Ruhani  

Go Back   Ruhani > Gizli İlimler > Cinler ve Şeytanlar
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 02-16-2012, 05:30   #1 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Jan 2012


Mesajlar: 291
Konular: 266

Karma Puanı: 2

Standart Cinlerle insanların evliliği

Gerek insan bilimi, gerekse kültürel olarak toplumların inanç ve düşünce yapılarına baktığımızda bunların temelle*rinde ya din veya sihir olgusuna rastlamak mümkündür ki, bu umumiyetle tabiat güçlerini elinde bulundurup idare eden insanüstü ilahi güçlerin varlığına inanma olgusudur yahut da insanların kimileri tarafından öğretilmek suretiyle de kazanılabilen yetenekler vasıtasıyla toplumun ihtiyaçlarına göre yönlendirilebilen insanüstü güçlerin ve bedensiz varlıkların mevcudiyetine inanma olgusudur.

Birincisini din, ikincisini ise sihir tabirleri ile ifade ettiğimiz bu iki olgu kimi toplumlarda birbirlerinin içine gir*mişler, kimilerinde din kaybolmuş sihir bir din gibi algılanmış, kimilerinde ise sihir kutsallaştırılarak ancak özel kişilerin anlayıp uygulayabildikleri olgular olarak kabul edilmiştir. Olağanüstülükler oluşturma yönünden sihre, çoğun*lukla uygulayıcılarına tabiatüstü ilâhilik yakıştırmaları yapılmak suretiyle, dinî bir kisve büründürme çabasına giril*miştir. Nitekim pek çok dinde bunun örneklerine rastlanılabilir. İnsanlardaki bu saplantılar yani dinî ve ilâhî kis*veye büründürme çabası, hak rasüllerin bu gibi ameliyelerin benzeri ya da daha üstün hallerini sihrî bir sisteme başvurmadan, doğrudan ilahî güçlerle uygulama girişimlerini zorunlu hale getirmiştir ki biz, bunlara mucize gösterme diyoruz. Böylece rasüllerin gönderilme sebeplerinden birisi de sihir ile dinin arasını ayırarak, sihirbazlarla vasıta görevi yapan bedensiz varlıkların (cinlerin) ilâhîleştirilmelerinin önlenmesidir. Nitekim bu tavır yasak*lanarak bir inanç bozukluğunun önü alınmaya çalışılmıştır. Buna en bariz misallerden birisi eski Yunan mitolojisi ve dinidir. Din ile sihir Grek kültüründe baş*langıçta mevcut idi; hatta Aristo ve Platon’da ifade bulan tevhid inancı hâkimdi. Ancak sihirde kullanılan üstün be*densiz varlıklar ilahileştirilerek tanrılara dönüştürüldü; böylece tevhid dini yozlaşmış oldu, küfür ve şirk hâkim oldu. Çok tanrılı dinlerin meydana gelişinde sihir önemli roller oy*namıştır.

Sihir İslamiyet’in başlarında Arab yarımadasında ya*şamış olan toplumların birçoğunda pratik olarak uygulanan bir hâdise olarak karşımızda durmaktadır. Şöyle ki putpe*rest Araplar, Kabala ya da Yahudi sihrini uygulayan Muse*viler sihrin çeşitli örneklerini ve astrolojik bazı işlemleri uy*gulamakta idiler. Bu, onlara geçmiş toplumlardan miras ola*rak geçmiş idi.

Cahiliye dönemi Arab toplumunda sihir yapılarak etki altına alınanlara meshûr deniliyordu. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem de nübüvvetinin ilk yıllarında ilâhi davetine icabet ederek pek çok kişinin putperestlikten sıyrılıp tevhid inancına sahip ol*malarına vesile olduğu için insanların düşüncelerini sihirle etki altına aldığı suçlamaları ile karşı karşıya kalmış; bazen kendisi cinlenmiş, bazen de sihirbaz tabirleri ile suçlan*mıştır. O, bu davetlerinde umumiyetle sadece Kur’ân’dan pa*sajlar okuyup dinlettiği için bazen Kur’ân için de bu yakış*tırmalar yapılmıştır.

Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem, gösterdiği pek çok çeşit mucizeler ile hem insanların inançlarını etki*leyerek sarsmış, hem de uygulanmakta olan sihri hak ettiği seviyeye indirgemiş ve dini üst plana çıkarmıştır. Buna karşılık sihrin insana yararlı olan sahalarında uygulama*lara izin vermiş, ancak kendisi bizzat bu gibi hâdiselerde sihri uygulamamış, bütünüyle mucizesi ile tabiatüstü müdahaleler icra etmiştir. Mesela olağanüstü tıbbî müda*haleleri müşahede edilmiştir. Akrep ve yılan sokmaları ile göz değmelerine karşı putperest Arabların şirk içermeyen sihri formülasyonlarını bazı ufak tefek değişikliklerle onay*lamış ve insana “yararlı” olması şartıyla uygulamalarına izin vermiştir. Bununla birlikte bazı ruhsal ve fizyolojik has*talıklarda Kur’ân’dan âyetleri bizzat kendisi okumak veya ashabına öğretmek suretiyle de İslâmî Nebevi temellerini atmıştır. Böylece İslâmî özge gerçek rukye (dua), aslını Nebevi buyruk ve bilgilerden temel almıştır.

İslâm duada ile dinî inançların arasında kesin bir çizgi vardır. Uygulamalarda ilâhi sözler kullanılır. İslâm inancında rukye duanın bir türüdür. Bazen vasıta ola*rak bedensiz varlıklar (melekler-cinler) kullanılır. Ancak hiçbir zaman bu varlıklar ilahlaştırılmazlar.

Tarihsel olarak baktığımızda rukye uygulama*da Kur’ân esaslı olmayan yabancı orijinli uygulamaları da görebilmekteyiz. Mesela Batıda “sihirli dörtgenler” diye de tabir olunan vefk uygulamaları ve harflerin “bast ve teksiri” gibi ameliyeler başka sihir ekollerden, İslâmîleştirilmek suretiyle sonradan sokulmuş şekiller olarak dikkatimizi çekmektedir. Bu uygulamanın sebebi, ev*velki sihir ekolleri kendi bünyesi işine alıp eritme yani İslâmîleştirme gayesine matuftur. İşte bu husus, aslında tahrif olunmuş dinlerin orijinlerinin tevhid inancı olduğunu vurgular gibi, sihir ekollerin çoğunluğunun da orijinlerinin bir olduğunu vurgulamaktadır.

Pek çok kültürlerde olduğu gibi İslâm toplumunda da dindar bir müslüman din karşısında sihrin seviyesini ve inanç karşısında olumlu ya da olumsuz taşıdığı değeri bilmemektedir. Hatta bu bilgi noksanlığı topluma öğretme ve on*ları bilgilendirme konumunda olan imamlar ve bilginlerde bile mevcuttur. Onlar sihri yeterli olarak tanımadıkların*dan topluma da hatalı telkinlerde bulunabilmektedirler. Bu telkinler özellikle Hanefî Mezhebi toplumlarda (şehirli) sihri inkâra yönelik bir merada seyretmiştir. Başlangıçta toplumun sihirle çok fazla ilgili bulunmayışı, ona yönelik itikadî ve şerî bakış açısını da etkilemiştir. Kûfe ve çevresi kültürel olarak sihir ile fazla içli dışlı olmadığı için Hanefilerin sihir olgularına bakışı inkâra yöneliktir. Buna karşılık tarihsel ve kül*türel bir olgu olarak Kuzey Afrika, sihir ile oldukça içli-dışlı olduğu için Mâlikî Mezhebi, sihri oldukça yapıcı yaklaşımlarda bulunarak tevile yönelmişlerdir. Belki de Mâlikîlerin bu tu*tumu “İslâmî Rukye” bu yörede kökleşip, bir sistem olarak ortaya çıkmasında önemli bir etken olmuştur.

Sihrin İslâm toplumlarında bazı yörelerde diğerlerine nisbetle daha az ya da çok mevcut olmasının bir diğer önemli nedeni de ekonomik etkenlerdir. Yoksul yörelerde sihrî çözümlere daha çok başvurulmaktadır. Buna karşılık fakir*liğin az görüldüğü, zenginlik ve refahın olduğu şehirlerde sihir uygulamaları azalmaktadır. Bu husus sadece İslâmî kültürlere has bir olgu değildir. (sh:11-15)
aSLı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-09-2012, 17:59   #2 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Aug 2012


Mesajlar: 414
Konular: 253

Karma Puanı: 7

Standart

Bir filmde cin insana asik oluyordu ona musallat oluyordu gercekten de boyle birsey olmasi soz konusumudur
ARMİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-09-2012, 18:41   #3 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Sep 2012


Mesajlar: 8
Konular: 3

Karma Puanı: 2

Standart

Aslında fena olmaz biliyormusun. Akşam eve geldin baktın karı dırdıra başladı okursun yedi ayetel kürsü kafan rahat
Kosovalı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-09-2012, 21:29   #4 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Aug 2012


Mesajlar: 414
Konular: 253

Karma Puanı: 7

Standart

o da farklı bir bakış tabi



Alıntı:
Kosovalı Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Aslında fena olmaz biliyormusun. Akşam eve geldin baktın karı dırdıra başladı okursun yedi ayetel kürsü kafan rahat
ARMİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-11-2012, 23:50   #5 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Dec 2011


Mesajlar: 536
Konular: 144

Karma Puanı: 22

Standart

Alıntı:
ARMİ Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bir filmde cin insana asik oluyordu ona musallat oluyordu gercekten de boyle birsey olmasi soz konusumudur
evet malesef öyle vakalar görülüyor
Hanedan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-11-2012, 23:52   #6 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Aug 2012


Mesajlar: 414
Konular: 253

Karma Puanı: 7

Standart

Peki boyle birseyin oldugunu nasil anlayabiliriz
ARMİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-12-2012, 00:06   #7 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Dec 2011


Mesajlar: 536
Konular: 144

Karma Puanı: 22

Standart

kişi kendisi anlar bizzat her şekilde hissettirir
Hanedan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-12-2012, 01:24   #8 (permalink)

 
güneşdeniz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Dec 2011


Mesajlar: 413
Konular: 234

Karma Puanı: 100

Standart

evlilere aşık olmazlar dimi


















__________________

aynı anda başka insanlara,
seni seviyorum demişizdir....
mutlak güven duygusuyla,
başımızı başka omuzlara dayamışızdır
olamaz mı? olabilir.
onca yıl sen burada
onca yıl ben burada
yollarımız hiç kesişmemiş
şu eylül akşamı dışında
güneşdeniz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-20-2014, 23:34   #9 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: May 2014


Mesajlar: 4
Konular: 1

Karma Puanı: 2

Standart

benim cinlerim var benle konusuyolar ben şimdi onlarlan evlenırsem onları görecekmiyim ?
MustoCan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2015, 18:50   #10 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Aug 2015


Mesajlar: 58
Konular: 2

Karma Puanı: 2

Standart

Alıntı:
Kosovalı Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Aslında fena olmaz biliyormusun. Akşam eve geldin baktın karı dırdıra başladı okursun yedi ayetel kürsü kafan rahat
bu güzeldi ))))
nevfell isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
cinle evlenenler, cinle evlilik, cinlerle, evliliği, insanların


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:43.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner