bilgilerin yanında, bu yorumun da zamana karşı koyacağım düşünüyorum.


Geleneksel Öykü

Bundan kısa süre öncesinde, adamın biri, "İsa nasıl iyileşti?" gibi çarpıcı bir soru sormuştu. İsa ile benzer bir tinsel gelişme yolunda ilerleyen insanlar da, tıpkı onun gibi iyileşebilirler miydi? Kısacası, İsa: "Sizler, yapmış olduğum her şeyi, hatta daha fazlasını da yapabilirsiniz," demekle doğru mu söylemişti? Bu
araştırmanın özgün öyküsü, Reiki ilk öğretilmeye başlandığından bu yana, ustadan öğrenciye geçmiştir, insan doğası, iyileştirme ve bütünlükle ilgili çok sayıda ders içeren bu çağdaş söylemin kişisel kavrayışı
sürekli teşvik edilmiştir ve bugün kullandığımız Reiki'nin başarıyla kullanılması ve uygulanması açısından, çok önemlidir.
Dr. Mikao Usui, 1864 yılında Japonya'da doğdu ve Hıristiyan misyonerler tarafından büyütüldü. Japon çocuklarının hemen hepsi, geleneksel Şintoizm ve Budizm eğitimi alırlarken, Mikao Usui, İncil'i ve İsa'nın
öyküleriyle ilkelerini öğrendi. Okulu bitirip din eğitimini sürdürmeye karar verdikten sonra Usui ilahiyat profesörü oldu ve Hıristiyan Erkek Okulu'na müdür ve papaz olarak getirildi.

Bir sabah, kilisede ayini yönetirken, büyük sınıflarda okuyan çok sayıda öğrencisi ona inançları hakkında sorular yöneltti. Ona, İsa'nın gerçekleştirdiği mucizelere gerçekten inanıp inanmadığını sordular. Usui
inandığını söyledi. Sonra, inancını kanıtlamak için, ondan bir mucize gerçekleştirmesini istediler! Usui söyleyecek söz bulamadı ve bu denli basit bir sorunun, inancını bu denli sarsmış olması onu şaşırttı. Bu
olay onu öylesine etkilemişti ki, İsa'nın yaşamını ve örneğini dürüstçe öğretmeyi sürdüremeyeceğini anladı, istifa etmeye karar verdi ve yaşamının geri kalanını, inancını geliştirip böylesi iyileştirici mucizelerin nasıl gerçekleştirilebileceğini keşfetmeye adadı. Ta yüreğinin derinlerinde, inancının gerçek olduğuna güveniyor ve iyileştirme yeteneğine kavuşup bunu başkalarına da aktarabileceğine inanıyordu.
Bu çağrıya kulak vermezse ileride çok pişman olacağım biliyordu.


İsa'yı Aramak


Hıristiyanlık, Japonya'da pek yaygın değildi, bu yüzden Dr. Mikao Usui, Arnerika'ya göç etti ve burada yıllarca, Hıristiyanlık hakkında yazılmış dini metinleri yakından inceledi. Sorularını, bilginler ve kilise birliği üyeleriyle birlikte araştırdı. Çoğu zaman, yanıtlar umutlarını ve cesaretini kırdı ve kimi zaman
gerçeği bulamayacağını düşündü. Yine de iç kaynaklarını geliştirdi ve yanıt beklediği insanlardan çok, Tanrı ilişkilerine ve kendi doğal, sezgisel bilgeliğine inanmayı seçti. Araştırması süresince, birçok tesadüfle karşılaştı ve ilerlediği yolda işine yarayacak ipuçları ve işaretleri bulmak için kendisine rehberlik
edildiğini -hatta bazen bir şeye doğru itildiğini- hissetti. Bu olaylar (aynı tinsel yolda ilerleyenlerle karşılaşma şansı ve bu kişilerin ona sonradan kazandırdıkları içgörü gibi) onu cesaretlendirip inancını pekiştirdi ve bir sonraki adımda nereye bakması gerektiğinin ona söyleneceğine ya da kendisinin bunu
"bileceğine" inandı.

Dr. Usui yalnızca Hıristiyan dininden değil, aynı zamanda başka inançlara bağlı, ünlü ruhani eğitimcilerin ve gizemcilerin yazılarını ve öğretilerini de inceledi. Bu çalışmaların, inancını, tinsel yolda ilerleyişini ve iyileştirme yeteneğini kazanma arayışını tamamlayıp güçlendireceğini düşündü. Çoğunlukla İsa'nın ve
havarilerininkilere çok benzer bulduğu, Buddha'nın öğretilerini ve çömezleriyle iyileştirme gücü hakkındaki tartışmalarını inceledi. Hıristiyanlık ile Budizm arasında benzerlikler keşfettikçe, içten içe, sorularına aradığı yanıtların aslında kendisine çok yakın olduğunu fark etti!

Amerika'da yedi yıl kaldıktan sonra, Dr. Usui, Budist sutraları, yani Buddha'nın yaşamı ve ilkeleriyle ilgili kayıtları daha yakından incelemek üzere Japonya'nın Kyoto kentine döndü. Usui, çok sayıda Budist
merkezini ziyaret etti, ama Budist keşişleriyle, rahibelerinin de, tıpkı Hıristiyan misyonerler gibi, öğrencilerini öncelikle tinsel gelişim konusunda yüreklendirdiklerini; iyileştirici tedavi uygulamalarını bu
gelişimi engelleyici bir yöntem olarak kabul ettiklerini gördü, insanların yaşamlarının bir döneminde mutlak karşılaşacakları, hastalık ya da yoksulluk gibi dış sorunları halletmek yerine, bu sorunların
varlığına karşın insanların iç mutluluğa kavuşmalarına yardımcı olmayı hedeflemişlerdi, iyileştirme, geleneksel ve alternatif tıbbın eline bırakılmıştı.



Bir Buddha Bulmak

Dr. Usui, Japonya'da yaptığı yolculuklar ve çalışmalar sırasında, tinsel yolculuğunda kendisini çok derinden etkileyen bir Zen Budist başkeşişi ile tanıştı. Başkeşiş, onu yaşamak ve çalışmalarını
sürdürmek üzere manastırına davet etti ve Dr. Usui uzun yıllar boyunca burada kaldı. Manastırdaki bu sakin, berrak ve huzur verici ortam ona Amerika'da yapmış olduğu çalışmaları değerlendirme fırsatı verdi
ve burada yaşadığı süre içinde, iyileştirme yeteneğini bulacağı tek yerin, yine kendi içinde olduğu inancı gitgide pekişti.

Başkeşiş, Dr. Usui için büyük bir esin kaynağıydı, gelişimi ve hedeflerine en iyi şekilde nasıl ulaşabileceği ile ilgili saatlerce tartıştılar. Başkeşiş ile ilişkileri pekiştikçe, Dr. Usui, onun sınırsız bir bilgelik ve merhamet kaynağı olan, çok yüce, ama bir o kadar da alçakgönüllü bir insan olduğunu anladı.
Başkeşiş, Dr. Usui'nin kendi benliğini bulma yolunda ilerlediği tinsel yolda, onun ruhani rehberliğini üstlendi. Dr. Usui'nin kendi iç tedavisi ya da kendi bilincinin açılması onun iyileştirme yetisine kavuşmasını sağlayacaktı.


Sutraları İncelemek

Dr. Usui, Japonca, Çince ve Sanskritçe (2000 yıl önce konuşulup öğretilen ve Buddha Shakyamuni'nin konuştuğu en eski ve en yüce tinsel dillerden biri) yazılmış kutsal Budist metinleri, yani sutraları inceleyip
üzerlerinde düşündü. Eski Sanskrit metinlerinin içinde, onu dua ve meditasyon sayesinde, aradığı iyileştirme yöntemlerine götürecek simgeleri keşfetti, ilk başlarda, bu simgelerle ne yapması ya da onları birer iyileştirme aracı olarak, tam anlamıyla nasıl kullanması gerektiğini bilmiyordu.

Çalışmaları ilerledikçe, sutraların içinde göze çarpan, hatta kendisiyle "konuşurmuş" gibi duran bölümler fark etti ve bu öğretiler üzerinde daha fazla yoğunlaşıp, her defasında daha derin bir anlamları olduğunu
keşfetti. Düşüncelerini çoğunlukla başka keşişlerle ve başkeşişle paylaşıp kavrayış yetisini sürekli geliştirmeye çalıştı. Kendini bu denli adaması sayesinde, kendi bilincini açıp genişletmeyi başardı.
Böylece zihnin doğasına dair bir içgörü kazandı ve onun yalnızca yaratıcı gücünü değil, aynı zamanda fiziksel, duygusal ve ruhsal hastalıkları iyileştirebilme yeteneğini de keşfetmeyi başardı. Başkalarının
acılarının daha çok farkına vardı ve kazandığı bu derin duyarlılıkla çabalamasına farklı bir azim geldi.


Dağda İnziva

Dr. Usui, öğrenmesi gereken her şeyi öğrendiğinin farkındaydı ve aradığı yanıtların artık erişilebilir olduklarını biliyordu. Yaşam Gücü Enerjisi çok arı bir düzeyde olan, Kyoto yakınlarındaki, kutsal bir Budist dağında inzivaya çekildi. Burada, zihnindeki en son engellerden arınmak ve almaya hazır olabileceği
her şeye kendini tam anlamıyla açabilmek için, üç hafta süreyle oruç tutup tefekküre daldı.

Manastırdaki başkeşişe, yirmi bir gün içinde dönmezse, kendisinden arta kalanları gömmek için, dağa çıkmalarım söyledi. Görevine o kadar odaklanmış ve başkalarına yardım etme arzusuyla o kadar dolmuştu ki, tüm sorularına bir yanıt bulmadan dönmeye hiç niyeti yoktu.
Dağa giden, on yedi millik yolu katederken, kendine bir derenin yakınlarında sessiz bir yer buldu. Bu inziva süresince yalnızca su içmeye kararlıydı. Önceki deneyimlerinden bunun düşüncelerini daha da berraklaştırıp güçlendireceğini biliyordu. Yanına yirmi bir taş aldı ve günlerin geçişini belirtmek için, her
gün birini attı. Düşüncelerini, manastırda, başkeşişin rehberliğinde öğrendiği derslere yoğunlaştırdı.
Konsantrasyonu öylesine güçlü ve sağlam, iç enerjileri öylesine açıktı ki, kendi iç ışığının ya da ince zekâsının saflığını sürekli ortaya çıkarıp deneyimleyebiliyordu. Bu çok yüksek düzeydeki bilinç, tam
anlamıyla arındığında, bir Buddha'nın her şeyi bilen zekâsına dönüşür ya da bir başka bakış açısından, Tanrı ya da İsa-bilinciyle bir bütünlük oluşturur.


Alıntıdır.


















__________________

la ilahe ente sübhaneke inni küntü minezzalimin
musemma isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
reiki'nin, reiki'nin öyküsü, öyküsü


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:04.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner