Ruhani  

Go Back   Ruhani > İslamiyet ve İslami İlimler > Tasavvuf
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 02-08-2012, 04:06   #1 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Jan 2012


Mesajlar: 291
Konular: 266

Karma Puanı: 2

Standart Zikir

- "akşama ve sabaha erdiğinizde, allah'ı tesbih ve tenzih edin!.. Göklerde ve yerde hamd o'nundur!.. Ikindi ve öğle vakitlerinde de!.." ( rum/27)
"onlar ayakta iken, otururken, yatarken, daima allah'ı zikreder ve yerin yaradılışını tefekkür ederler..." ali imran/191
- "müminler o kimselerdir ki, allah anıldığı zaman yürekleri ürperir... Allah'ın âyetleri ... Iymanlarını artırır. Namazlarını kılarlar, kendilerini verdiğimiz rızıktan harcarlar." enfâl/2-3

"allah sözlerin en güzelini âhenkli, iğneli bir kitap halinde indirdi. Ondan rablerinden korkanların derileri ürperir!.. Sonra derileri de, kalpleri de allah'ın zikrine yumuşar, mutmain olur...." zümer/23
cum'a sûresi 9. âyette ise, şöyle denmektedir:


- "ey iyman edenler!.. Cum'a günü namaz için çağrıldığınızda, hemen allah'ın zikrine koşun!.. Alış-verişi bırakın!.

- "kim benim zikrimden yüz çevirirse, onun için geçim darlığı vardır!.." ta'ha/124
- "zikrimize sırt çeviren, dünyâ hayâtından başkasını arzu etmeyenlerden yüz çevir!.." necm/29

- "öyle adamlar vardır ki, ne ticâret, ne alım-satım onları zikrullah'tan, namazı ve zekâtı edâdan alıkoyamaz!.." nur/37

- sana vahyolunan kur'an'ı tilâvet et!.. Namazı dosdoğru kıl!.. Zirâ namaz insanı münker ve fahşâdan meneder... Zikrullah taatin ekber ve efdâlidir..." ankebut/45

- "müminler o kimselerdir ki, allah anıldığı zaman yürekleri ürperir... Allah'ın âyetleri ... Iymanlarını artırır. Namazlarını kılarlar, kendilerini verdiğimiz rızıktan harcarlar." enfâl/2-3
ve, bir ihtimal:

- "allah sözlerin en güzelini âhenkli, iğneli bir kitap halinde indirdi. Ondan rablerinden korkanların derileri ürperir!.. Sonra derileri de, kalpleri de allah'ın zikrine yumuşar, mutmain olur...." zümer/23
ifâdesidir... Yâni allah "kişi beni anarken çarpılsın, çıldırsın," demiyor!.. "gerçek müminler, allah’ın adının anıldığını duydular mı iliklerine kadar ürperirler, huşû içinde her türlü kötü duygudan kurtulurlar, kalpleri yumuşar," diyor!.. Yâni zikirden kasıt sâdece insanın kendisinin allah’ı anması değildir, başkalarının allah’ı anışından da etkilenmektir... Işte gerçek zikir budur!.. Yukarda âl-i imrân 191. âyette kastedilen zikir budur!.. Kendi anmak, başka yaradılmışların sesli-sessiz zikrini, tesbihini duyup etkilenmek!..
Cum'a sûresi 9. âyette ise, şöyle denmektedir:


- "ey iyman edenler!.. Cum'a günü namaz için çağrıldığınızda, hemen allah'ın zikrine koşun!.. Alış-verişi bırakın!.."
burada "zikir" kelimesi, kur'an okuma ve dinleme, hutbe okuma ve dinleme, ve namaz anlamına gelir... Yine tarikat tarzı "zikir âyini" değildir!..
Bilindiği gibi, cum'a namazı öğle namazı yerine geçer, ama iki rekattır... Hutbe ise kalan 2 rekat namaza bedeldir.

Islâm'da cum'a ve bayram namazı hutbeleri çok önemlidir. çünkü hem ülkenin, hem de bulunulan mahallin meseleleri, müslümanların dertleri dile getirilir. O puroblemlere çözümler bulunur... Ve bu faaliyet sırasında akılda, gönülde hep allah bulunduğu takdirde sonuç ta hayırlı, cemaatin lehine olur. Onun için allah diyor ki, "alış-verişi, yâni para kazanma hırsını, dünyâ gâilesini bir kenara bırakıp sâdece allah'ı düşünün... Kendinizi tamâmen o'na verin ki, cum'a namazından fayda elde edesiniz!"

kısacası, cum'a namazı tümüyle zikirdir... Tabii bilene!...

Yukardaki âyetten hemen sonra gelen 10. âyet ise son derece önemlidir:


- "namazı edâ ettikten sonra, yeryüzüne dağılın!.. Allah'ın fazlından rızkınızı arayın!.. Allah'ı çok zikredin ki, felâh bulasınız!.."
yâni, allah diyor ki, "ülkenin birliği ve beraberliğini bir kere daha hissetmiş olarak, çevresindeki sorunlarını ve çözüm yollarını öğrenmiş olarak câmiden çıktıktan sonra, gönlünüzde ve aklınızda sâdece allah olarak dağılın. Ne gerekiyorsa onu yapın... Rızkınızı kazanırken, görevlerinizi, toplum içinde bir fert olarak size düşen görevleri unutmayın… allah'ı ne kadar çok aklınızda ve gönlünüzde tutarsanız, işleriniz o kadar yolunda gider. Cemaat olarak elele verirseniz, birlikte kurtulursunuz."


- "kim benim zikrimden yüz çevirirse, onun için geçim darlığı vardır!.." ta'ha/124
zâten cum'a, câmi, cemaat; "cem" kelimesinden gelir... O da "bir olmak, bir arada olmak, toplanmak" demektir!.. Birlik sağlamayan cum'a namazı olmaz!.. şimdi nerdeee böyle cum'a namazları!..

Dikkat edilirse, âyette bir "tâtil" kavramı yok!.. Zâten islâm'da şimdi anlaşılan anlamda "sırtüstü yatıp boşa vakit geçirilen bir tâtil" zihniyeti hiç yoktur. Sâdece "yorulunca dinlenme" vardır!.. Müslüman her an bir iştedir... Hep çalışır, didinir, yorulunca da dinlenir... Onda da allah'ın akıldan ve gönülden çıkmaması gerekir!.. Bu da zikirdir!..

Allah, kendisini unutup ta dünyâ işlerine kapılanlardan, para kazanma hırsına tutulanlardan uzak durmayı öğütlüyor. çünkü onların yaptığından hayır gelmez... Sâdece kendilerini düşünürler:


- "zikrimize sırt çeviren, dünyâ hayâtından başkasını arzu etmeyenlerden yüz çevir!.." necm/29
buradaki zikir de, tarikatlardaki zikir değil; bizim yukarda anlatmaya çalıştığımız "akıldan ve gönülden allah'ı çıkarmamak"tır!..
Peki, tarikatlarda zikir, ve "zikir âyinleri" neden ön pilâna çıkmış?... Işte şimdi z.k.'nın sorusunda belirttiği kısma geldik.

Aslında bu da bir âyete dayanır... Allah, yukarda belirttiğimiz tarzda bir zikri, yâni "allah'ı akıldan ve gönülden çıkarmadan, her an o'nun bizi gördüğünü, duyduğunu bilerek hareket etmeyi" en üstün ibâdet saymış!... Namazın, niyâzın bile üstüne çıkarmış!.. Inanmazsanız, okuyun:


- "öyle adamlar vardır ki, ne ticâret, ne alım-satım onları zikrullah'tan, namazı ve zekâtı edâdan alıkoyamaz!.." nur/37
gördünüz mü?.. Allah böyle bir zikri namazdan ve zekâttan önce zikretmiş... Yâni dile getirmiş... çünkü gönülde allah olmazsa, allah'tan başka her şey silinmeden namaza durulursa o namaz namaz olmaz, jimnastik olur... Verilen zekât olmaz, bahşiş olur, gösteriş olur!.. Insanın kendi nefsini, bencilliğini unutması, nefsâniyetten sıyrılması, ancak gerçek zikir ile mümkündür... O yüzden de zikir bütün ibâdetlerden efdâldir.

- sana vahyolunan kur'an'ı tilâvet et!.. Namazı dosdoğru kıl!.. Zirâ namaz insanı münker ve fahşâdan meneder... Zikrullah taatin ekber ve efdâlidir..." ankebut/45
işte delilimiz!.. Allah diyor ki, "kur'an'ı güzelce, anlayarak oku... Bu allah zikridir... Gönüllere ferahlık verir, yolunu aydınlatır... Namazı dosdoğru, riyâsız kıl... Bu da zikirdir... Seni kötülüklerden, aşırıya gitmekten, azıp sapmaktan korur... Ama ibâdetin en büyüğü, en iyisi her an aklında ve gönlünde allah'ı hissederek yaşamandır!.." buna da "zikr-i dâim - sürekli allah'ı anma" denir!..
Ve işte bu yüzden tarikatlar zikre çok önem vermişlerdir... Zikr-i dâim'e ulaşabilmek için, allah'ı her an akılda ve gönülde tutabilmek için müritlere tek başına yapacakları vird (belirli dualar ve allah'ın isimleri) ekzersizleri vermişler, toplu zikir âyinleri düzenlemişlerdir... Tarikat, "yollar" demek olduğu için de, her birinin usûlü, zikri farklıdır.

Ancaaak... Bu, rastgele yapılamaz!.. Geçmişte gerçek tarikat ve şeyhler tarafından çok büyük itinâyla, özenle, müridin durumu gözönüne alınarak yapılırdı.

Bir kişinin böyle bir vird ve zikir faaliyetine girebilmesi için önce iyi bir müslüman mertebesine ulaşmış olması gerekir.

Yâni, hz. Mevlâna;


- "ne olursan ol, gel!"
- "ister mecûsî, ister putperest!.."
- "ister yüz kere tövbeni bozmuş olsan da,"
- "gel!.. Yine gel!"
demiştir ama, her gelene hemen bir vird vermiş, hemen semâ âyinine almış değildir!.. Zâten eskiden tarikatlardaki müritlerin büyük çoğunluğu tekkede kalır, birlikte yaşardı... Diğerleri bugünün tâbiri ile " sempatizan" sayılır, sohbetlere katılır, şeyhten feyz alır, ama pek azı müstesnâ, zikir ve semâ âyinlerine iştirak edemezlerdi... Yunus'un taptuk emre dergâhı'na 40 yıl hizmet etmesi meşhurdur, bilirsiniz... Hacı bayram'ın müritleri de birlikte çalışır, üretir, birlikte yer içer, birlikte ibâdet ederdi.
Bir kişinin "mürid" sıfatıyla vird alması, zikir âyinlerine katılması için önce açık şirkten uzak durması, sonra da gizli şirkten, yâni bilerek veyâ bilmeyerek allah'a eş koşmaktan; o'nu bırakıp paraya, şana, şöhrete, patrona tapmaktan sıyrılmış olması şart idi!.. Ancak böyleleri toplu zikir âyinlerinde yer alabilirdi!.. Ancak böylelerine, dışarda kendilerini eğitmek için, zikr-i dâim'e hazırlamak için vird verilirdi...

şimdi mâşallah, her şeyhin elini öpen tarikat ehli olup çıkıyor, zikir âyinine katılıyor... Ve tabii çoğu sapıtıyor!..

çünkü bu tarz zikir, bir nev'i "bilinmeyen güçleri harekete geçirme" faaliyetidir!.. Ve sâdece islâm'a mahsus bir olay değildir... Her kelimenin belli bir firekansı, belli bir dalga boyu vardır... Meselâ budizm'de zikir ifâdesi olan "oohmm" kelimesi ile, islâmiyet'teki "hûû!" kelimesinin firekansları birbirine yakındır... Ve böyle kelimeler belirli sayıda tekrarlanırsa, hangi din ve inançta olursa olsun, bir takım güçleri harekete geçirir...

Kelimelerin hepsinde bir mânâ yükü, ve o mânânın bir gücü vardır.. Her kelime bir pil gibidir... Nasıl ki, 6 pilli radyoya bir pil koyarsanız çalmaz, iki tâne koyarsanız çalmaz, ama altı pil koyunca ses vermeye başlarsa; belirli kelimeleri belirli sayıda tekrarlanması, bir takım güçler harekete geçmesine yol açar.

Işte bu harekete geçen güçler, kişinin ruhî tekâmülü, mânevî mertebesiyle alâkalıdır... Eğer o şahıs nefsâniyetten sıyrılmamışsa; harekete geçen güçler menfî olur, şeytânî olur, ve insan sapıtır!..

Kısacası bu tarz zikir, her yiğidin harcı değildir... şah veliyullah dehlevî'nin çok yerinde tesbiti ile, "tefekkür, zikir, ve hele zikr-i dâim, sâdece yüce ruhlardan beklenebilir. Ne yazık ki, böyle ruhların sayısı son derece azdır!"

eskilerin tâbiri ile ermek için şeriat-tarikat-mârifet mertebelerinden geçmek, ve hakikat'a ulaşmak gerekir... Ama yunus'un dediği gibi:


Bu şeriat güç olur,
tariykat yokuş olur!
Mârifet sarplık durur,
hakiykattır yücesi!..
Kırk kişi bir ağacı,
dağdan güçle indire!..
Ya bunca mürid, muhib,
sırat'ı nice geçesi???

Dört hâl içinde derviş,
gerek siyâset çekesi
menzile ermez, kalır,
yol eri yuvacası!..
Kısacası şeriat yolundan geçmeden, tarikat yokuşu çıkılmaz... Kırk kişi bir ağacı taşıyamazken; bunca mürid, mürşit sıratı nasıl geçecek ki?.. Dervişliğe soyunmak kolay, ama derviş olmak zordur... çoğu yolda kalır!..allah'ım ayaklarımızı dinin üzerine sabit kıl (amin)
aSLı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-13-2012, 01:29   #2 (permalink)

 
özlem35. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Oct 2012


Mesajlar: 101
Konular: 57

Karma Puanı: 2

Standart

kısacası, cum'a namazı tümüyle zikirdir... Tabii bilene!...

hepsi cok guzel.....
özlem35. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-09-2013, 09:59   #3 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Oct 2013


Mesajlar: 20
Konular: 11

Karma Puanı: 2

Standart

Hüddam ilmine zikirle mi giriş yapmalıyım?Zikir İslami meditasyon olarak geçiyor ve bu gibi işlere girmeden önce bolca meditasyon yapılması salık veriliyor.Yani meditasyon bir eğitim,bir antrenman.Düzenli yapan kişi bu ruhani ilimlerde başarı gösteriyormuş.İslam'da da meditasyon zikir olduğuna göre Esmaül Hüsna zikirleriyle giriş yapabilir miyim hüddam ilmine?

Bir de Esmaül Hüsna'nın hadimi olan cinlerden zarar görür müyüm?Herhangi bir esmayı çok okuyunca cinler harekete geçiyormuş.Bana zarar verirler mi?Esmaların hadimlerinin zararsız olduklarını okudum ancak bu işlerde yeni olduğum için endişelerim var ve bolca bilgi almadan bu işe girmek istemem.

Teşekkürler.
Cobb isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-09-2013, 17:22   #4 (permalink)

 
zeinarda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Oct 2012


Mesajlar: 1.884
Konular: 657

Karma Puanı: 2

Standart

cobb,hadimlerle hüddamlarla görüşebilmeniz için öncelikle
havas ilmini çok iyi öğrenmeniz,islami esaslara göre yaşamanız yani namazı orucu ihmal etmemeniz,kuran-ı kerimi mela ve tefisrleriyla çok iyi öğrenmeniz,her adımınızda
allah rızasını gözetmeniz zikirlerinizi de bu esasa göre yapmanız gerekir....İyisi ve kötüsüyle her canlıyı allahın yarattığını aklınızdan çıkarmadan yaşam hakkına saygı duymak önemlidir,öncelikle bunları hayatınızın bir parçası haline getirmelisiniz ki amacınıza ulaşabilesiniz.....
zeinarda isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-09-2013, 19:48   #5 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Oct 2013


Mesajlar: 20
Konular: 11

Karma Puanı: 2

Standart

Tamam Hocam.Bunları aklımdan hç çıkarmayacağım.Teşekkür ederim.
Cobb isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-16-2013, 17:14   #6 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: May 2013


Mesajlar: 287
Konular: 6

Karma Puanı: 2

Standart

teşekkürler Allah razı olsun
zeytınn isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
zikir


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 21:28.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner