Ruhani  

Go Back   Ruhani > İslamiyet ve İslami İlimler > Peygamberler
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 01-25-2012, 21:17   #1 (permalink)

 
Sahir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Dec 2011


Mesajlar: 656
Konular: 633

Karma Puanı: 10

Standart ADEM (as) VE HAVVA ANAMIZIN CENNETTEN ÇIKARILMASI

Adem (as) ile Havva Anamız cennetten sürüldü. Adem (as) Hindistan'da; Serendip dağına, Havva Anamız Cidde'ye indi. Adem (as) bir rivâyette otuz sene, bir rivâyette yüz sene ağladı. Hindistan'da Serendip dağına çıktı. O kadar büyük vücutla ağladı. Gözünün yaşı sel gibi aktı. Serendip ovasını suladı. Dünyanın en şifalı bitkileri, otları Serendip ovasında bitmeye başladı. Çay da, o ot ve bitkilerden biridir.
Yine Adem (as) dünyaya gelince Havva Ana'mızı bulamadığını, ayrı kaldıklarını, otuz veya yüz sene birbirlerini aradıklarını yazmıştık. Adem (as)'ın vücudunu dünyanın hiç bir denizi boylamazdı. Başı en yüksek bulutlardan da daha yüksekteydi.
Adem (as) dünyaya ilk defa gelmiş, dünya yuvarlak, bir yol gösterici, kılavuz, tarif eden yok. Dünyayı dolanıp Havva'yı bulması lazım. Bu vücutla dünya küçücük kalır, niçin bulamasın? Sorusuna cevap: Bu şekilleri, açıklamaları mektep talebelerinin itirazları üzerine yazıyorum.
Şu 20. asırda bu kadar onbinlerce uçak gezip dururken Güney Kutbunda, Kuzey Kutbunda, Ekvatorda, bazı Okyanus adalarında insan ayağı değmeyen, keşfedilmeyen, görülmeyen yerler çıkıyor. Mesela: En basiti günümüzde şeytan üçgenine (Bermuda üçgeni) ne gidiliyor, ne de keşfediliyor. Bir uçak bir yere düşüyor. İçinde yüzlerce adam var. Kalktığı yer belli, konacağı yer belli. Üç beş saat uçmuş, arıyorlar arıyorlar tayyarelerle, helikopterlerle bulamıyorlar. Bu kadar keskin dürbünlerle aletlerle hesaplıyorlar. Bazısı acından ölmüş, arkadaşının etini yiyor. Bazısı aylarca sonra ölmüş. Uçağın da, kendinin de iskeletini buluyorlar.
Adem (as) yeryüzüne gelince hiç bir konuşacak, yol tarif edecek kimse yok. Kör adamın, diğer bir adamı araması gibi. Yol, iz bilmiyor. Bir kör adam, diğer bir kör adamı hiç tarif etmeseler, seslerini de duymasalar sadece onu aramayla dört katlı bir binanın içinde olsa ikisi de birbirlerini bulmalarına imkân var mı?
Adem (as) ve Havva Anamızda ufuklara kadar görüyor, birbirlerini görmüyor, bilmiyorlar. Ordan ilerisine, ilk defa gözleri kapalı gidecek. Bir kıtada birbirlerinin yanından beş yüz kilometre mesafeden gitseler birbirlerini görmelerine yine ufuk mani olur. Adem (as) boyu altmış ziradır, arşındır dediği: Adem (as) dünyaya geldi, boyu öyle uzundu.
Melekler Adem (as)'ın ağlamasına dayanamadılar. Melekler Allahu Teâlâ'ya:
– Biz O'nun ağlamasına dayanamıyoruz, diye yalvardılar. Çünkü o kadar büyük vücutla ağlayıp, bağırınca sesi çok uzaklara gidiyordu. Melâikeler bu ağlamaya, bu sese dayanamıyordu. Allahu Teâlâ dualarını kabul etti. Boyunu altmış arşına indirdi. Her zir'a(uzunluk ölçüsü) bir arşındır. O da şimdiki bizim arşınla değil. Kur'an-ı Kerim'de bu âyetin indiği zamanın en az bir arşını (seksen santimi) şimdiki bizim arşının en az iki katıdır. Çünkü o zamanın insanları, bu zamanın insanlarından büyüktü. Şimdiki insanların en az iki boyu kadardı. (Arşın herhangi bir santim değildir. Bir normal insanın sağ elini, tam gergin uzatırsa, başını sola doğru tam çevirirse, sağ elinin ortasındaki en uzun parmağından ağzı hizasına kadar bir arşındır. Adam büyük olursa, arşın büyür. Adam küçülürse arşın küçük olur.) Şimdiki arşını; yetmiş beş santim, seksen santim diyenler de var. Adem (as)'ın boyu altmış tane yüz altmış santimden, altmış arşına indi. Ağlaması uzaktaki meleklere duyulmaz oldu.
Adem (as)'ın dünyaya inişi, duasının kabul oluşu, yazılınca o boyu yazılmamış. Bilal Babam; bir kitapta okuduğunu geniş tafsilatıyla anlattı. Bunu bilip, inanma mühim değildir. Bilmeyip inanmama da mühim değildir. Yalnız bilgi edinmelidir.
Mekke'nin fethinde Ebu Süfyan'ın fetihten evvel müslüman olduğunu, harpsiz Mekke'nin alındığını yazıyor. Diğeri de Mekke' nin harple alındığını, Ebu Süfyan'ın zorla müslüman olduğunu yazıyor. Bizce Ebu Süfyan Mekke fethinden sonra zorla müslüman oldu. Bunlar da mühim değil. Bunların esas doğrusu Bilal Babamın yazdığı gibi olanıdır. Çünkü Bilal Babam diğer bir vaazında, cennette bindiğimiz burakın yalısının (yelesinin) bitimiyle, kuyruğu arası bir mil (1800 metre) bunun boyu üç katı kadar olunca, altı bin metre kadar olur. Diğer bir deyimle, bindiğimiz burakın kulağı ile kuyruğu arası bir mil (1800 metre). Ona göre atın ve adamın boyu iki bin metre kadar olması lazım. Bunları okumayıp sadece altmış arşın uzunluğunda olduğunu okuyan da cennette boyumuz altmış arşın olacak, kırk metre diye iddia ediyor. Ben, biz, Bilal Babam; Adem (as)'ın boyunu ve bizim cennetteki boyumuzun, hiç bir denizin insanı boylayamayacağı, denizlerin en derin yerinden yüksek olduğunu söylüyor ve onu yazıyoruz. Altı bin metre boyu boylamaz. Bu yazdıklarımızda mühim değil, üzerinde durup tartışmaya dağmez. Cennette insanın boyu altı bin metre olsa da, iki bin metre olsa da, altmış arşında olsa hiçbir mana değişmez. Mekke'nin fethi ve Ebu Süfyan'ın müslüman olması bunlarda tartışmaya değmez. Esas doğrusu bizim yazdığımız, Babamın söylediği gibidir.
Ancak uzun bir arama, uzun bir yorulma, çok zaman geçmeyle olabilir. Dünya yüzünde beş kıta her birisi dünyanın bir tarafında, dünya yuvarlak, düz olsa görür. Birisi yukarı çıkarsa, öbürü aşağıya, öbürü yukarı çıkarsa bu aşağıya iniyor. En yüksek Himalaya dağları, Ağrı Dağı, en çok 100 km. ayrılınca görülmez oluyor. Peki bu kadar büyüktü, niye kayboldu? Birkaç yüz km gidince dünya yuvarlağının öbür tarafında kaldı. İnsan küçüldükçe ufuk kısalır. Çünkü dünya yuvarlak, dünya büyüklüğünde bir adam da olsa, dünyanın öbür tarafını görmesine imkan yok. Kaldı ki Adem (as) o kadar büyük vücutla, bu dünyamızın milyonda biri kadar küçük kalıyor. Misalde:
Bir karpuzun üzerinde iki karınca, ikisi de geziyor, birbirlerine rastlayamıyorlar. Aynı onun gibi. Şimdi düşen uçak, helikopterlerle aranıyor, bulunmuyor. Sağ kalanlar, ölenlerin etlerini yiyorlar. Bunu televizyonda, radyoda söylüyor. Peki bu kadar fen üstün olup helikopterlerle, dürbünlerle yukardan aşağıya kuşbakışı bakıp niye göremiyorlar?
İşte bu basit bir şey değil. Adem (as) ile Havva Anamızın buluşması da basit bir şey değil. Sen diyeceksin ki, bir insan elli bin adım atar. Adem (as)'da elli bin adımda, dünyayı bir çok defa tur yapar. Neden bulamasın? Halbuki bu görüşte yanlıştır. Bir kuş, (keklik) saniyede en azından elli adım atar, çünkü her adımı on santim gelmez. Saniyede üç beş adım koşan bir insan, kekliği koşarak tutmasına imkan var mı? Küçüldükçe çevikleşir. Adımı sık, çabuk olur. İnsan da küçük, çevik, adımı sıktır. Bir keklik saniyede elli adım atar dedik, halbuki bir deve, bir fil, bir zürafa saniyede iki adımı atamaz. Büyüdükçe çeviklik gidiyor. Adem (as)'ın boyu on bin metre olunca ancak yarım saatte bir adım atabilmesi lazım. Bu adımla da dünyayı dolaşmak yine basit değildir. Bir fil ile bir kekliği koşarak dünyayı dolaştırsan, aralarında çok bir fark olmaz. Birisi boyunun beş bin katını, diğeri de boyunun beş yüz bin katını koşar. İkisinin de mesafe alması, birbirinden çok fazla fark etmez. Adem (as)'ın dünyayı dolaşması da aynıdır.
Adem (as) ile Havva Anamızın duaları kabul oldu. Arafat dağında birleştiler. Lânet toku çıktı, yüzleri beyazlaştı. Adem (as) duasında:

(Sûre-i Araf, âyet: 23)
Meâl'i: Ya Rabb'i biz kendi nefsimize zulmettik. Sen bize acımazsan zarar ziyan çekenlerden oluruz. Bize acı Ya Rabb'i (dedi).

Duası kabul oldu. İblîs'in duası kabul olmadı. Adem (as) suçu kendi nefsine ve kendisine buldu. İblîs suçu Allah'a buldu. İblîs'in duası:
– İlmi Ezeli de benim nasıl olacağım sana malûmdu. Sen her şeyi bilen yapansın. Bize bile bile lânet tokunu giydirdin. Adem'i de bile bile affettin, benim hiç bir kabahatim yok, hepsi senin ilminin içinde, dedi. Kabahati kendine bulmadığı için affolunmadı. Suç, haşa Allah (cc)'da değil İblîs'tedir.
Sahir isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
adem, anamızın, as., cennetten, çıkarılması, havva


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:07.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner