Ruhani  

Go Back   Ruhani > Evrensel Enerjiler > Evrensel Enerji Sistemleri > Parapsikoloji
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 01-23-2012, 12:56   #1 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Dec 2011


Mesajlar: 536
Konular: 144

Karma Puanı: 22

Standart Metafizik Nedir?

PARAPSİKOLOJİ VE METAFİZİĞİ ANLAMAK ,
Bilimler gelişmeden, ayrışmadan, farklılaşmadan birbirinin içine girmiş durumdaydı. Teoloji, felsefe, psikoloji, insan bilimleri ve diğer bilimler iç içeydi. İnsan zihninin bir ürünü olan bilimler geliştikçe belirli alt disiplinler ortaya çıktı, birbirinden bağımsızlaştı. Bu bağlamda bilinen ile bilinmeyen arasında kalın çizgiler ortaya çıktı.

Psikoloji insan varolduğundan bugüne varolan bir bilimdir. Ancak bilimsel bir disiplin olarak gelişmesi son yüzyılda olmuştur. Psikoloji ?ruh bilimi? demektir. Burada kavram kargaşasına neden olmamak için teolojik bir kavram olan ? Spirit ? kelimesi yani ruhtan;

insan beyninin fonksiyonlarını ifade eden ?psi? yi ayırmak gerekir. Psi kelimesi canlıların, özellikle insan beyninin nasıl davrandığını, nasıl düşündüğünü, nasıl duygulandığını, nasıl etkilenip, nasıl tepki verdiğini inceleyen ve bunun yasalarını ortaya çıkaran bir bilim dalıdır. İnsanın organik yapısı; elle tutulur, gözle görünür, laboratuarda incelenebilir bir yapıdır. İnsanın zekasını, aklını, düşüncesini, davranışını, duygulanımını, bu manada ölçüp tartamıyorduk. Ancak yapılan bilimsel çalışmalar İnsanın tüm bu fonksiyonlarını ölçülebilir bir fenomen olduğunu bize göstermiştir. Yani insan ruhu rakamlara dökülebilir. Bu sonuç bilimin evrimsel gelişim sürecine paralellikte ortaya çıkmıştır. Matematik, istatistik, sinirbilimi (neuroscience), kimya, elktrofizyoloji, elktromanyetizmin gelişmesi ile beynin sırları da çözülmeye başlanmıştır. Artık insan beyninin sırları hakkında bir çok bilgiye sahibiz. Ancak bilmediklerimizde çoktur. Fakat çalışmalar umut vadedicidir.

Psikoloji ilmi bir disiplin olarak evre evre gelişip evrensel bilim içinde yerini alırken, sınırları netleşmekte, berraklaşmaktadır.

Bu noktadan itibaren bilimsel bir disiplin olarak psikiolojinin mevcut gelişim düzeyi ile izah edilemeyen, açıklanamayan sorun ve sorulara karşı psikolojinin ötesinde, yanında anlamına gelen ?parapsikoloji? ortaya konmuştur. Parapsikolojiyi iki bağlamda değerlendirebiliriz.

Birinci olarak; psikoloji bilimi ile izah edilemeyen bir takım fenomenlerin bilimin inceleme araçları ile inceleyerek bilime kazandırmak, aydınlatmak, izah etmek şeklindeki yaklaşım vardır.

İkinci olarak; bilimsel determinizmin karşısında, gerçekliğin ötesinde , farklı bir boyutta fenomenler dünyası olduğunu ispata yönelik parapsikolojik bir yaklaşım tarzı mevcuttur.

Birinci yaklaşım tarzı bilime hizmet amacı güderken, evrensel gerçekliği deşifre etme yöntemidir. İkinci anlayış ise bilimsel gerçekliğin ötesinde farklı bir boyut arama peşindedir.

Tarihsel gelişim sürecine baktığımızda yapılan araştırmalar sonucunda parapsikolojinin alanı daralmakta, izah edilemeyenler anlaşılır olmakta, bilimin sınırları içine girmektedir.

Diğer alandan fizik ve metafiziğe baktığımızda fizik evrensel gerçekliği temsil ederken, metafizik evrensel gerçekliğin ötesini temsil etmektedir. Psikolojide geçirilen evreler fizik ve metafizik içinde aynı şekilde gelişmektedir. Yine tekrarlayacak olursak teoloji, felsefe, psikoloji ve diğer insan bilimleri geçmişte içiçelik arz ediyordu.

Tarihsel gelişim süreci ile birlikte bilimsel disiplinler ve alt disiplinler farklılaştı. Fizik, matematik, astronomi, kimya, geometri gibi bilimler alt disiplinleri ile birlikte çok gelişti. Evrensel gerçeklikte bilimin sınırları genişledikçe, izah edilemeyenler izah edildikçe metafiziğin alanı daraldı, küçüldü. Aynı parapsikolojide olduğu gibi.

İki türlü yaklaşım tarzı tespit edilebilir. Birinci yaklaşım tarzı evrensel gerçeklik ve bilimsellikle izah edilemeyen sorulara karşı, insan zihninin cevap arayıp bulamadığı fenomenlere karşı; evrensel gerçeklikle bütünleşmeye çalışan, bilimsel açılımlar peşinde koşan metafizik yaklaşım tarzı vardır. Yani yaratıcı gücün evrensel sisteminin deşifre edilmesi ile ilgili zihinsel egzersizler mevcuttur.

Buradaki metafizik yaklaşım; bilinemeyeni, açıklanamayanı, anlaşılamayanı mevcut evrensel gerçeklikle izah etmeye çalışmak veya evrensel gerçekliğin perspektifini geliştirmeye çalışmak söz konusudur. Burada bilimle karşı bir karşıtlık söz konusu değildir. Ancak bilimsel izah tarzı bulmaya zorlamak veya bilimin gelişmesini gözlemlemek gibi iki seçenek vardır.

İkinci yaklaşım tarzı ise evrensel gerçekliği veya fiziği basite indirgeyip, onu ötesinde anlaşılmayan, izah edilmeyen, mevcut bilimsel yaklaşımlarla da izah edilemeyeceğine inanan bir alanın varlığını kabul etmek, bu alanı dogmatik düşüncelerle, yargılarla açıklamaya çalışan yaklaşım tarzıdır. Burada bilimle bir kavga, bir karşıtlık hali söz konusudur.

Bu tarzda bilimsel gelişmelerin, insanı doğayı izah etmesindeki muhteşem gelişmenin ulaştığı boyut karşısında şaşkınlığa düşen bireyin kendini koruma gayreti veya farklı bir güçle donanma ihtiyacını bulabiliriz.

Psikolojinin karşında parapsikolojinin, fiziğin karşısında metafiziğin oluşmasının veya bu dört ayrı argümanın birbiriyle ilişkisini anlayabilmek, bağlantıların ortaya koymak gerekmektedir.

Bu farklılıklar çeşitli boyutlarda, bağlamlarda ela alınıp izah edilebilir. Bunlar arasında psikolojik, sosyolojik, felsefi, teolojik, ahlaki yaklaşım vd. sayılabilir.

Psikolojik yaklaşım
İnsanların bir kısmı determinal fiziği seçerken, neden diğerleri metafiziği seçer. (Fiziğin içindeki determinizm ve indeterminizm teorik tartışmasının dışındaki bağlamda.) İnsanların bir kısmı insanların zihinsel süreçlerini inceleyen psikolojiye taraf olurken, diğer bir kısmı mevcut yasalarla izah edilemeyen konularda parapsikolojiye yönelir.

Modern psikoloji ile bunu izaha çalışalım. İnsan doğduğunda gerçeklikten habersizdir. Zihinsel yapısı zamanın, mekanın, determinal ilişkinin, fiziğin dışındadır. Bir insanın gerçeklik ilkesini, zamanı, mekanı, fiziği kavrayabilmesi için doğumdan sonra asgari beş yıllık bir süre gereklidir. Bunları kavrama yeteneği ile dünyaya gelir. Ancak insanoğlu doğduğunda bu bilgiler mevcut değildir. Bebek beyni zamanı, zamanın peş peşeliğini anlayamaz. Uzamsal mekanı kavrayamayan, sebep sonuç ilişkisini idrak edemeyen, ahlaki hususiyetlerin hiç birisine sahip olmayan sadece biyolojik refleksler ve dürtülerden ibarettir.

Bebeklik döneminde düşüncenin ilk oluşum evrelerinde, dünyayı algılayan bebek dünyayı yarattığını düşünmektedir. Fiziksel ve düşünsel ihtiyaçları gerçekleştirildiğinde (başkaları tarafından) çocuk bunları kendinin yarattığı gibi bir vehme kapılmaktadır. Yani bir nevi tanrı olduğunu düşünmektedir. Bir bebeğin kendini tanrı gibi hissetmesini nasıl anlayabiliriz? Tabiiki bebekle oturup konuşamayız. Bebeğin düşünce ve duygularını direkt olarak öğrenemeyiz. Peki bu kanıya nereden varıyoruz?

Birinci olarak bu yargımızın izdüşümlerini düşüncemizde, davranışımızda ve fantazilerimizde bulabiliyoruz. Bunların bilimsel bir perspektifte gözlemleyip izah edebiliyoruz. Kimlik ve kişilik yapısının oluşması süreci, dilin, simgenin, imgenin oluşmasının sürecinde bu yapıları inceleyebiliyoruz.

İkinci olarak; akıl hastalığı (psikozlar) insan ruhunun gelişim evrelerinin tersine işlemesidir.Psikoz hastası; çocuk ve bebek düşünce tarzına geri dönüşü simgeler. Yani bebek gibi düşünür ve hisseder. Geriye döndükçe zihinsel yetenekler dumura uğradıkça psikozlarda omnipotent (tüm güçlülük) bir yapı ortaya çıkar. Tüm eşyayı kontrol edebilme, değiştirebilme, fiziksel gerçekliğin ötesine geçebilme gücünü hissetmektir. Akıl hastasının patolojisi daha da derinleşir ve geriye doğru yani bebekliğe doğru gitmeye devam ederse omnipotent yaratıcı gücü hissetmenin ötesinde zaman ve mekan kavramı da kaybolabilir. Bunlardan da geriye gidilirse kaos başlar, anlamsızlık ortaya çıkar. Bu ilk bebekliğe dönüş durumudur. Kelimeler, imgeler, nesneler iç dünyamızda anlamsız bir şekilde kaos oluşturur. Bu bilimsel literatürde ?okyanussal coşku? terimi ile adlandırılır. Böyle bir bireyin tedavisi de tam tersine işler. Bu süreç her insanoğlunun geçmek zorunda olduğu gelişim evreleridir. Zaman, mekan, gerçeklik,toplumsal ve sosyolojik gelişimler insana ebeveynleri veya bakıcıları tarafından yüklenen bir sanal proğramdır. İnsanlığın ortak gelişim çizgisinde belirli bir ortak payda olmasına rağmen; bireysel gelişim ve dünyayı algılama ve anlamlandırma çoğu durumlarda kültüreldir. Ve bu konuda çok geniş bir yelpaze sözkonusudur. Aynı olaya karşı kültürel farklılıklardan kaynaklanan birçok doğruları (!) görmek mümkündür.

Bu gelişim evreleri içinde çekirdek olarak kalan omnipotent yapı tanrısal güce haiz olduğumuz duygusu, zaman, mekan ve gerçeklikle sınırlandırılmış küçük dünyaya karşı bir isyan içinde iken, metafizik veya parapsikolojik bir uğraşa dönüşebilir. Yani bize giydirilmiş olan gerçeklik ilkesinin ötesine geçme isteği, bebekliğe dönüşü (regresyon) özleyen dürtüsel yapının tezahürüdür.

Çocuğun düşünce ile eyleme geçmeyi ayırt edebilmesi için yılların geçmesi gerekiyor. Yine çocuk ben ile ben olmayanı içten gelenle dıştan geleni, hayalde ürettiği ile gerçek olanı ayırt edebilmesi için çok ciddi bir eğitim sürecini yaşamalıdır.

Dört beş yaşlarına kadar düşünmek ile düşündüğünü eyleme koymak arasındaki farklılığı tam olarak fark edemez. Düşündüğünde eylem yapmış gibi kendini sorumlu hisseder. Ömür boyu hepimiz bunun izlerini taşırız. Düşünülmesi yasaklanmış olan şeylerden kaçınır ve korkarız.

İnsanın bir tarafı zamanı, mekanı, determinal yapıyı ve ahlakı öğrenirken; toplumsal bir uyum gösterip toplumun içinde sağlıklı bir birey olur.

İnsanın doğasındaki diğer taraf ise; bebeklik dönemine, zamandan ve mekandan uzaklaşmaya, determinal yapıyı reddetmeye ve omnipotent haline dönmeyi arzulamaktadır.

Bu durumda kendisini yüceltme (Sublimation), özdeşim (identification) savunma mekanizmaları ile fiziğin karşısında metafiziğe, psikolojinin karşısında parapsikoloji yönlendirmektedir. Bir nevi tanrı rolünü oynamaktadır.

Birey; evrensel sisteme nedenselliği oturtmak istiyorsa ve buna yönelmişse, metafiziği ve parapsikolojiyi bilim alanına çekmeye çalışmaktadır. Bilimsel bir perspektifte bu alanlara yaklaşmaktadır. İzah edilemeyenler zaman zaman suni de olsa bilimsel bir perspektife oturtulmaya çalışılacak ve kişi kendini güvende hissedecektir.

Dinsel inançlara baktığımızda (Musevilik, İsevilik, Muhammedilik vd.) takipçilerinin dini izah tarzlarına baktığımızda iki keskin çizgi görürüz. Bir kısmı dini rasyonel yapı ile izaha çalışırken, diğer kısmı ise batını, gizemli, farklı boyutlarda omnipotent bir şekilde izaha çalışırlar.

İki durumda insan ruhunun reel ve irreel yönlerinin tezahüründen başka bir şey değildir.

Medeniyetin oluşabilmesi için yaşadığımız dünyada gerçeklik ilkesinin benimsenmesi ve toplumsal ahengin yakalanabilmesi gerekmektedir. Bu da eşyanın sırrına vakıf olmakla mümkündür. Bilim ise bunun oluşmasının temin eden zemindir.

Evrenin devamı için fiziksel, belirleyici değişmeyen yasaları vardır. Bu yasaların geçerliliği ve varlığı sürdükçe evren varolacaktır. Bu yasalar değiştiğinde; muhtemelen bunun adı kıyamet olacaktır.

Bilimde izah edilemeyen şeyler parapsikoloji ve metafiziğin psikoloji ve fiziğe karşıtlığını oluşturmamalıdır. Yaratılışın yasalarını anlamak için, belki de yaratıcıyı gerçekten hissetmek için bir gayret ve cehd unsuru olmalıdır. Bunu da yapabilmek için düşüncenin, deneyimin hiç bir sınır tanımadan bilimsel bir perspektifte eyleme dökülmesi gerekmektedir. Ahlaki kaygılar, dinsel tabularla insanın düşünce ufkuna sınır konması bilimsel üretkenlikle bağdaşmayan bir tutumdur.

İnsanı bu manada özgürleştiremediğimiz sürece eşyanın sırrının deşifre edilmesi de mümkün değildir. Bilim adamı sıradan bir insan gibi düşünmemelidir. Tabuların ötesine geçebilmelidir. Her şeyi sorgulayabilmelidir.Ve her şeyi deneyebilmelidir. Ancak o zaman bilimsel sıçramalar mümkün olabilir. Aksi durumda statükoyu, dogmatizmi, fanatizmi ve kısırlığı desteklemiş olur. İnsanın düşüncesini özgürleştirirseniz, ufkunu açarsanız insan; gerçek manada insan olur. Aksi durumda ise şablonlarla düşünen ve yaşayan köleler oluşturursunuz.

Bireysel korku ve zaaflarımızı yaratıcı gücün korku ve zaafları gibi algılayıp; statükoyu ve dogmatizmi savunmak, yaratıcı gücü hiç anlamamaktır. Eğer yaratıcı güç ve irade varsa; o güç varlığını hep sürdürecektir. İnsan gibi ölümlülerin bir yaratıcı gücü koruma ve kollama görevi olamaz. Ancak onu anlama ve kavrama ihtiyacımız olabilir. Bilimsel arayış ve inceleme de; yaratılışımıza anlam arayışından kaynaklanmaktadır. Varlığımızın; sorgulayan, neden ve niçin sorularına anlam arayan içsel varoluşsal ihtiyaçlarımız, bizi bilimin araştırma ve anlama kapısına yönlendirmektedir.

Bilim adamı fenomeni inceler, inandığını ispata çalışmaz. Bilim mevcut olanı koşulsuz anlamak, kavramak düşüncesi ile yapılır. Aksi yönelimler bireyin psikolojik içsel çatışmalarından kaynaklanan ihtiyaçlardır.

KAYNAKLAR 1.Oxford Textbook Of Psychiatry Gelder Michael., Gath Dennis., Mayou Richard.,Cowen Philip., Oxford University Press, 1996. 2.Rewiew Of General Psychiatry Howard H. Goldman., Prentice-Hall International, Inc., Fourth Edition 3.The Relaxation & Stress Reduction Workbook Martha Davis., Ph.D., Elizabeth Robbins Eshelman., M.S.W., Matthew Mckay., Ph.D., 1988 by New Harbinger Publicatıons., Inc. 4. Depression And Mania Anastasios Georgotas., MD., Robert Cancro., MD., 1988 by Elsevier Science Publishing Co., Inc. 5. Nevrozların Psikoanalitik Teorisi (Cilt 2) Fenichel Otto., M.D. Çeviren Dr. Selçuk Tuncer Ege Üniversitesi Matbaası , Bornova ? İzmir , 1974 6. Psychopharmacology The Fourth Generation Of Progress Floyd E. Bloom., David J. Kupfer., Raven Press, New York 7. Child And Adolescent Psychiatry A Comprehensive Textbook Melvin Lewis., M.B., B.S., F.R.C.Psych., D.C.H., 1996, Williams & Wilkins, Second Edition 8. Comprehensive Textbook Of Psychiatry / VI Volume Harold Kaplan., MD., Benjamin J. Sadock., MD., 1995, Williams & Wilkins Sixth Edition 9. Comprehensive Textbook Of Psychiatry / VI Volume 2 Harold Kaplan., MD., Benjamin J. Sadock., MD., 1995, Williams & Wilkins Sixth Edition 10. Psychiatry James H. Scully., MD., 1996, Williams & Wilkins 3rd Edition 11. İnsan Yavrusunun Psikolojik Doğumu Margaret S. Mahler., Fred Pine., Anni Bergman., Metis Yayınları ,1999 12. Oyun Ve Gerçeklik (Playing And Reality) D.W. Winnicott Metis Yayınları,1997 13. Abnormal Psychology And Modern Life 6th Edition James C. Coleman., James N. Butcher., Robert C. Carson., 1980, 1976, 1972, 1964 Scott, Foresman And Company. 14. Introduction To Psychology Exploration And Application Dennis Coon., 1995 By West Publishing Company., Seventh Edition 15. International Encyclopedia Of Psychiatry Psychology Psychoanalysis & Neurology Volume I Benjamin B.Wolman., 1977 By Aesculapius Publishers, Inc., New York. 16. Adult Development And Aging Second Edition Jonh M. Rybash., Paul A. Roodin., Jonh W. Santrock., 1985,1991 By Wm.C. Brown Publishers . 17. Child Development An Introduction Fourth Edition John W. Santrock., Steve R. Yussen., 1978,1982,1987,1989 By Wm.C. Brown Publishers. 18. Theory And Practice Of Counseling And Psychotherapy 4th Edition Gerald Corey., 1991,1986,1982,1977 By Wadsworth, Inc. Brooks / Cole Publishing Company 19. Psychology An Introduction Benjamin B.Lahey., 1983 By Wm.C. Brown Publishers 20. Study Guide Gleitman Psychology Second Edition John Jonides., Paul Rozin., 1986,1981 By W. W. Norton & Company, Inc. 21. Psychology Second Edition Henry Gleitman., 1986,1981 By W. W. Norton & Company, Inc. 22. Psychology First Edition David G. Mayers., 1986 By Worth Publishers, Inc.
Hanedan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
bilimi, dogmatizmi, elktrofizyoloji, elktromanyetizmin, fanatizm, felsefe, metafizik, omnipotent, parapsikoloji, psikoloji, psikozlar, ruh, statükoyu, teoloji


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 00:19.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner