Ruhani  

Go Back   Ruhani > Yaşam > Aşk - İlişki - Evlilik > İlişki ve Evlilik
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 07-08-2012, 17:44   #1 (permalink)

 
musemma - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Jan 2012


Mesajlar: 486
Konular: 443

Karma Puanı: 7

Standart Erkeğin hanımına karşı olan vazifeleri ve mesuliyetleri nelerdir?

Erkek, ailesinin geçimini sağlamalıdır

İslâm dini aile içinde yapmış olduğu iş taksiminde ev işlerini kadına, dış işleri de erkeğe yüklemiştir. Bu sebeple evin ve ailenin bütün ihtiyaçlarının temin edilmesi görevi erkek üzerine yüklenmiştir ve bu vazifenin farz olduğu bildirilmiştir.

“…Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir (onların reisidir)ler…” (Nisa, 34)

“Mallarından infak etmeleriyle…”diyerek mihir ve nafaka gibi kadının ihtiyaçlarını görmeye erkek mecburdur.” (Kadı Beyzavi Tefsiri)

“Her biriniz birer çobansınız ve her biriniz güttüğünüzden sorumlusunuz… Evin erkeği bir çobandır, aile bireylerinden sorumludur. Kadın, kocasının evi içinde bir çobandır ve güttüğünden mesuldür.” (Buhari)

Hakîm İbnu Mu'âviye babası Mu'âviye'den (ra) anlatıyor: "Ey ALLAH'ın Resûlü! dedim, bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?"

"Kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh etmemen, evin içi hariç onu terk etmemen." (Ebu Davud)

Muaviye el-kuşeyri'den; demiştir ki: Resûlullah’ın (asm) yanına varıp; Hanımlarımız hakkında ne dersiniz? diye sordum da; "Yediklerinizden onlara da yediriniz, giydiklerinizden onlara da giydiriniz, onları döğmeyiniz ve kötülemeyiniz" buyurdu. (Beyhaki)

ALLAH Resûlü (asm) de veda haccı hutbesinde şöyle demiştir: "Kadınlar konusunda ALLAH'tan korkun ve bilin ki, siz onları ALLAH’ın emanetleri olarak yanınızda bulunduruyorsunuz." (Müslim)

Yukarıdaki hadislerden de anlaşılacağı üzere, erkek evinin geçimini sağlamakla vazifelidir. Ahirette bundan mesul olacaktır.

Ailesinin geçimini sağlamak isteyen erkeğe ALLAH (cc) yardım eder

Ebu Hureyre’den (ra) rivayetle:

"ALLAH aile fertlerinden geçim yükü ölçüsünce yardım, bela ölçüsünce sabır verir." (Camiü’s-Sağir)

Enes’den (ra) rivayetle:

ALLAH bir kula aile, mal ve çocuk gibi bir nimet verir, o da “MaşâALLAH, la kuvvete illâ billâh (ALLAH dilediğini yapar. Kuvvet ancak ALLAH’ın yardımıyladır) derse, o nimet hakkında ölüm ve dışında hiçbir afet görmez. (Camiü’s-Sağir)

Erkek, ailesinin geçimini helal yoldan sağlamalıdır

Erkek, eşinin ve çocuklarının rızkını helâl yoldan kazanmalı ve asla harama sapmamalıdır. Böyle yaparsa çocukları da, terbiyeli, temiz ve doğru dürüst olur. Bunun tersini yapar da, aile ve çocuklarının yeme içme ve giyimlerinde harama saparsa kıyamet gününde bu yaptıklarından mesul olacağını bilmeli ve haram nafaka ile beslediği çocuklarından kendisine bir hayır gelmeyeceğini unutmamalıdır. Ayrıca yarın kıyamet gününde onun çoluk çocuğu yakasına yapışacak ve: “Ya Rabbi! O bizim haberimiz olmadan bize haram yedirdi. Bize öğrenmemiz gereken şeyleri öğretmedi. Bizi cahil bıraktı, ondan hakkımızı al.” demek suretiyle davacı olacaklardır.*

Bazı günahlar vardır ki sadece ev halkının hacetini gidermekle affolunur

Helâl rızık ve helâl kazancın ahlâk üzerindeki tesiri çok büyüktür. Erkeğin çoluk çocuğunun rızkını temin sebebiyle çektiği sıkıntılar sebebiyle günahları af olur. Çünkü Resûlullah (asm) şöyle buyuruyor:

“Helâl mal talebiyle yorulup akşamlayan kimse kötü günahları af olmuş halde geceler.”

“Günahlardan öyleleri vardır ki, onlar namaz kılmakla, oruç tutmakla ve hacca gitmekle af olmaz. (O günahlar) sadece çoluk çocuğunun nafakası için çekilen sıkıntılar sebebiyle af olunur.” *

Erkekler kadınlar üzerinde hâkimdirler, ev halkından sorumludurlar

Ailevi hayatın güzelce devam edip bozulmaması için son sözü söyleyecek bir merciin olması lazım geliyor. Bu özelliği de ALLAH (cc) erkeğe vermiştir. Çünkü bir işe birden fazla el karışırsa o iş karışır. Zaten idarenin bir merkezde olması kâinatta devam ede gelen ilahi bir kanundur. Bu adalet ve istikamet vesilesi olsun diye verilmiştir. Eğer su’-i istimal edilerek zulme ve vesile edilirse cezasız kalmaz. Bu hakikati su’-i istimal edenlere binaen reddetmek ise sosyal hayatın temel taşını teşkil eden ailevi saadeti yok etmek demektir ki, buna riayet etmeyen ailelere dikkat edilse sayamayacağımız kadar numuneler görmek mümkündür.

“…Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir (onların reisidir)ler…” (Nisa, 34)

Aile geçimi büyük ölçüde itaate dayanmaktadır. Kadınların kocalarına itaat etmeleri gerektiği yukarıdaki ayette de açıkça belirtilmiştir.

Enes (ra) Resül-ü Ekrem Efendimiz’in (asm) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

"ALLAHu Teâlâ her idareciyi idare ettikleri hakkında sorguya çekecektir. Haklarını gözetmiş mi, yoksa zâyi mi etmiş? Öyle ki, kişiyi aile fertleri hakkında bile sorguya çeker." (Buhari)

Erkeğin eşine karşı yumuşak huylu olması gerekir

Ailede huzur ve saadeti temin etmenin sebeplerinden ve erkeğin önemli vazifelerinden biri de karısına karşı güler yüzlü olmak ve ona karşı daima iyi davranmak, ufak tefek hatalarını görmezlikten gelmek ve kusurlarını güzellikle kendisine söyleyerek bir daha yapmamasına çalışmalıdır.

Kadın, kocasının her zaman kendisiyle ilgilenmesini ister ki, bu onun ruhen ihtiyaç duyduğu bir histir.

Kocasından bu sevgiyi görmeyen kadın çok üzüleceği gibi kocasına karşı da nefret duymaya başlar. Bu hâl sonunda aile huzurunun bozulmasına ve kadının başka taraflara meyletmesine ve helâl yollardan sapmasına bile yol açabilir.

Bu gibi durumlarla karşılaşan erkek üzülen karısını teselli için, “üzülme, boş ver, zararı yok, sen sağ ol” gibi sözlerle teselli etmeli ve üzüntüsünü gidermelidir.

“O’nun delillerinden biri de, kendilerine (meyledip) ülfet edesiniz diye kendi (cinsi) nizden size eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve bir şefkat kılmasıdır. Şüphesiz ki bunda, düşünecek olan bir kavim için nice deliller vardır.” (Rum, 21)

Hz. Aişe (ra) rivayet ediyor:

“Müminlerin iman bakımından en üstünlerinden bir tanesi de ahlakı en güzel olanı ve aile fertlerine en lütufkâr davrananıdır.” (İbn-i Mâce)

İbn-i Ömer’den (ra) rivayetle:

“Bir aileye yumuşaklık verilmişse, bu mutlaka onlara fayda vermiştir.” (Camiü’s-Sağir)

İbn-i Abbas’tan (ra) rivayetle Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuşlardır:

“Bir ev halkı birbirlerine iyilik ve ikramda bulunduğunda ALLAH üzerlerine rızık akıtır ve ALLAH’ın himayesinde olurlar.” (Camiü’s-Sağir)

Ebu Said (ra) rivayet ediyor:

“Erkek hanımına, hanımı da beyine sevgiyle baktıklarında Cenab-ı Hak da onlara rahmet nazarıyla bakar. Şayet erkek hanımının ellerini ellerine alırsa, her ikisinin de günahları parmaklarının arasından dökülür.” (Camiü’s-Sağir)

Abdullah bin Amr’dan (ra) rivayet edildiğine göre: Resûlullah (asm) şöyle buyurdu, demiştir:

“Sizin en hayırlılarınız, karılarına en iyi olanlarınızdır." (Sünen-i İbn-i Mâce)

Hz. Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: "Resulullah (asm) buyurdular ki: "Kadınlara hayırhah olun, zira kadın bir eyeği kemiğinden yaratılmıştır. Eyeği kemiğinin en eğri yeri yukarı kısmıdır. Onu doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi hâline bırakırsan eğri halde kalır. Öyleyse kadınlara hayırhah olun." (Buhari)

Hadis kadınların kendilerine has tabiatları olduğuna, bu tabiatın fıtri olup istenen şekilde değiştirilemeyeceğine, onu kendi tabiî şekliyle kabul etmek, mevcut hali üzere uyum yapma yolları aramak icabettiğine, onların eğriliklerine tahammül etmek gerektiğine dikkat çekiyor. Aksi halde istenen şekilde bir istikamet vermek, onu kırmak demek olacaktır.

Resulullah (asm) kadınların hassas bir mizaç üzere yaratıldıklarına, onlara iyi muamele yapıldığı takdirde onlarla uyum içinde yaşanabileceğine dikkat çekmektedir. İmam Gazâli: "Kocanın karısı ile iyi geçinmesi, ona karşı güzel ahlakla muamelede bulunması, kadının hakkıdır. Güzel ahlaktan murad kadına eza-cefa etmemek değil, onun ezasına tahammül göstermektir, Resulullah'ın (asm) yolundan giderek kadının taşkınlık ve gazabına karşı halîm selîm davranmaktır" der. Bazı âlimler bu hadiste Resulullah'ın kadınlara olan şefkat ve merhametini görürler.

Âlimler kadınların eğriliği deyince onların hırçınlığı, hissiliği, aklen zayıf oluşu, en basit bir hâdisede boşanma taleb etmesi, kocanın gücünü aşan talep ve isteklerde bulunması, aile sırrını ifşa etmesi, nankörce davranması, dedikodu yapması gibi umumiyetle fıtrî olan zaaflarını anlarlar. Şu halde Resulullah, sadedinde olduğumuz hadiste, kadınların bu fıtrî hallerine dikkat çekerek, onların bu zaaflarını gidermeye kalkma yanlışlığına düşmeden, bu hallerine tahammül ederek geçinme yollarını aramayı tavsiye etmektedir. Onlarla güzel geçinmede nebevî tavsiyenin esası tahammül, anlayış ve iyi davranıştır.

Amr İbnu'l-Ahvas (ra) anlatıyor: "Resulullah (asm) buyurdular ki: "Kadınlara karşı hayırhah olun. Çünkü onlar sizin yanınızda esirler gibidirler. Onlara iyi davranmaktan başka bir hakkınız yok, yeter ki onlar açık bir çirkinlik işlemesinler. Eğer işlerlerse yatakta yalnız bırakın ve şiddetli olmayacak şekilde dövün. Size itaat ederlerse haklarında aşırı gitmeye bahâne aramayın. Bilesiniz, kadınlarınız üzerinde hakkınız var, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı var. Onlar üzerindeki hakkınız, yatağınızı istemediklerinize çiğnetmemeleridir. İstemediklerinizi evlerinize almamalarıdır. Bilesiniz onların sizin üzerinizdeki hakları, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanızdır." (Tirmizi)

Yukarıdaki hadisten çıkarılan hükümler;

Kadınlara iyi muamelede bulunmak gerekir. Onlara gösterilecek yakınlık, mübah meseleler çerçevesinde sohbet, mizah bu iyi muamelenin bir parçasıdır.

Erkek hanımına mizah yapmalı, şakalaşmalı, kadının şımarmasına meydan vermeyecek ölçüde kendisini sevdiğini ihsas etmeli ve hatta söylemelidir.

Kadınların, kocalarına sâdık ve vefâdar olmalı, nazarlarını onlara hasredip, iyiliklerine şükranda bulunmalıdır.
Nevevî, Resulullah'ın (asm), erkekleri kadınlara küsüp darılmaktan yasakladığını belirtir. Çünkü bazı huyları hoş olmasa bile, mutlaka hoşlanacağı başka huyları vardır. Sözgelimi kadın hırçın ve huysuzdur ama dindardır, namusludur, ailesine, çocuklarına düşkündür. Şu halde, Aleyhissalatu vesselam, erkeklerin, kadın tabiatı hakkında sağlıklı bir telâkkiye kavuşarak onlar karşısında sabırlı ve anlayışlı olmalarını sağlamaya çalışmaktadır. (Kütüb-i Sitte)

Erkek, eşini beğenmezlik edemez

Erkek, eşinin gerek kendine, gerekse yaptığı işlere çirkin dememelidir. Bilindiği gibi bir kadına yapılacak en büyük hakaret ona «çirkinsin» demektir. Çünkü kadın daima ruhen güzelliğini ve kendi varlığını erkeğe kabul ettirmek ister. Bu yüzden ona güzel olduğunu söylemek onun hesabına bir iyilik ve nezakettir.

Ayrıca kadınla iyi geçinmek, ona darılmamak gerektir. Bu konuda hudutsuz kudret sahibi olan ALLAH (cc) şöyle buyurur:

“…Hem onlarla iyi geçinin! Fakat onlardan hoşlanmazsanız artık (sabrediniz,) olur ki bir şey hoşunuza gitmez de ALLAH, onda birçok hayır takdîr etmiş bulunur.” (Nisa, 19)

“Mü'min bir erkek, mü'min bir kadına darılıp kızmasın. Eğer onun bir huyundan hoşlanmıyorsa öbür huyundan hoşlanabilir.” (Müslim)

Gerçekten her huy, her iş hoşa gitmeyebilir. Ama iyi niyetli ve cana yakın bir insan, isterse hoşuna gidecek nice iyi ve güzel huylar bulabilir. Hele bir de bu, eşi olursa... Önemli olan iyi niyetli ve kanaatkâr olmaktır.*
Hz. Câbir (ra) anlatıyor: "Resulullah (asm) buyurdular ki: "Bir mümin erkek, bir mümin kadına buğz etmesin. Çünkü onun bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir." (Müslim)

Erkek çocuklarının terbiyesinde ve ev işlerinde eşine yardımcı olmalıdır

Bu da erkeğin önemli görevlerinden biridir. Gerçi çocuğun terbiyesi annenin görevidir. Fakat bu hususta erkeğe de önemli görevler düşmektedir.

Çocuğun anasına karşı olan saygısı ve hürmetini, meşgul olduğu sanatta daim olmasını, gelip giderken küçük ve büyüklerine karşı olan sevgi ve saygısını kontrol etmek babaya düşen bir görevdir. Erkek çocuklarına karşı olan vazifelerini ifa ettiği gibi, ailesine yapacağı ev işlerinde yardımcı olmak ve Resûlullah'ın (asm) bu husustaki sünnetine tabi olmak en büyük gayesi olmalıdır.

Peygamberimiz (asm) buyuruyor ki:

“Sizin hayırlınız, kadınlarınıza karşı hayırlı olanınız ve ailesine karşı en şefkatli olanınızdır.”

Erkeğin ailesine karşı alçak gönüllülük ederek karısına yardımcı olması, ailenin huzur ve saadetini temin edeceği gibi bolluk ve bereketin artmasına, evlilik bağlarının sağlamlaşmasına, karısını daha çok kendisine bağlamasına yardımcı olur. Bu erkeğin şan ve şerefini muhafaza etmesi demektir.*

İrbad bin Sâriye rivayet ediyor:

"Erkek, hanımına su dahi içirse ondan sevap kazanır." (Camiü’s-Sağir)

Erkek ailesinin ibadetleriyle ilgilenmeli, onlara dini inançlarını öğretmelidir

Erkek, gerek ailesinin ve gerekse çocuklarının ALLAH'a karşı olan ibadetleriyle sıkı sıkıya ilgilenmeli ve eğer borçlarını ifa etmiyorlarsa onlara yapmaları için emir vermelidir. Çünkü erkek onların bu husustaki borçlarından ALLAH katında sorumludur.

ALLAH (cc) buyuruyor ki;

“(Ey Resûlüm!) Ailene namazı emret, (kendin de) ona sabırla devam et! Senden rızık istemiyoruz. (Bil‘akis) seni biz rızıklandırıyoruz. (Güzel) âkıbet, takvâ (sahipleri) içindir.” (Taha, 132)

Erkek, ev halkına dinî inançlarını, ALLAH'ın ve Resûlullah'ın (asm) emir ve nehiylerini öğretmelidir.
Peygamberimiz (asm) buyuruyor ki:

“Kabile ve ehlinize dönerek onlara iman ve amel ile ilgili meseleleri öğretiniz.”

“Ey îmân edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan bir ateşten koruyun!...” (Tahrim, 6)

Erkek ailede ne fazla baskı yapmalı, ne de müsamahakâr olmalıdır

Bir erkeğin gerek evinde ve gerekse eve gelip giderken aile ve çocuklarına karşı aşırı derecede asabi davranıp bağırması, çağırması ve evdekileri korkutması evde âdeta dehşet saçması İslamın yüce ahlâkına uymaz. Çünkü bu çeşit hareketler ev halkını erkekten soğumalarına ve ondan nefret etmelerine yol açar. Bu arada çocuklar da yanlış yollara saparak ailede huzur bozulmuş olur.

Bir erkeğe yakışan evinde ve dışarıda gayet vakur ve ciddî hareket ederek çocuklarının ve hanımının terbiyesi ile uğraşması gerekir. Fakat aynı zamanda onlara karşı güler yüz, tatlı dille şefkat ve merhametle muamele etmeli ve onlara aile büyüğü ve aile reisi olduğu hissini vermelidir.

Resûlullah (asm): “İnsanların en kötüsü ehlini sıkan, ailesi üzerinde baskı kurandır.” diye buyurdular. Ashâb: “Ya ResulALLAH, insan ailesi üzerine baskı kurabilir mi? diye sordular. Resûlullah şöyle buyurdu: “Eve gelince hanımı korkudan titrer, çocukları kendisinden kaçar. Evden çıktığı zaman ise karısının yüzü güler ve ailesi sevinir.

Erkek aile fertleri üzerinde fazla müsamahakâr da olmamalıdır. Erkek aşırıya kaçmamak üzere gayretli ve kıskanç olmalıdır. Onların evin dışındaki hareketlerine geliş gidişlerine, yabancılarla olan münasebetlerine, giyim ve kuşamlarına bilhassa dikkat etmelidir. Onların İslâm terbiyesi, İslâm ahlâk ve an'anesi üzere olmalarını sağlamalıdır.

Erkek, eşine karşı olan güzel muamelesinde itidâli elden bırakmamalı, karısının gözünde otoritesini kaybetmemelidir. Ahlâk dışı hareketini görünce derhal sertleşmeli ve bu çeşit fiillere asla müsamaha etmemelidir. Dine ve insanlığa bir iş yapacak olursa derhal karşı çıkmalı ve buna engel olmalıdır. Çünkü karısına karşı olan otoritesini kaybeden erkek karısının isteklerine tabi olmaya başlar ve artık kadının ahlâkının sükût devresi başlar. Artık, erkeğin ailesi üzerinde hiçbir otoritesi kalmaz.

Peygamberimiz (asm) buyuruyor ki: “Karısına kul olan yüzüstü sürünsün.”

Karısının isteklerine uyan bir erkek onun kölesi durumuna düşer ki, böyle bir erkek lânet edilmeye lâyıktır. Çünkü ALLAH (cc) erkeği kadının hâkimi kılmış ve öyle yaratmıştır. O, karısının emirlerine itaat etmekle ALLAH'ın bu hükmünü tersine çevirmiş ve şeytana itaat etmiş olur.*

Erkek eşi için süslenmelidir

Kadının, kocasının sevgisini kazanmak, onu kendisine bağlamak için, onun istediği şekilde süslenmesi gerekiyorsa, erkeğin de aynı şekilde eşi için yeni elbiseler giymek, saç ve sakalını güzelce düzeltmek suretiyle süslenmeli, eşinin harama bakmasına meydan vermemelidir. Eğer erkek kirli paslı dağınık bir halde bulunursa karısı kendisinden nefret eder ve aralarındaki sevgi ve muhabbet bağı gittikçe zayıflayarak fitneye düşmelerine sebep olur.

Peygamberimiz (asm) buyuruyor ki: “Elbiselerinizi yıkayın, saçlarınızı toplatın. Dişlerinizi misvakla fırçalayın, süslenin, temizlenin. Çünkü İsrail oğulları bunu yapmadıkları için kadınların gözleri dışarıda kalmış ve zina etmişlerdi.” İslâm dini erkeğin sadece kadına karşı süslenmeyi değil dışarıya karşı güzel ve temiz giyinmesini ve İslam’ın yüceliğini gösteren hareketler içine girmelerini emir ve tavsiye ediyor. Peygamberimiz (asm) buyuruyor ki: “Elbiselerinizi temiz tutun ve güzel yapın. Binek ve yük hayvanlarınızı (cins yönünden) ıslah edin. Ta ki insanların içinde bir ben gibi onlara örnek olun.” *

Erkeğin ailesi için yaptığı şeyler sadakadır

Amr bin Ümeyye’den (ra) rivayetle:

"Aile fertlerine yapmış olduğun her iyilik onlara bir sadakadır." (Camiü’s-Sağir)

Mikdam bin Ma’dikerib’den rivayetle:

"Hanımına yedirdiğin senin için sadakadır, çocuğuna yedirdiğin senin için sadakadır, hizmetçine yedirdiğin senin için sadakadır, kendin yediğin senin için sadakadır." (Müsned)

Ebu’l- Mes’ud (ra) rivayet ediyor:

"Kişi sevabını ALLAH’dan bekleyerek ailesine bir harcamada bulunduğunda bu kendisi için sadaka olur." (Buhari)

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de aile saadetinin devamı hakkında Hanımlar Rehberi adlı eserinde bu konuya şöyle temas etmiştir

Aile saadeti, eşler arasında karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış esasına dayanır

“Kadınların zahiri güzelliğinin en güzeli, erkeğin hanımının şefkatine ve kadınlığına mahsus güzellik ve ahlakına sevgisini bina etmesiyle olur.

Bir erkek hanımını ebedi hayatında ebedi ve sevimli bir hayat arkadaşı olduğu cihetle ihtiyarlandıkça ona karşı daha ziyade hürmet ve merhamet ile muhabbet göstermesi lazımdır
.
En bahtiyar o âdemdir ki; saliha zevcesini ebedi hayatta kaybetmemek için hanımını taklit etmeli. O da salih olmalı.

Bir erkek bir kadınla evlenmesinin gayesi, ebedi bir hayat arkadaşı ve saadet ve günahlardan kendini muhafaza ettiği için olmalıdır.

Erkeklerde de haysiyet namus seciyesi fıtratlarında vardır. Bu namusta halis ücret ve mukabelesiz samimi bir kahramanlık derç edilmiştir. Bir erkeğin hanımına karşı vazifesi haysiyet ve namus seciyesiyle ailesini himaye etmelidir.

Bir ailenin hayat saadetini temin etmesinin mühim sebeplerinden biriside karı ve koca arasında karşılıklı bir emniyet ve samimi bir hürmet ve muhabbetle devam eder.

Kocanın eşi hakkında dünyevi çok fazla emelleri ve maksatları varsa bunlar bu dünyaya sığışmadığından kanaatkâr olup ahirete havale etmelidir.

Bir erkek hanımını Rahmet İlâhiye’nin sevimli latif bir hediyesi olduğu için sevmelidir.

Bir erkeğin hanımına karşı muhabbeti ALLAH için olsa; o muhabbet elemsiz bir lezzet verir.

Bir erkek hanımına olan muhabbetini helal dairesinde yani latif şefkatine güzel ahlakına bina ettiği ve diğer günahlardan da muhafaza ettiği takdirde aralarında samimi bir muhabbet teşekkül eder. ”

Kaynak : Evlilik ve Aile Hayatı


















__________________

la ilahe ente sübhaneke inni küntü minezzalimin
musemma isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 21:55.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner