Ruhani  

Go Back   Ruhani > İslamiyet ve İslami İlimler > Kur'an-ı Kerim Ve Hadisler
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 03-27-2014, 16:22   #1 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Mar 2014


Mesajlar: 2
Konular: 2

Karma Puanı: 2

Standart Kuran neden arapça gönderildi

Biz onu ,Akıl erdiresiniz diye Arapça lisanda bir Kuranolarak indirdik.
(Yusuf-2)

Allah kitabını Arapça bir kuran olarak indirmesinin sebebini bu ayetteaçıklıyor. Arap kavminin, anlayıp akıl erdirebilmeleri için kuran ı Arapça birlisanda indirdiğini bildirmektedir.Bu Ayetin hükmünün ana vurgusu kur an dır.“Biz onu”, derken Allah kuran ı kast etmektedir ve o Kuran ın içindekihükümleri ,bilgileri kast etmektedir. Lisanının ise önemli olmadığını ancakanlayabilmeleri ve akledebilmeleri için Arapça bir kuran olarak indirdiğinibildirir.
Eger biz onu başka bir dilde bir kuranyapsaydık onlar mutlaka, “onun ayetleri genişçe açıklanmalı değimliydi? Başkadilde bir kitap; Arap peygamber öyle mi” derlerdi. (fussilet-44)
Allah bu ayette; Kur an-ı Arap kavmine başka bir lisanda indirmiş olsaydık Onlarmutlaka biz bundan bir şey anlamıyoruz, onun ayetleri genişçe açıklanmalı bizeiyice bildirilmeli değimliydi diyeceklerini ,bildirmektedir.
Başka lisanda bir kitap ve Arap peygamber öylemi? Böyle olur mu? biz o zamannasıl anlayacağız diyeceklerdi. Bu ayetlerde de Kuran ın Arapça bir lisanlainmesinin maksadını açıklamaktadır.O dönemde ki inkar edenler, Allah ınayetleriyle uğraşanlar dediler ki “Eğer bu kuran Allah tan sa ,o zaman ayetlerbaşka bir lisanla (Allah ın kendi lisanıyla veya başka bir lisanla) gelmelideğilmiydi” dediler. Allah da onlara karşı bu ayetleri indirmiştir.Bu ayetlerdede her şey açıktır, önemli olanın lisan olmadığı Arapça bir kuran olarakindirilmesinin sebebini anlamaları için olduğu hükmü çıkmaktadır.Sizler dekendi lisanınız da okumanız için açık işaretleri görmelisiniz.
Böylece biz sana Arapça lisanda birKuran vahyettik ki , şehirlerin anası olan Mekke de ve çevresinde bulunanlarıuyarasın. (şura-7)
“Böylece biz sana Arapça bir kuran vahyettik ki” İfadesini incelerseniz Arapçakelimesi kuran ı niteleyen bir sıfat görevindedir.Arapçayı çok iyi bilenlerbunu doğrulayacaklardır.Gerçek vahyedilenin Kuran yani ondaki bilgiler vehükümler olduğu ve Yöntem ve tercih edilen iletişim aracını Arapça olmasının daŞehirleri anası olan Mekke de ve çevresinde bulunan Arapları uyarması içindir.Çünkü onlar Arapça lisan konuşuyorlar dı, ve din de ancak böyleyayılabilirdi.Önce Mekke ve çevresi , sonra küreselleşen yeni dünya.Bu sebepledir ki günümüz dünyasının her lisanı Kuran ı kendi lisanıyla okumalıdır.Kuran’ın Arapça yayılması arap yarımadasında arapça konuşulması nedeniyleyayılmanın ilk basamağıdır. Diğer lisanla bu gelenegi sürdürmelidir.
Apaçık kitaba andolsun ki , iyiceanlayasınız diye biz, onu (o kitabı) Arapça bir kuran yaptık.
(Zuhruf 2-3)

Allah, Kitabı üzerine yemin ediyor.(Apaçık kitaba andolsun ki) Arapların iyiceanlamaları için Arapça bir kuran yaptı. Onu başka bir lisanlada yapardı , ancaknasıl anlayıp akıl erdireceklerdi.
Kuran’ın tüm insanlara gelmesiyle onu kendi lisanınızda okumalısınız hükmüyukardaki ayetlerin delilleriyle kesinlikle çıkartılır.
Bu ,bilecek bir toplum için Arapça birKuran olarak ayetleri genişçe açıklanmış bir kitaptır. (fusıllet-3)
Bu kitap Arapların bilebilmeleri için Arapça bir kuran olarak ayetleri genişçeve iyice açıklanmış ,bir kitaptır.Maksadın kitap (Kuran ın hükümleri) olduğu buayetlerde belirtilmektedir. ‘Arapça bir Kuran’ ifadesinde ;Arapça lisanla birKuran olduğunu ifade etmektedir. Arapça Kuran’ın önünde bir niteleme sıfatıolmuştur. Aynı ‘İngilizce lisanda bir kuran’ kelimesi gibidir.

Biz her peygamberi ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara,(Allah ın emirlerini) iyice Açıklasın. Allah dilediğini saptırır, dilediğini dedoğru yola iletir. O mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. 14/4
Allah seçmiş olduğu bütünpeygamberleri kendi ülkeleri, kavimleri hangi lisanda konuşuyorlarsa ;emirlerini ,hükümlerini, öğütlerini ; anlamaları ve açıkça beyan etmeleri içino lisanda göndermiştir.Bu Allah ın adetidir.Allah en uygun usulükullanır.Böylece dilediğini doğru yola iletir.
Kitabı bilmek ,anlamak, akletmek en önemli vurgudur. Allah sürekli bunuvurgulamıştır.”Şüphesiz ki kuran gerçek ve kesin bir bilgidir ve o Allah akarşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür.” Buna göre öğüt alamayan bir toplumbitmiştir. Öğütü alması için önce anlamaları gerekir anlamaları içinde aynıiletişim aracını yani aynı lisanı kullanmaları şarttır.
Şu ayetler de Kuranı kendi lisanımızda okumamız ve kendi lisanımızda ibadetedebilmemiz için delillerdir.
“Ve ondan evvel de ,Musa nın bir rehberve bir rahmet olan kitabı var idi. Ve işte bu da bir kitaptır.Tastik edicidir.Arapça bir lisan ile gönderilmiştir.Zulm edenleri korkutmak için, Muhsinolanlara da bir müjdedir.” 46/12
“Bir eğriliği olmayan, Arapça lisanda bir kuran ki, belki sakınırlar.” 39/28
“Muhakkak ki biz onu Arapça lisanda bir Kuran kıldık, umulur ki sizdüşünürsünüz.” 43/03
insan ancak kendi ana dilinde düşünebilir. Araplarınkuranı düşünüp anlayabilmeleri için Arapça inmesi en temel gereklilikti. Ancakfarklı lisandaki halklar da düşünebilmesi için kendi lisanında dini öğrenmelive yaşamalıdır. Bu bir kural, yöntem, sünnet ve emsaldir.

“İşte böylece bu Kuran ı Arapça lisanda bir kitap olarak indirdik ve onda uyarıve tehditlerimizi farklı üsluplarla anlattık. Ta ki insanlar, Allah a karşıgelmekten korunsunlar ve ta ki o , kendilerine bir ibret ve uyanış versin.”20/113
Bu ayetlerin hepsinde şu yargı çıkıyor. Arap peygamberin ve Arapça lisankonuşan Arap halkının anlamaları ve bilebilmeleri için bu kitap Arapça lisandainmiştir.Gerçekte önemli olan kitaptır ve onun içinde ki hükümlerdir.Doğru olankesinlikle budur.
İniş nedenleri farklı olan dolaylı deliller.
Göklerde ve yerdeki her şey Allah ı tesbih etmektedir.
(Hadid-1),(Haşr-1),(saff-1),(Cum a-1),(teğabun-1)
Yeryüzündeki , gökyüzündeki bütün hayvanlar, bitkiler,melekler ve bütünvarlıklar Allah ı tesbih ederler. İnsan ve cinlerden iman edenler ve bütünyaratılmışlar Allah a teşekkür etmektedirler.Hamd ile tesbih etmeyen hiçbirvarlık yoktur. Bütün bunların hepsi farklı lisanda Allah ı tesbihetmektedir.Çünkü hepsi farklı lisanda konuşmaktadır. Kendi lisanınızda Allah ıtesbih ettiğinizde Allah ın bilmeyeceğini zannetmek cahilliktir. .Allah herlisanı bilir.Sizleri lisanlarınızdan dolayı hesaba çekmez. Lisanlarınızın ,şekillerinizin ,renklerinizin farklılığı onun delillerindendir.
Farklı lisanda olanlar için Kuran’ı anlayamamak büyük bir engeldir. Lisanfarklı bir kültürün öğrenilmesini ve tüm gerçekleri kapatan, sınırlayan araçdır. Allah’ı kendi lisanınızda tesbih etmektendaha uygun ve daha tabii bir yol yoktur.
"Ey iman edenler ,Siz nesöyleyeceğinizi bilinceye kadar , sarhoşken namaza yaklaşmayın." (Nisa-43)
Bu ayet içki ile ilgilidir.Ancak bu ayette bizi ilgilendiren bir yargı,biramaç vardır.İçki yasaklanmadan önce inen ayettir. Daha sonraki ayetlerde içkiyasaklanmıştır.Bu ayet iman eden müminlere, içkili iken ne söylediğinibilemeyen, bilinçsizce ve şuursuzca söylediklerinden dolayı inmiştir. Allahiçkili iken ne söyleyeceklerini bilinceye kadar namaza
yaklaşmamalarını emretmektedir.Bu ayetlerde ne söyleyeceğinizi bilerek ibadet etmeniz yargısıçıkmaktadır.Sizler ise ibadetlerinizde ne söylediğinizi biliyor musunuz.Sizindurumunuzda içkili bir insanın ne söylediğini bilmemesi gibidir.Nesöylediğinizi bilerek namaz kılmalısınız.
"Vay haline o namaz kılanların ki,onlar namazlarından gafildirler.(ne yaptıklarından habersizler)
Bu ayetin iniş nedeni ve iniş amacı konumuzla doğrudan ilişkili olmasa da,dolaylı olarak ilişkilidir. Sizler de bu ayette ki belirtilen kimseler gibinamazlarınızda ne söylediklerinizden ve ne yaptıklarınızdan habersizsiniz.Allah namazlarından gafil olanlara, habersiz olanlara uyarı veriyor. Onlara “vayhaline” diyor. Farklı lisanda olanların Arapça namaz kılması namazlarındangafil olduğunu göstermektedir. Ülkemizde camilerimizde ne yaptığını bilmeyennice amcalarımız cami cemaatimiz vardır.

Bir kere Fatihanın ve birtakım surelerinanlamlarını okuyun öğrenin bu yeter diyorlar. Bir kere bilmekle değil ,Her seferinde her namazda bilerek ve anlayarakO ayetleri okumalıyız. Bu da ancak kendi lisanınızda mümkün olur. Ayrıca çokdeğişik ayetlerde okumalıyız.
Zamanlabizim lisanımız değişti. Cumhuriyet döneminde ki o günler karışık ve karanlıkgünlerdi. Türkçe lisana geçtik ve bir millet geçmişinden, kültüründen vedininden koparıldı. Şimdi geçmişi bırakalım bugün iki seçeneğiniz var.Yalisanınız Arapça olmalıdır, ya da kendi lisanımızda dinimizi uygulamalıyız. Arapçalisana geçmek mümkün değildir. Zaten bunu da isteyici değilimdir. Ana dildeibadet etmenin mecburiyetinde kaldığımızı belirtmek isterim.
Müminler muhakkak felahbulmuş(umduklarına ermişler) dur. Ki onlar namazlarında huşu içinde (Kalbi vebedeniyle tam teslimiyet halinde ) olanlardır. (Müminun:/1-2)
Namazda huşu içinde olmak da ancak kendi lisanınızla anlayarak,bilerek vekalbinizle tam bir teslimiyet haliyle olacak bir iştir.Huşu’nun kalbeyerleşmesi için ,Kuran ı çok defa okumalı, anlamalı, düşünmelidir.
Diğer dolaylı deliller.
"Ona hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz onlarıntesbihini anlamazsınız.” 17/44
"Namazı dosdoğru kıl. çünkü namaz hayasızlıktan ve kötü şeylerdenalıkor. Allah ın zikri (olan namaz) ne güzel bir ibadettir.” 29/45
(dosdoğrukılmak ancak anadilde mümkündür.)
“Onlar ki iman etmişler ve kalpleri Allah ı anmakla huzura kavuşmuştur.”13/28
(Allah’ıanmak kendi lisanımızda mümkündür.)
“Onlar, inananlar ve kalpleri Allah ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz kikalpler ,ancak Allah ı anmakla huzur bulur.” 13/28
“Sabrederek ve namaz kılarak Allah tan yardım dileyin. 2/45
(herhangi birkonuda, bir sıkıntınızda yardım dilemek için ana dilinize ihtiyaç vardır.)
“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” 39/9
(Bilmek için anlamak, anlamakiçin kendi lisanınızı kullanmanız şarttır.)
“İnsanlar imtihandan geçirilmeden, sadece ‘iman ettik’ demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar.” 29/2
“Bu (Kur an) insanlar için bir açıklama , Allah a karşı gelmekten sakınanlariçin bir hidayet ve bir öğüttür.” 3/138
Hidayete ermek için anlamamız vedini yaşamamız gereklidir. İbadet etmek ve Allaha dua etmek için kendilisanınızı kullanmak şarttır.İnsanlarımız öğüt almaları için anlamalarıgereklidir. O kitabı Arapça okuyun diyorlar. İnsanları Arapça lisana hapsederekonların anlamasını iman ve ibadet etmelerini bilinçsizce engelliyorlar.

HADİSLERLE DELİLLER
"Kul için , kıldığı namaz sebebiyleancak, şuuruna erebildiklerinin sevabı vardır." (hadis)
Şuur bir bakıma fark ediştir.yaptıklarını ve ettiklerini bilmek demektir.Aklındangeçirdiklerini ve düşündüklerini bilinçle beraber yapma işidir.Onlarnamazlarında ne söylediklerini bilmediklerinden hiçbir sevap alamayacaklardır.Ayrıca Allah’a ne dediğini bilmeyenlerin kalplerinde, iman da iyicesağlamlaşmayacaktır.
“Her kul Allah lagörüşecektir.Aralarında hiçbir perde ve tercüman olmaksızın.” (hadis)
Her kişi Allah la birebir görüşecek ve Allah insanları tek tek hesabaçekecektir. Bu görüşmede aralarında hiçbir perde ve tercüman olmadangerçekleşecektir.

Allah kimseyi kendi lisanında ibadet ettidiye hesaba çekmez.
“Her müminin kılmış olduğu namazın ecrive sevabı kendi derecesine göredir” (hadis)
Kendi durumunuza ,ilminize, Allah hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğunuzaimanınızın derecesine bir bakın.elbette ki bilenlerle bilmeyenler hiç ,bir olurmu.? Bilmek, halis ibadet etmek anadilde mümkündür.

Aliminuykusu cahilin ibadetinden efdaldir.
“İman ,kalp ile bilmek.lisan ile söylemek ve erkan ile amel etmektir.” ( Hz.Ali r.a)
“ Bir taife ürüyecek ve Allah ın kitabını dillerinin uçunda okuyacaklar ve okuncesedden çıkması gibi boş olarak dinden çıkacaklar. ( Hz. Ebu Said r.a)

“Şu üç sebepten dolayı Arap ı sevin. Ben Arabım, Kur an Arapça dır Ve Cennetehlinin lisanı da Arapçadır.” (Hz. İbni Abbas r.a)
Ne kadar açık ve söylediklerimizi doğrular nitelikte bir hadis.Cennet lisanınınArapça olması da Yıllardır çennete giren arapların sayısının, peygamberin,Kuranın ilk lisanı olması sebebiyledir ki osmanlı da Arapçakullanıyordu.Şimdiki dünya dilinin ingilizce olması gibi cennet de de çokdiller olacaktır ancak hakim lisan Arapça olacaktır.

“Allah , yumuşaklık ihtiva eden bir emri, Mukarrebin olan meleklere vahyetmekmurat ettiğinde ,onu Farsça vahyeder. Şiddet ihtiva eden bir emri vahyetmekmurat ettiğinde ise onu açık bir Arapça ile bildirir.” (Hz. Ebu Umame r.a)
(Allah her lisanda konuşur. Konuşamaz diyen küfre düşer. Melekler de öyle herlisanda konuşurlar. Çünki onlar farklı öz maddeden (nurdan) yaratılmıştır.Onlar anlam , manayı görürler ve onunla beraber sizin lisanınızla konuşurlar.

“ Namazı kılanlar arasında öyle adamlar var ki namazı (huzurla) tamkılar.Onlardan namazı tam kılan, yarım kılan,çeyrek kılan ,beşde bir, altıdabir, yedide bir,sekizde bir onda bir kılan da vardır.” ( Hz. Ammar r.a)

“Altı hal vardır ki onlar vaki olduğunda ölümü temenni edebilirsiniz.Sefihlerinbeyliği, Hükmün para ile satılması, Kanın istiffah edilmesi, Zaptiyeninçoğalması, Akrabalığın kesilmesi, Kuran ı kerim in eğlence yapanların çoğalmasıve onun musiki gibi dinlenilmesi. Öyle ki adamı mihraba , nağme dinlemek içingeçirirler. Halbuki o adamın fıkıhtan haberi bile yoktur.İşte bu durumlarda ölümüistemekte haklı olursunuz.” (Hz. Abis El Gıfari r.a)

“ Ümmetime yakında bir zaman gelir ki, Kuran okuyucu çok, Fakihler az olur.İlimkabz olunur.Kargaşalık çoğalır. Ondan sonra bir zaman gelir ki, Ümmetimdenbirtakım adamlar Kuran ı okurlar ama bu gırtlaklarını geçmez. Bundan sonra yineöyle bir zaman gelir ki müşrik müminle aynı mevzuda söylediğinin mislindemücadele eder.”
(Hz. Ebu Hüreyye r.a)

“ Sizlerden biri namaza durduğunda rabbi ile hususi konuşuyor demektir.Binaenkendisi ile kıble arasında rabbi vardır. Sakın ha kıbleye karşı tükürmeyin.”(Hz.Enes r.a) Ne
konuştuğunu bilmemek dahakötüdür. Anadilde ibadet mutlak zorunluluktur.


“ Araplardan ilk cennete girecek benim.Faristen ilk cennete girecek Selmandır.Rumlardan ilk cennete girecek Suheyl dir. Habeşten ilk cennete girecekkimse ise Bilal dir.”
(Hz. Ebu Umame r.a)

“Kur an ı Arap şivesi ve Arap makamı ile okuyun.Ehli fıskın ve Nasara veyaYahudi şivesinden de sakının. Benden sonra bir kavim gazel gibi, Ruhbanlarınmersiyeleri gibi okuyacaklardır.Onların okudukları kuran hançerelerigeçmeyecek,Onların kalpleri ve onları beğenenlerin kalpleri de fitneye uğramışolacaktır.”
(Hz. Huzeyfe r.a.)
“Adamın layıkıyla Müslüman olması için dili kalbiyle, Kalbi diliyle bir olmalı,ameliyle sözü aynı olmalı. Komşusu da onun şer ve gailesinden emin olmalıdır.
(Hz. Enes r.a)

“İleride kuran ı dünya için öğrenecekler gelmeden önce , Siz kur an ı okuyun,ve o sebeple cenneti taleb edin. Bilin ki Kuran ı şu üç kişi öğrenir.Kuran ıöğrenmek için öğrenen, Kuran ı geçim kaynağı yapan, ve bir de Allah içinokuyan.”
( Hz. Ebu said r.a)
Yukarda ki bazı hadisler Arapça lisan içindir.Bu hadislerde Arapça lisanın boşkelimelerden , ve gereksiz seslerden olmadığı anlatılır.Bazılarında Arapça nıngüzel okunması, şivesi ve okunuş tarzıyla ilgilidir.Arapça lisanın okunuşkuralları ve okunuş güzelliğinin dışına çıkılmamasınıbildirmektedir.Bazılarında anlayarak namaz kılmayı ve ibadet etmeyi önemlikılmıştır. Bu hadislerin hepsi sizlere delildir. Kimisi doğrudan kimisi dedolaylı delildir.


LİSAN ARAÇTIR
Anlam bilimciler ve dil bilimcileri her şeyin anlamlardan ibaret olduğunu velisanın da bunu ortaya koyan araç olduğunu belirtirler. Anlamın tek, araçlarınçok olduğunu bildirirler. Aynı anlam ,pek çok araçla(lisan ile) ifadeedilebilir.Amaç, seçilen anlamın, ifade edilmesidir. İnsanlar dimağındaki anlamve manaları dili ile anlatırlar.Anlatılmada kullanılan araç lisandır.Bazeninsan bir anlamı karşılayan iki ,üç kelime bile kullanabilir.
Anlama soyut ,anlatma somut kavramlardır. Konuşmamızı sağlayan kelimeler öncemana olarak zihnimizde belirir, sonra onu temsil eden kelimelerle hayatbulurlar.Biz konuşurken düşüncelerimizi madde kıvamına kelimelerle döküyoruz.Kelimeler suret giymiş, diğer bir ifadeyle cisimleşmiş manalardır.lisan insanınanladığı ve bildiği duygu ve düşünceleri dışarıya anlatmada kullandığı bir araçtır.


GÜNÜMÜZ DE DURUM
Yaşlı amcaların namaz kılışları dikkatimi çekti. Namaz kılıyorlardı ama neyaptıklarını , ne söylediklerini ve neden yaptıklarını dahi bilmiyorlardı. Birşeye inanmışlar ama neye inandıklarını bilmiyorlardı. Çabukça hareketlerediyorlar , Secde de ve Rüku de çabukça üç defa söyleyip kalkıyorlardı.Dinimizi bunlardan ibaret sanıyorlardı.Ne söylediklerini ve anlamlarını dabilmiyorlardı. Onların hali beni üzdü.Ülkede bu insanlar gibi milyonlarca insanvar.Şunu iyi biliyorum ki, Allah onları, yaptıklarından dolayı hesaba çekecektir.
Bu ülkede insanların çoğu, Kur-an nın bir anlamının olduğunu dahi bilmiyorlar.Kandillerde, O Kuran ı, bir ses ritmi olarak dinliyorlar. Sonrasında "Ohazına sağlık ne güzel okudu " diyorlar. Namazınızın en güzel tarafı ,namaz bittikten sonra ettiğiniz dualar değil midir?. Çünkü Allah a nesöylediğinizi biliyorsunuz. Kur an nın bir anlamı var. Bilmedikçe tam imanetmiş olmayız. İman, Kuran ı okumakla , anlamakla ve bilmekle oluşur. KuranAllah ın insanlara indirttiği kitaptır. Allah bu kitabı , okuyup anlamamızsonra düşünüp akıl etmemiz ve insanları doğru bir yola sevk etmek içingöndermiştir. Kuran’ı anlamadıkça bilmedikçe, düşünüp uygulamadıkça asla doğrubir yola giremeyiz.

Kuran’ı anlayacağınız bir lisanda yaniTürkçe bir lisanda okumkamız şarttır..Gerçekte de lisan sadece biraraçtır.Önemli olansa anlam ve manadır. İbadetleri kendi lisanımızda yapmalınamazı kendi lisanımızda kılmalıyız. Kurbanı ve Orucu kendi lisanlarımızdakidualarla yapıyoruz zaten. Neden en önmli ibadeti Allah ile konuşmayı farklı birlisana bağlıyorlar çok anlaşılmazdır.
Kur an’ın lisanının yani Arapçalisanın, bir ilahiliği yoktur.Kuran ın her sözü Allah ın sözüdür.AncakPeygamberin Arap olması ve kavminin de Arap olmasıyla bu lisanla inmiştir.Allah ın dininin, insanlara gelmesi için öncelikle bir peygamber , sonra kavmiolmalıydı. Allah durum bakımından en uygun şartları belirledi. O kavme dahaönce hiçbir peygamber gelmemiştir. Kitabını da elbetteki o peygamberinin vekavminin lisanında seçecekti. Yoksa nasıl anlayıp , inanacaklardı.Elbette kiönce o kavim iman edecekti, sonra Mekke ve çevresi, diğer ülkeler, tüm dünya vetüm zamanlar. Böylece kıyamete kadar devam edecekti.Bu Allah ın adeti,usülüdür.Bundan daha doğru ve gerçek ne var. Elbette ki önce kendi lisanlarındasonra da bu kürede ki diğer milletler de kendi lisanlarında kuran’ıöğreneceklerdi.
Peygamberin etrafında toplananlarövülecek ve şerefli kimselerdir. Allah’ın dinini yayıp bugüne kadar getirdiler.Arapça lisan, bence en üstün iletişim aracıdır. Biz Kuran ilk Arapça indiğiiçin Arapçayı, peygamber Arap olduğu için Arapları severiz. Arapça lisan, kendilisanımdan üstündür. Ancak Cumhuriyetdönemiyle lisanımız Türkçe oldu. Biz yeni gelen nesil bunun (kuran ın venamazın) anlamından uzaklaştık. Eskiden neden Allah ın veli kulları vardı?. HerBelde de çok sayıda türbeler ve evliyaların olması, Onların Allah a,namazlarında ne dediklerini bilmeleri nedeniyledir. Kuran’ı da anlayarakokuyorlardı. Namazı ne güzel kılıyorlardı. (Bu şartlarda pek çok kimse Allah’ınveli kulu olabilir. Sadece önünüzdeki lisan engelini kaldırmalısınız.)
Namaz: Allah ile buluşmak, ona duave ibadet etmek, onu zikretmek onunla konuşmak demektir. Farklı lisandakiinsanlarımız namazlarında Allah’a ne dediğinizi bilmiyorlar. Ne dediğinizibilmiyorsanız yanlış yoldasınız. Gerçek, Sizlerin bu ayetleri bilmeniz vekalbinize yerleştirmenizdir. Allah kalplere bakar şekillerinize suretlerinizeve lisanlarınıza bakmaz. Her namazda, Allah a her dediğinizi, mutlaka anlayarakve bilerek söylemelisiniz. Bu olmazsa, namaz olmaz.
Hangimiz Kuran’ı anlayarak okudu ve bitirdi. Aranızda çok az kimse çıkacaktır. Onuanlamayarak seslerden okuyanı kast etmiyorum. Anlamını bilerek okuyanlardanbahsediyorum. Çok az çıkar.
Kuran’ı ve namazı anlamalarına engellisandır. Anlamadan ve nedeni bilinmeden ve niye yaptığını bilmeyen insanahmaktır.Allah’ın pek çok sözlerinde; Aklet miyorlar mı?, Düşünüp ibretalmayacaklar mı?. Düşünmüyorlar mı gibi birçok hitapları vardır. Sizleranlamadan nasıl düşüneceksiniz. Nasıl akıl erdireceksiniz. Düşünmek ve akılerdirmek dahi kendi lisanınla mümkündür.

Aranızda hala dinimizi bir ses ritminden ibaret olduğunu sananlar var. Onlardini Arapça’nın okunuş şeklinden ve okunuş güzelliğinden ibaret sanıyorlar. Onlar,harflerin birleşmiş halini okuyorlar. Bu durum İngilizce’nin okunuşu gibidir.

Namaz ibadeti , tüm dinlerde ortak olarak bilinen bir kavramdır.Zamanla eskiümmetler Musa ya ve İsa ya inananlarda bu ibadetleri bıraktılar.Bu bir tür,Allah a yalvarma ve yakarış demektir.Salat yani namaz sözcüğü, İslam ın ortayakoyduğu yeni bir kavram değildir. İslam dan öncede Araplar namaz anlamındakisalat sözcüğünü “dua ve istiğfar” anlamında kullanıyorlardı. Salat sözcüğüaslında “es sılatü” sözcüğünden türemiştir. Bu da ulamak
,eklemek,ulaştırmak birleştirmekanlamındadır. Namaz ibadeti de mümini, rabbi olan Allah a bağladığından onaulaştığından dolayı, Allah’la birleşmesi buluşması nedeniyle bu manada salatdenmiştir.
Namaza başlarken hem ruhun hem bedenin namaza hazır hale getirilmesi,namazdafatiha süresinin bize telkin ettiği duygular,namazdaki ruku nun manası,secdelerin anlamı ve namaz bitiminde okunan Tahiyyat ın telkin ettiği duygularçok mükemmeldir.


İftitah tekbiriyle namaza başlayan bir kimse kimi hak mezheplere göre şu duayıokur.”Kuşkusuz ben yüzümü Allah a birleyici, tam bir Müslüman olarak , göklerive yeri yaratan Allah a çevirdim. Ben müşriklerden değilim. Benim namazım da,ibadetlerimde ,hayatımda, ölümümde Alemlerin Rabbi Allah içindir. Onun benzerive ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum.” Der. Ancak bunu anlayamadığı Arapçalisanla okumuşsa ona hiç birşey kazandırmamıştır. Çünki o duayı anlayarakokuyamamış ve psikolojik olarak Namaza kendini hazırlayamamıştır. Hatta onunverdiği anlamsızlık o kimseyi boşluğa sürüklemiştir.
Namazdan önceki gamet, psikolojik olarak namaza hazırlanmaktır. Allah ile biraraya gelişin inancıdır. Namazdaki süreler ve Allah ile konuşmalarınız ne kadardoğal ve özden olursa o kadar kamili imana erersiniz. Bütün bunlar ancak kendianadilinizde kıldığınız namaz ile mümkün olacaktır.
Dikkat edin.!. Namazda ne yaptığınıbilmeyenlersiniz. O kelimelerin ve hareketlerin, ne anlama geldiğini bilmeyerekyaptığınız işler ancak size bir eziyettir. Siz ancak spor veya birtakımhareketler yapıyorsunuz. Ve Allah bu namaza sadece öfkelenir.
Rükuda Allah ı bir hükümdar gibigörüp, önünde saygıyla, hürmetle, tazimle ve muhtaçlığınızla, üstünlüğün sadeceona ait olduğunu bilerek eğilmenizdir. Hanginiz bu duyguları taşıyarak rüküediyor. Ne yaptığını bilmeyerek çok ibadet ettiğini zanneden insan var. Onlaribadet etmiyorlar, onlar boş, birtakım hareketler yapıyorlar.
Anlamak ve bilmek her şeydir. Sizin servetinizdir. Onlarla yaşarsınız. Vesizleri uyanık, şuurlu ve iyi bir hale getirir. Ölünce de kefenle gitmezsiniz.Sizinle beraber yaptıklarınız ve edindiğiniz bilgileriniz gider.
Namaz da ,Allah ın huzurunda olduğunubilmemek yanlışlıktır. Nasıl bir zikir içinde olduğunu bilmemek ise büyükyanlışlıktır.
Bilmediğiniz için, anlayarak okuyamadığınız için namazda boşluğa düşüyorsunuz.O boşlukta şeytan var. Sizin aklınıza yaşadığınız pek çok şey getirir.Artıknamaz da onunla berabersiniz. Allah’ı unutursunuz. Sizleri bu hale getiren enbüyük neden yabancı lisandır.
Dini, iyi bildiğini zannedenlere,bilerek okuyun dediğimde ‘ tabiki anlamını bilerek okumak daha çoksevaptır.’diyorlar.Halbuki anlamını bilmeden kılıyorsanız, size hiçbir şeyyok.Hatta sorguya çekilecekler.
Namazda , Örneğin ; Hz Ali, bir günsırtından ok yer. ve çıkartamazlar.Ali de ; “ben namaza durduğumda çekinçıkartın” der.Ali namazda iken çekerek çıkartırlar.Namazı biten Ali; “neyaptınız çıkardınız mı” diye sorar.Hz Ali nin bu hali Akıl, idrak, Şuurluluk,dikkat, bütünüyle kendini verme işidir.Bu durum , televizyon seyrederken birkonuya çok ilgi duyduğumuzda, tüm dikkatimizi vermemizle Çevremizdeki sesleriduymamamız ve annemizin gelip “oğlum sana söylüyorum niye bakmıyorsun” demesigibidir. Şimdi kendi lisanınızla ibadet etmeden nasıl böyle olabilirsiniz ki.
.
ARAPÇA LİSANIN BİR İLAHİLİĞİ YOKTUR

Her peygamber kendi lisanındagelmiştir. Dini, kendi lisanında tebliğ etmiştir. İncili, her Hiristiyan ülke,Pazargünü kiliselerinde kendi lisanında okuyor.Her peygamber kendi kavmi hangilisandaysa, Allah ın emirlerini ve hükümlerini o lisanda anlatmıştır. Allahonlara kendi içlerinden seçtiği kullarını gönderdi. Evrensel din olan islamıdiğer milletler neden kendi lisanında yaşamasınlar ki. Ne kötü kararveriyorlar.
Allah kelimesini, Araplar önceden debu özel kelimeyi bildiklerini söylediler. Onlar Allah ın isimleri ve vasıfları, bazı putlarının adıydı. Kimisine malik, kimisine rezzak diyorlardı. Putlarındançoğuna Allah’ın bazı isimlerini kullanıyorlardı. Bu kelimeler özel kelimelerdeğildir. Kuran anlam olarak Allah’ın kelamıdır. Arapça aynı diğer lisanlargibi sıradan bir lisandır.
Peygamberimiz bugün dünyaya gelipAllah ın dinini Rusya da tebliğ etseydi.Kuran kesinlikle Rusça olarakinecekti.Çünkü onlar ancak böyle anlayacaktı ve diğer kavimlere , geleceknesillere ve tüm zamana da böyle yayılacaktı. Rusça ve Arapça bir lisandaolması önemli değildir. Önemli olan Kuran’nın olmasıdır.

Kur an,diğer peygamberlerin getirdiği sahifeler ve kitaplar gibi sadece bir kavmegetirilmemiştir. Bütün kavimlere, kısaca insanlara ve tüm zamanlaragönderilmiştir. Bu yüzden kendi lisanınızda okuyup bilmek zorundasınız.
Arapça çok eski lisandır. Araplarİslam la şereflenince dinlerini yaymaya başladılar . Hem savaşlarla, hem dekendi istekleriyle onların dinine girenler oluyordu. Öyle bir zaman geldi kiArapça lisan, yeryüzünün bir kısmında kullanılan hakim bir lisan olmuştu. Bugünümüzün İngilizcesi gibidir. Yeryüzünde her dönem farklı lisanlar hakimiyetsağlamıştır. Artık zamanımızda Arapça’nın hakimliği kalktı. Hem lisanımızdeğişti hem de İslam küreselleşti. Her milleten ve lisandan İnsanlar Arapça yayönelip ana dili gibi bilmek gerekeceği için uzun zaman harcamayacaklar.Gelecek nesillerinizde öyle. Günümüz insanlarına bakın, görmüyor musunuz.? O insanlarmutlaka Allah ın Ayetlerinden haberdar olmalılar. Namazlarını da kendi lisanlarındakılmalıdırlar.
Arapça lisana karşı değiliz. Ancak insanlar;bilmeleri, anlamaları, akletmeleri için kendi lisanlarında okumalıdırlar.Gerçek olan da budur. Bizim iki seçeneğimiz vardır. Ya ülkenizin lisanınıArapça yapacaksınız, Ya da Kuran ı ve namazı kendi lisanınızdauygulayacaksınız. Artık ülkenizin lisanının Arapça olması mümkün değildir. Bunuda isteyici değiliz. Kuran ı kendi lisanımızda okumalı ve namazı da kendilisanımızda kılmalıyız.
Arapça lisanı kendi lisanımdan üstüntutarım. Allah hükümlerini anlatırken o lisanı kullanmıştır. Din o lisanlayayılmıştır. İnsanlar o lisanla dinimizi tebliğ etmiştir. Bu sebeple benimgözümde Arapça üstün bir lisandır . İnsanlarımızın anlaması ve bilmesi içinkendi lisanımızda Kuranı okumalı ve namazı kılmalıyız. Allah’ın dininiyaşamamız ve gelecek nesile taşımamız için bu şarttır.
Kur an Arapça lisan ile bütün zamanlara, Bütün kavimlere kıyamete kadar geldidiye Arapça lisan ile okunacaktır hükmünü kim veriyor. Belki de bilinçsizceinsanların Allah’ın sözlerini duymasını engelliyorsunuz. İman ise sadece Allah’ınsözlerini okumakla oluşur. Aslında tam tersi olması lazım değil miydi. Yani tümzamanlara gelmesi, onun sadece Arapça lisanda okunması düşüncesini yanlış kılar,devirir. Bu hükümleri Allah mı verdi, yoksa siz mi uydurdunuz. Allah insanlarınönüne engel koymak istemez.
Arapça Allah ın lisanıdeğildir.Allah bundan münezzeh tir.Her lisan Allah ın lisanıdır.Çünkü bütünlisanları O taktir etti. Eğer Arapça Allah ın lisanı olsaydı, Her kitap ve herpeygamber Arapça bir lisan ile inerdi. Kitabında buna ait kesin bir hükümolurdu. Allah ın ve Elçisinin sözlerinde Kesinlikle Kuran ı ve namazı Arapçalisan ile yapacaksınız diye hüküm yoktur. Tam tersi hitaplar bulunmaktadır.Allah ve elçisi ırkçı bir zihniyetle bir lisanda sabit kalmak gibi asla birtutumları olmaz. Onlar bunlardan münezzehtir. Allah her lisanı bilir vesizlerin aracılığıyla her lisanı O, oluşturmuştur.
Eğer Allah dileseydi hepinizinlisanını bir tek lisan yapardı. Ancak onun işleri hikmetlerle doludur.Ve o herkişinin niyetini bilendir. Allah sizlere bir zorluk çıkartmak istemez. O dininien kolay ve en güzel şekilde kıldı. Göklerin ve yerin yaratılması,Lisanlarınızın ve renklerinizin farklı olması da onun varlığınındelillerindendir.
Arapça sadece bir lisandır,iletişim aracıdır. Lisan ise akıllarda oluşan mana ve
düşüncelerin nefes verme, gırtlak,damak, dil ve dudaklarla kullanılan bir yöntemdir. Anlamını bilmeyerek farklıbir lisanda konuşmak ve onları sürekli tekrar etmek ne dediğini kendisi dahibilmeyen papağanlara benzer.

KURAN I OKUYUN.

Bir insana, Kuran ı okumasını söylediğim zaman. O kimse hemen Arapça ‘elif, be’yi açıp okumaya çalışıyor. Böyle olmaz. Çünkü siz sadece onun harfleriniöğrenmeye çalışıyorsunuz. Bu aynı İngilizce nin ‘i ,bi ,si’ gibi harflerindenibarettir.Okuyup öğrenenler ise bunun sadece okunuşunu öğrenmiştir.Bunu dasürekli tekrar etmezse unutacaktır. Peki bu insan ne yaptı. Hiçbir şey bilmedenve gerçekleri anlayamadan kuran okudu ve namaz kıldı. Gerçekten yazık. Hepböyle namaz kıldık. Her namazımız da ne dediğimizi bilerek ve anlayarak kılmakiçin Arapça yı anlamlarıyla yani anadiliniz gibi bilmeniz lazım.
Her Sürenin, her Ayet in Anlamını bilmek öğrenmek çok uzun zamanınızıalacaktır. Tek tek kelimeleri, Ayetleri, Sureleri öğrenmek, anlamlarını bilmekyıllarınızı alır. Çünkü bir lisan daha öğreniyorsunuz, ikinci bir anadil. Veherkesten bu Arapçayı anlamlarıyla öğrenmesini isteyeceksiniz öyle mi. Geleceknesillerimiz zamanlarını Arapça öğrenmeye harcamayacaklardır. Ana diliniz gibibilmek zorundasınız. yoksa namazda ne dediklerini bilmeyeceklerdir. hep aynıayetleri sureleri okuyacaklardır. En kısaları okuyun demek namazı çokküçültürler.Peygamberimizin kolayınıza geleni okuyun sözlerini kendilerineuyarlarlar.halbuki o güzel ve doğru sözlü peygamber kendi lisanında kılıyordu.Bütün Araplar da, Bedeviler de öyle aynı Türkçe anlamlı gibi Allah la konuşuyorlardı.bir peygamber doğrusunu yaparken siz neden şaşıyorsunuz, doğru yoldanayrılıyorsunuz.
Ayrıca namaz da kıyamda iken Fatiha dan sonra yada secde de Allah tan birsıkıntılarını gidermesini nasıl isteyecekler.Önce Arapça bir mütercim bulupsonra evde ezberleyip öyle mi namaz kılacaklar. Peygamber demedi misıkıntılarınız da namazla yardım dileyin. Peygamberimiz her sıkıntısınıAllahtan namazda gidermesini dilerdi. Özellikle secdede. Sahabede secde denbazen saatlerce yalvarırlardı. Bu şekilde namaz kılmak ancak kendi lisanınızlaolur. İşte dosdoğru namaz da budur.
Herkes Arapça’yı anlamlarıyla öğrenmez. Vakit ayıramaz. Aileniz , komşularınız, toplumunuz , sizin soyunuz , ya gelecek nesilleriniz .Peki ya lisanı Arapçaolmayan diğer müslüman ülkeler ve milletler. Arapça lisan sizlere çok büyükengeldir. Allah dinde zorluk çıkarmaz.


SORULAR VE CEVAPLAR

Soru : İnsanlar Kuran nın mealiniokusunlar anlamını öğrensinler. Ancak Arapça namaz kılsınlar. Neden Türkçe kılınacak ki?
Cevap: Böyle bir durumda, bu günküdüştüğümüz duruma yine düşmüş oluyoruz. Bir defa okuyup anlamını iyicebildikten sonra, her namazda Allah la konuşurken bir kere bildim bu bana yeterdemekle şeytan sizi aldatmış oluyor.Çocuklarınız ve gelecek nesilleriniz dedaha kötü duruma düşecektir. Her namazda Allah la ne konuşuyorsanız bilmeniz veanlamını mutlaka taşımanız lazımdır.
Soru: Kuran ı Arapça okurken venamazı Arapça kılarken sürekli olarak anlamını da aklımdan geçirsem olmaz mı?
Cevap: Bir insan iki işi aynı andayapamaz. Bunu yapabilmeniz için Arapçayı ana diliniz gibi bilmek zorundasınız. Buda yıllarınızı alır. Siz yıllarınızı verseniz ,insanlar kardeşleriniz ve çocuklarınız yıllarınıveremez. Arapçayı ana diliniz gibi bildiğiniz zaman namazı Arapçakılabilirsiniz. Peygamberimiz namazlarında farklı zamanlarda farklı dualar lanamaz kılarlarmış. Bazen secdede dakikalarca kalırlarmış. O gün olan bir olayhakkında sürekli secde de Allah a dua ederlermiş. Sahabe de böyleydi. O döneminhadis incelemelerini yapan ilahiyatçılar bu durumları doğruluyor. Sonuçtaduaları ve namaz içindeki kişisel dualarınızı da Arapça yapamayacağınızdanmutlaka kendi lisanınızda namaz kılmalısınız.
Böyle bir durumda ancak namazdaki bazı süreleri öğreneceksinizdir. MeselaFatiha, Nas, Felak, Tahiyyat, Salli ve Barik bu asla yetmez. Günümüzde bunlaryeter zannediliyor. Bu durumların gerçek sebebi de namazın Arapça yapılmasındandolayı kısa bildik sureler kullanılıyor. Bu yozlaşmış namaz haline Allah çoköfkeleniyordur. Namaz da Ayrıca Kuran ın da tamamını okumayacaksınız veHadislerden de habersiz olacaksınız.Kuran ın tamamını okumadan iman olmaz. Bennamaz da , Fatihadan sonra Bakara süresinden otuz, dilersem Aliİmran dan beş vedilersem Zilzal ı okurum.Ve ben yıllardır namazımı Türkçe kılarım.
Ayrıca namazı ve Kuran ı Arapça okurken anlamlarını da aklınızdan Türkçegeçirmiş oluyorsunuz. Bu durumda Namazı hem Arapça hem de Türkçe kılmışoluyorsunuz. Hani Türkçe kılınmazdı ve Türkçe Kuran okunmazdı. Anlamlarınoluştuğu şekillenme aklınızda Türkçe olarak oluşmuyor mu. Gerçekten Arapçalisan şartı insanlığa büyük engeldir.
Cuma hutbelerinde ayetlerin Türkçe karşılığını okuyorlar. Onlar da mı olmaz.?
Soru: Allah ın Ayetlerini kimsedeğiştiremez. Ayrıca Allah ayetlerini korumaktadır. Öyle değil mi?
Cevap: Tabi ki öyle. Aslında bizkendi lisanımızda okumakla Ayetleri değiştirmiş olmuyoruz.O Ayetler in tamanlamlarının Türkçe karşılığını okuyoruz.Böylece ayetlerin anlamında hiçbirdeğişiklik olmayacaktır.Zaten Allah ; Ayetlerimi kimse değiştiremez, bozamazderken anlamlarını kastetmiştir. O zamanlar müşrikler ve Yahudiler Allah ınayetleriyle çok uğraşıyorlardı. Kelimelerini değiştirip ,Farklı yorumlar yapıpdeğişik anlamlar çıkartıyorlar dı.
Soru: Kuran ın bir harfi değişirseanlamı değişir ve farklı anlamlar çıkar. Buna ne diyeceksiniz.
Cevap: Kuran da bir harfindeğişmesiyle anlamının değişmesi doğrudur. Ancak bu Arapça lisanın sorunudeğildir. Her lisanda bu sorun vardır. Bizim Türkçemiz de de ,kelimede birharfin değişmesiyle farklı bir anlam oluşur.Zaten Kuran çevirileri (meali)yapılmış. Milyonlarca Kuran yeryüzünün her yerinde var zaten. Anlamlarınındeğiştirilmesi mümkün değil. Meali ve lisanının farklılığı değiştiği anlamınagelmez. Bu kuran ın kendisidir. Sadece mealidir. Yani aslıdır.
Soru: Her ülke kendi lisanındaibadet ediyor diyelim. Peki biz o ülkeye gittiğimizde nasıl olacak, nasıl namazkılacağız ve nasıl anlayacağız.
Cevap: Arapçayı ana diliniz gibibilmeyerek ve anlamayarak namaz kılıyordunuz zaten. Bunu hep yapıyordunuz.Ayrıca Kendi lisanınızda namazda neler yapıldığını neler okunduğunu artıkbildiğiniz için sorun da kalmamıştır. Sünneti kendi lisanınızda, farzda İmamauyarsan İmamın lisanında kılmış olursun. Namazda neler okunduğunu da artıkbilmektesinizdir. Aklınızdan da geçirirsiniz.
Soru: Allah tan ve Elçisin den kendilisanımızda yapmamıza dair ayet ve hadisler var mıdır.
Cevap : Kuran defalarca kendilisanında peygamberlerin ve kitapların gönderildiğini ve doğru olanın buolduğunu vurgulamaktadır.Ayetlerle deliller ve hadislerle deliller bölümünüokuyun.Allah ve Elçisi asla sizin önünüze engel koymaz.
Kendi lisanınızda okumanıza dair çok yakın ayetler ve hadisler vardır. AyrıcaNamazı ve Kuran ı mutlaka Arapça bir lisanda yapacaksınız diye asla bir ayet vehadis yoktur. İnsanlarımız bazı hadisleri tam anlayamadıkları için böyleçekimser kalmaktadırlar. Bu da onların kendi hatasıdır.Böylece de insanlarındine girmesine anlamalarına, bilmelerine ve kitabı okumalarına engeloluyorlar.Bilinçsizce ne kötü fiil yapıyorlar.
Soru: Okuduğumuz kuran ı ve namazımızıAllah biliyor ya!! Ne gerek var kendi lisanımızda okumaya?
Cevap: Allah kendi bildiği için mibu kitabı size indirdi. O zaten biliyor du .O bu kitabı sizin
bilmeniz için indirdi. Yoksa siznasıl bilecektiniz. İman ancak o kitabı okumakla oluşur. Böylece de kalbinizeyerleşir.
Soru: İnsanların bir kısmıözelliklede yaşlılar diyecekler ki bizim geçmişteki namazımız ne oldu. Yani bizhep yanlış mı yaptık.
Cevap: Allah pek çok Ayetlerinde‘Ancak tövbe edip doğru yola girenler müstesna’ der. Allah bununla hatayaptığını anlayan insanın hatasını anlayıp doğrusunu tercih ettiğinden veyeniyi yaptığından dolayı eski sayfaları kapatır. O doğru tercihi yapmasıylaeskiyi siler.Bu Allah’ın hem merhameti hem de adetidir.O doğruyu kabul edipkendi lisanında namazı kılan ve etrafına bunu öğütleyen ve buna çalışankimselere de Allah ın ikramı gelecek nesillerdeki insanların kıldıkları doğrunamazdan milyonlarcasıdır.O, sadece kendisi yanlış yapmıştır.Ama arkadan geleninsanların milyonlarcasının ömürleri boyunca kıldığı namazı kılacaktır.Çünkü O,doğruyu kabul edip arkalarındaki için çalışmıştır. Aralarından, böyle kendilisanımızda olmaz deyip direten yaşlılar da çıkar. Bilinçsizce hataetmektedirler.
Soru: Allah ın kitabında;”elif lammim”,”elif lam ra” gibi ayetler vardır .Bu ayetler Arapça okunmasına bir delilteşkil etmez mi ?
Cevap: Hayır. Bu ayetler başka birmaksada yöneliktir. Bu ayetlerin tam olarak neyi ifade ettiği Araplartarafından da bilinmemektedir. Bu ayetleri Allah ve elçisi daha iyibilir.Hiçbir kimse bu ayetlerin neyi ifade ettiğini bilmiyor. Ancak çeşitliyorumlar yapılmıştır. Mesela “elif lam mim” ayeti için İbni Abbas ‘ben Alimolan Allah’ım’ yorumunu yapmış. Peygamberimiz de; İbni Abbas a ‘güzel söyledin’diye, tebrik etmiştir. Pek çok alime göre Bu ayetlerin ‘Kuran’ın Allah ınsözleri’ olduğunu gösterir ayetler olduğunu belirtmişlerdir.Ben de onlarakatılıyorum.Sizlerde O Ayetlerden nasıl yorum çıkartılmışsa öylece mealinialın. Anlattığımız ayetleri gördünüz üzere Allah’ın sözleri birbiriyleçelişmez.
Soru: Peygamberimizin Kuran’ınArapça okunuşuyla ilgili pek çok hadisi vardır. Buna ne diyeceksiniz.
Cevap: Doğru söylüyorsunuz. AncakPeygamberimizin Kuran ı Arapça lisan haricinde bir lisanla okumayın diye hiçbiremri yoktur .Hatta bazı hadislerinde okunabilir yorumu çıkmaktadır. Hadislerihep Arapça lisanla ilgilidir. Peygamberimiz Arap şivesiyle ,Arap vurgusuyla veokunuş güzelliğiyle okumasını devamlı öğütlemiştir. Onların lisanında kendinehas okunuş şekilleri vardır. Bu her lisanda vardır.Bu durum Arap lisanında dahagüçlüdür.
Soru: Kendi lisanımızda ibadetetmekle, dinde birlik bozulmuyor mu?
Cevap: Tek neden olarak gösterilen,Dinde birlik bozulur düşüncesiyle kendi lisanımızda ibadet etmenizengelleniyor. Bu gerçekten doğru bir karar değildir. Yeryüzüne bir bakın. İslamdininde bir birlik görüyor musunuz. Din de birlik herkesin Arapça lisanla Kuranı okuması ve namazı kılmasıyla olmaz. Şu anda yeryüzü islam dinini Arapçalisanla yaşıyor. İslam birliği mi var. Ülkelermilletler birbirlerini hatta kınarlar. Birlik ancak kuarn kültürünü, dinfelsefesini anlayarak ve yaşayarak olur. Aynı duyguları taşımak ve inananlardanolmak için Her millet kendi lisanında kitabı okumalı ve ibadetini etmelidir. Ozaman dinde küresel birliği göreceksinizdir.

GERÇEKTE, KİTAP ÖNEMLİDİR

Allah devamlı kitabı vurgulamıştır. O kitabın anlamları hükümleri, sizebildirdikleri önemlidir. Hangi lisanda olursanız olunuz o kitabı okumalısınız.Allah kuran dan kitap diye bahsetmiştir.

“Apaçık bildiren kitaba and olsun ki.” 43/02
“Apaçık bildiren kitaba yemin olsun ki.” 44/02
“Ve ondan evvel de ,Musa nın bir rehber ve bir rahmet olan kitabı var idi. Veişte bu da bir kitaptır.Tastik edicidir. Arapça bir lisan ilegönderilmiştir.Zulm edenleri korkutmak için, Muhsin olanlara da bir müjdedir.”46/12
“İşte böylece bu Kuran ı Arapça lisanda bir kitap olarak indirdik ve onda uyarıve tehditlerimizi farklı üsluplarla anlattık. Ta ki insanlar, Allah a karşıgelmekten korunsunlar ve ta ki o , kendilerine bir ibret ve uyanış versin.”20/113
“O yüce Allah, senin üzerine kitabı, kendisinden evvel ki kitapları tastikedici olarak hakkıyla indirdi, Tevrat ve İncil i de indirmişti.” 03/03

“Bir eğriliği olmayan, Arapça lisanda bir kuran ki, belki sakınırlar.” 39/28

“Ve bu bir kitaptır ki, Bunu biz indirdik, mübarektir. Artık ona tabi olunuz.Ve sakınınız taki rahmete eresidiniz.” 06/155

“Şüphe yok ki , benim koruyucum, o kitabı indirmiş olan Allah Teala dır.Ve obütün Salih kullarını gözetir.” 7/196
“ Elif, Lam, Mim, Ra.İşte bunlar kuran ın ayetleridir.Ve sana rabbindenindirilmiş olan haktır. Fakat insanların çoğu iman etmezler.” 13/01
“Elif, Lam, Ra. Bu kitaptır ki, bunu sana indirdik. İnsanları rablerininizniyle karanlıklardan aydınlığa, o her şeye galip övgüye layık olanın yoluna çıkarasın.”14/01
“Elif, Ram, Ra. Bunlar kitabın ve apaçık Kuran ın ayetleridir.” 15/01
Bu üstteki harflerle başlayan Ayetler hep aynı düşünceyi söyleyen ve ard ardınagelen 10,11,12,13,14,15 nolu surelerin birinci ayetleridir. Hepsinde aynı anlambütünlüğü vardır.Kuran ın apaçık bir kitap olduğundan , Kuran ın ayetlerinden,açıklandığından bahseder. Peki neden Arapların anlayamadığı harflerlebaşlamıştır. İşte asıl hikmet buradadır. Bu ayetler her lisanla okunabileceğinigösterir delillerdir.

KİTAP NE İÇİN İNDİ.

Farklı lisandaki bir kelimeyi anlamını bilmeden boş boş söylemekle ima etmişsayılmayız. Anlamayarak söylediğiniz her yabancı kelime boş sözdür. Anlamadankılınan namazlar kişi için sadece vakit kaybıdır. Kendi lisanımızla okumadan o kitabı anlayamayız,

Aşağıdakiayetlere dikkat edersek Allah sürekli şunları söylemiştir. Anlamanın,düşünmenin, akletmenin, bilmenin mutlak şart olduğunu bildirmektedir. Allah’ınpek çok sözlerinde; Akletmiyorlar mı?, Düşünüp ibret almayacaklar mı?.Düşünmüyorlar mı gibi birçok hitapları vardır. Sizler anlamadan nasıldüşüneceksiniz. Nasıl akıl erdireceksiniz. Bu ancak kendi lisanınız da anadilinizle mümkün olur.

Düşünmek ve ögüt almak

“ Bu Kuran insanlara bir tebliğ dir, insanlar onunla uyarılmaktadır.Ancak birtek ilah olduğunu bilsinler. Ve aklını kullananlar bunu düşünsünler.”14/52
“Muhakkak ki biz onu bir Arapça lisanda bir Kuran kıldık, umulur ki sizdüşünürsünüz.” 43/03
“Bu bir kitaptır ki, Onu sana indirdik, mübarektir. Ayetlerini düşünsünler veakıl sahipleri ibret alsınlar diye.” 38/29
“Ve biz ona şiiri öğretmedik ve onun için layık da olmaz. O, başka değil, biröğüttür, Ve apaçık bir kuran dır.” 36/69
“Kuran başka değil, bütün alemler için bir öğüttür.”
38/87
“Kuran ı düşünmeye çalışmazlar mı?..yoksa kalplerinin üzerinde kilitler mivar.” 47/24
“Kuran ı düşünmezler mi.Ve eğer Allah Teala dan başkası tarafından olsa idi,elbette bir çok
ihtilaf bulurlardı.” 04/82
“Ve bu Rabbinin dosdoğru olan yoludur.Muhakkak ki biz, ayetleri düşünen birkavim için ayrıntılı olarak beyan etmişizdir.” 06/126
“And olsun ki,insanlar için , bu Kuran da misalin her türlüsünden zikrettik.Gerek ki onlar iyi düşünsünler.”
39/27
Anlamak, Akletmek

“ İşte Allah Teala ayetlerini böyle beyan buyuruyor, ta ki düşünüp,anlayasınız.” 2/242
“Şüphe yok ayetleri size apaçık beyan ettik, eğer düşünüp anlıyorsanız.” 3/118
“Artık sizin için onların iman edip, inanacaklarını ümit edermisiniz.? Onlardanmuhakkak bir gurup vardır ki, Allah ın kelamını işitirler de onu akılları ileanladıktan sonra değiştirmeye kalkışırlar.Halbuki onlar bilirler.”
02/75
“ Ve şu misalleri ki,onları insanlar için getiriyoruz. Maamafif onları ancakbilenler düşünüp anlayabilir.”

İÇ DÜNYANIZDA ÇATIŞMA, ŞEYTANLA SAVAŞ
Sizlere Aşağıda ki gibi sorular yöneltebilirler. Ancak aklı olanlar vedüşünenler bu soruları bertaraf ederler.

• Dinde birlik bozuluyor.(Ayrılmış olduğumuz birliğe yeni giriyoruz.)
• Arapça lisan ne güzeldi, .(okunuş güzelliğinden dolayı bu soru şeytandandır. Okunuşgüzelliğini size güzel göstererek, sizin Allah ı tesbih etmenizi engellemekister.)
• Tüylerim diken diken oluyor. etkileniyordum. (Kuran ı güzel okunuşundandolayı ,Onlar dini, Arapça lisanın okunuş güzelliği zannediyor.Bu şeytanınişidir.dini bundan ibaret zannettiriyor. Bunlar onun aldatmacalarıdır.İnsanlarbirtakım şarkılara şiirlere ve video görüntülerinde de bunları yaşıyor. )
• Dininiz elden gidiyor.(dine yeni giriyorsunuz. Din doğru ancak yöntem yanlış,Dini kendi lisanınızda yaşamalısınız.)
• Allah ve Resulü buna razı olmaz.(Ayetlere ve hadislere bakın),(Allah veResulünün sözlerinde gerçek daha açıktır.)
• Böyle olur mu bu bana ters geliyor.(bunu söyleyen şeytandır. Sizin Allah ıtesbih etmenizi engellemek istiyor.)
• Böyle Türkçe Allah la konuşulur mu.( Bundan daha doğru ne olabilir. Gerçeğigöremeyenler ve akıllıca düşünemeyenler bunu söyler. Ayrıca bütünpeygamberlerde kendi lisanlarında ibadet ettiler.)
Dua ederken Türkçe ediyorsunuz da Namaz kılarken neden Türkçe kılmıyorsunuz.Namaz da ,dua gibi Allah la konuşmadır.Aynı şeydir. Ne fark var.


Hak gelince Allah batılı deviriverir. Şeytanımahveden güç, bilgidir.
Tam 8 yıldır Türkçe namaz kılıyorum. 11 yıldır Türkçe Kuran okuyorum. Yeminederim ki böyle manevi hale, ağlayarak namaz kılmaya. Kuranda ki istediğimsureden okumayı hiç bu kadar lezzetli bulmamıştım. Mutlaka ALLAH ile nekonuştuğunuzu bilmelisiniz. Namaz da ayakta iken Fatiha dan sonra komple NİSAsuresini , bazen de imran ailesini, bazen dişi deveden bazı sureleri , bazen dedeprem,zelzele okurum. Bazen annem bana kızar bu nasıl namaz kılmak diye çokgeç kılıyormuşum. Keşke bilselerdi. Onlara anlatsam da beni dikkate almıyorlar.Ne yaptıklarını bilmez şekilde namaz kılıyorlar. Onlara üzülüyorum.
İSLAMİYET EVRENSELDİR. SON ÜMMET ARAPÇAYLA SINIRLI KALMAYACAK. Kuran yeryüzünetam egemen olacak. Ve bağlarından kurtulacak.

Kişi;Yaşamı boyunca, Tüm Diyaloglarında, Doğal olarak, En iyi bildiği AnaDilinikullanır. Eğer, -herhangi bir nedenle- Ana Dilini kullanması engelleniyorsa, BuDurumda, Düşünürken / Düşüncelerinde yineAna Dilini kullanır.

Kuran, birçok Ayetinde; “Düşünmez misiniz…? Aklınızıkullanmaz mısınız…?” Anlamında sorular sormuş; “Düşünün… Aklınızıkullanın...” Anlamında emirler vermiştir.
Kişi, ancak, Anladığı bir Şey üzerinde düşünebilir.
Kişiyi, Anlamadan, Okumaya / İbadet etmeye zorlamak; Bu Ayetlerin Dışlanmasıhatta İnkarıdır. Bu aynı zamanda, Şeytanın “Aldatma / Saptırma” Metodudur.(madde:12)

Kişi, Yaşamının bir bölümünde; Bilmediği / Anlamadığı bir Dili; doğrukullandığı bilincinde dahi olmadan, çoğu kez hatalı olarak, ezberekullanıyorsa -doğrusu: kullandığını zannediyorsa- Bunda bir Anormallik vardır. Bu Anormallikler; Korkutarak/ Aldatarak / İnandırılarak... ya da bunların ikisi, üçü … bir arada uygulanarak yaptırılabilir.
Başta; İslam’ı Çıkar için Kullanmak ve Bilinçsizlik olmaküzere birçok nedenle, İslam’a ve
Araplardışındaki İslam Toplumlarına bu kötülükler yapılmıştır. Ve yapılmaya devamediliyor.
Bu aynı zamanda; “DindeZorlama Yoktur…” (Bakara 256) Hükmünün de çiğnenmesidir.

İbadetler içinde, kişinin hayatında en çok yer alan Namaz başta olmak üzere; Tüm, Dua /Yakarış ve
İbadetlerin,Bilmediği bir Dille; ezbere okuyarak yapılması gerektiğine; Toplum Aldatılarakve Korkutularak İnandırılmıştır.

Bu durumda, Hangiibadetler, bilmediğimiz / anlamadığımız dille yapılıyor...?” sorusu dahi anlamınıkaybetmiştir. -Lütfen Müsaade edilen- Niyet hariç; Ana dille yapılanibadet yoktur.Asırların; Kemikleşmiş / Kök salmış Aldatılmışlığından /Uyutulmuşluğundan Toplumu uyandırmak / Doğruları göstermek, İmkansıza yakınzordur. Çünkü Çıkarı zedelenecek olanlar; Aldattıkları büyük Kütlenin desteğinide arkalarına alarak, Tüm Güçleri ile buna karşı Duruyorlar ve Duracaklardır.

Yazımızda, Namaz’da, Sure ve Ayetlerin, Bilmediğimiz Dille Ezbere Okunması üzerinde ağırlıkladurulacaktır. Diğer konular üzerinde -özet olarak da olsa- durmanın uygunolacağı kanısındayım.

Eğer; “Atalarımızdan Böyle Gördük / Atalarımız Böyle Diyor” Zinciri ile bağlıysanız veBaşka Düşüncelere kapılarınız kapalı ise...? Sorulacak sorulara muhatapdeğilsiniz. Okumaya devam etmenize de Gerek yoktur.

(İyi derecede Arapça bilenlerin, Sureleri / Ayetleri Orijinalinden okuması, butespitlerimizin dışındadır. Bunu altını ayrıca çizmiş olalım)

İSLAM'DA HÜKÜMLERİN KONULMASI :

Bu ara başlık, konumuzla doğrudan ilgili değildir. Fakat ileride yazılanlarındaha rahat anlatılabilmesi için; bazı prensiplerin açıkça ortaya konulmasıgerekiyor.
Bilinen klasik usulde, İslam’da Hüküm Kaynakları: (Kuran,Hadis, İcma, Kıyas …)olarak sıralanır.
Bu kaynaklara dayanılarak(!) İslam’a ait her konuyu kapsayan(?) Fıkıh hükümleri, Fetvalar inşa edilmiştir. Görünürde, Kuran başta geliyorsada, Hadislerle Ayetlerin Nesih (İptal) edildiği(!?)…. Dikkate alındığında,Hadislerin çoktan Kuran’ın önüne geçtiğini söylemek abartı olmaz. Her konuda,Akılla, Kuran’la ve diğer hadislerle çelişen çok sayıda Uydurma Hadisbulabilirsiniz. Bu Çelişkili kaynaklara dayanması yanında, aralarındaçatışmalar yaşanan Mezheplerin bakış açısını yansıttığı ve Asırlar öncesinin sorunlarınacevap olmaları nedenleriyle, Bu Hükümler arasında çelişkiler olması vegönümüzün sorunlarına cevap vermekten uzak olmaları doğaldır. (Aralarında haladoğru olanlar bulunabilir.)
Bu Hükümlerin, Bu gün için, “Geçerli ve Bağlayıcı” olduğu iddia edilemez.

Olması gereken Nedir…?
-- Kuran’ın, “Açık Hükümlü Muhkem Ayetleri Esas alınacak” Bunlarla çelişkiye izin verilmeyecek.
Bu Muhkem Ayetler doğal olarak her konuyu kapsamaz. Sonrası için ne yapılacak?
-- Sonrası için, “Yine Kuran’aGidilecek…”
Kuran, pekçok Ayetinde; “Düşünmez misiniz…? Aklınızı kullanmazmısınız…?” diye SorularSormuş;
“Düşünün… Aklınızı kullanın …” diye Emirler vermiştir. “Bilime /Bilene, Her şeyde Adalete / Dengeye” Çok büyük değer verildiği birçok Ayette ifadeedilmiştir. Çözüm, bu Ayetler Çerçevesinde bulunacaktır.

-- İleri sürülen bir “Görüş /Öneri”; Açık Hükümlü Muhkem Ayetlerle çelişmiyorsa; İlmi verilere veToplumsal Adalet Dengelerine paralelse; ve Yapılan Tüm Eleştirilere Tutarlıcevaplar verilebiliyorsa, bu Görüş / Öneri “Objektif Akıla” uygundur. Objektif Akıla uygun olan Tüm “Görüş, Öneri ve Hükümler” Kuran’a /Kuran’daki Gerçek İslam’a da uygundur.
Bunun Doğal Neticesi olarak; İslam’da Hükümler; “AçıkHükümlü Muhkem Ayetlere ve Düşünün / Aklınızı kullanın Ayetlerin gösterdiğidoğrultuda, Objektif Akıla” dayanılarakkonulacaktır.
Bu Hükümler, Ayetullah(!)lar, Din Adamları… tarafından konulmayacaktır. Kimlertarafından ve Nasıl konulacağı ayrı bir konudur.[1]

Konu, bu prensiplere uygun olarak işlenmeye çalışılacaktır. Bu bakımdan,İtirazlar / Eleştiriler; “Fıkıh Literatüründeolmadığı ya da O’na uymadığı” Açısından değil; “Objektif akla göre, Tutarlı Olup / Olmadığı” ve Objektif Akıl açısından bakıldığında, “Kuran’la Çelişip Çelişmediği”Açısından yapılmalıdır.

Bir Dinin; “Hak Din” olup olmadığının; en önemli Göstergesi; O DininKitabında yapılan Yaratan Tanımı’nın; Objektif Aklın sorabileceği sorulara “Tutarlı Cevaplar” verebilmesidir. Ya da, Objektif Aklın ortayakoyacağı Yaratan Tanımı ileçelişmemesidir. Kuran’ın Yaratan Tanımı’nda bu çelişkinin olmadığı rahatça söylenebilir
.

FIKIH HÜKÜMLERİ ve TARİHİ BOYUTU AÇISINDAN ANA DİLDE İBADET…

Gerçek veTek Kaynak olan Kuran ve Akıl-Mantık Açısından, “AnaDilde İbadet” için hiçbir engel yoktur.
Bu duruma yukarıdaki Satırlarda değinilmiştir. Kuranve Objektif Akıl Açısından Ana Dilde İbadetAra başlığında ise Maddelerhalinde, Detaylı olarak incelenmiştir. Bazı yerlerde bu maddelere göndermeleryapılmıştır. Bu Nedenlerle, Diğer kaynaklarda(!) bulunacak engellerinBağlayıcı bir durumu olamaz. Buna rağmen, “Fıkıh Hükümleri ve TarihiUygulama açısından, Bir Engel Var mıdır?” Sorusuna cevap arayalım.

Selmani Farisi, Hemşerilerinin talebi üzerine, Peygamberimizin Onayını aldıktan sonra,“Namazda okunmak üzere”, Fatiha’nın Farsça Çevirisini yaparak İran’a göndermiştir. [k9.90] Bu, “Peygamberimizin, Ana Dilde İbadete Onayı” Anlamına gelir. Bu Tarihigerçeği değiştirebilecek bir “Fakih / Fetva” olamaz.
Farsça (yani Arapçadan başka bir dille) Namaz” Peygamberimizin sağlığında(Medine döneminde) İran’da başlamış, Müslüman Fatih Kuteybe’nin Buhara’dayaptırdığı Camide, en az ölümüne (H.94) kadar devam etmiştir. [k9.121]

Ehli Sünnetin(?) -Aslında doğru olmayan- görüşüne göre; “SahabeninHepsi Müçtehittir.(?)” Bu açıdan bakıldığında; Bilgi ve yetenek olarak önde gelen birSahabe olan Selmani Farisi’nin bu İçtihadı / Uygulaması Ehli Sünnet(?) tarafından, Saygı ile kabuledilmesi ve Uygulanması gerekir. Fakat Ehli Sünnet; S. Farisi’nin de, “Kurucuİmamları Saydıkları(?)İmamı Azam’ın da yolunu terk etmiştir.
İmamı Azam; Arapçayı “Hatasız” Okuyabilenlerin de dahi; “İsterse,Namazda, Fatiha’nın / Kuran’ın Kendi Dilinde Çevirisini Okuyabileceğini” söylemiştir. İ. Azam’ın bu fetvası, O’nun görüşlerini6 Kitap halinde aktaran en büyük öğrencisi Ebu Muhammed (öl.M.804) tarafından bizeulaştırılmıştır. [k9.115]
İmamı Azam’ın Talebeleri, Ebu Muhammed ve Ebu Yusuf, (İmameyn) “Arapça Özgün Metni Hatasız okuyamıyanların KendiDilinde Çevirisini Okuyabileceği” görüşündedirler. [k9. 93]
Şerahsi (öl.1090); Hadisçiler tarafından “Yalancılık ve Sahtekarlıklaitham edilenNuh b. Ebi Meryem’e dayandırılan; “İ.Azam, daha sonra İmameyningörüşüne döndü” Rivayetini / İftirasını aktarmıştır. Hocasının, Kendigörüşüne uymayan görüşünü aktaran Ebu Muhammed’in “Hocasının sonradan kendigörüşüne döndüğünü” Hocasının ölümündensonra yazılan kitabında Neden aktarmasın? Bunun kabul edilebilir bir açıklamasıyapılabilir mi?
Bunu Neticesi, Hanefi Mezhebine göre, -İ.Azam yerine İmameyn’e de uyulsa- “Arapçayı Hatasız okuyamayan herkesin” Namazda Fatiha’yı / Kuran’ı “Kendi DilindekiÇevirisinden Okuması” gerekir.

İmamŞafii; “Fatiha’yı Hatasızokuyamayanlar, Namazda, Allah’ı Yüceltici Dualar / İfadeler okurlar. Bunu dayapamayanlar, Fatiha’yı okuma süresi kadar ayakta durur sonra Rüku yaparlar.” Görüşündedir. Dayanağı, “Kuran’ın Çevirisi Kurandeğildir(?)” görüşüdür. [k9.132] İ.Azam’a göre “Kuran Lafız değilAnlamdır.” [k9.94] İmam Maliki ve İmam Hambeli de -yaklaşık- İmam Şafinin görüşündedirler. [k9.41]
Sanırım, diğer Dayanakları; Peygamberimizin, “Namazda Fatiha’yı okuyamıyorum” diyen Sahabesine, “İçinden gelenkelimelerle Allah’ı Yücelt”demesi; Onun, “Bunu da yapamıyorum” ifadesi üzerine, “Fatiha okuma süresi kadar, ayakta Allah’ı düşün” cevabı vermesi anlamındaki Rivayettir. BuRivayet, Namazda, “Fatiha’nın Çevirisinin Okunamayacağına” değil, Ancak, Namazda Fatiha OkumanınŞart olmadığına dayanak olabilir.
Ayetlerin “Ana Dile Çevirisini okuyarak” Namaz kılınmasına en uzak duran Mezheplerin görüşü dahi; “Fatiha’yı hatasızokuyamayanlar, Ana Dillerinde Allah’ı yüceltici dualar okuyarak Namazlarınıkılabilirler” olaraközetlenebilir.

Dört Sunni Mezhebin ortak görüşü: “Anlamı Bozulacak kadar Hatalı okumanın ”Namazı Bozacağı noktasında birleşmektedir. KiHaklı bir görüştür.
İslam Aleminde, Araplar dışındaki çok büyük bir Çoğunluğun, Anlamını BilmedenEzbere Okurken, “Anlamın Bozulmasının” Çok Ötesinde Hatalar yaptığı (madde:16) su götürmez birgerçektir. Namazın Bozulması dahi göze alınarak bu “Hatada Israrın” Tutarlı bir Nedeni olabilir mi?

Netice olarak; Bu Mezheplere göre de bugün yapılan Uygulama Hatalıdır. Hanefi Mezhebine uyarsanız, Ayetlerin “Ana Dile Çevirisini”; Diğer Mezheplere uyarsanız, Kendi Dilinizle “Allah’ıYücelten Dualar” okuyarak Namaz kılmazorunluluğu vardır.
Bu noktada; “Neden, Allah’ı Yücelten En Güzel Dua olan, Fatiha’nın ve birçokAyetin Çevirisi değil de Kendi Dilinde Allah’ı Yücelten Başka Dualar?” sorusuna Cevap arayalım. Bu Hüküm(?) Mezhepİmamları tarafından konulmuş olsa da, Tutarlı olduğu savunulamaz. Gerekçeleri:“Kuran’ınÇevirisi Kuran değildir(?)”görüşleridir. Namazda Fatiha Okumanın Şart olmadığı ve İmamı Azam’ın “Kuran Lafız değil Anlamdır” görüşü dikkate alındığın da bu gerekçenin de geçerli olmadığıgörülebilir. (Bu Noktaya 9.Maddede tekrar dönülecektir.)

Gerçek Ne olursa olsun; İslam Toplumları; Siyasi Güçler ve bazı DinAdamları(?)… Tarafından; Çıkarlarına Rahatça Alet edilebilmek / Kullanabilmekiçin; “Anlamadan İnanan(?) İbadet eden(?) …” Bilinçsiz bir Toplum olmaya mahkumedilmişledir..

Konuya, Diyanet Uygulamaları açısından bakıldığında durum içler acısıdır.
Hiçkimsenin hiçbir mazeretle, Kuran’ın Çevirisi ile Namaz Kılamayacağını” Hükme bağlayan(?) 20’ye yakın DİYK Kararıvardır. [k9.18] Örn. 04.12.1997 DİKK’ı “Kuran’ın Asli Lafzı okunmadan İbadet / Namazolmaz” olmaz anlamındadır.[k9.75] Ancak 15.08.2002 Kararlarında, Lütfen(!) “Ezberleyinceye kadar,Çeviri ile Namaz Kılınabileceği” Noktasına gelebilmişlerdir.[k9.6,70]
Sadece Gaflet mi? Bilinmez, Görünüşte “Hanefi Mezhebini” uyguluyorlar. Büyük Sahabi S. Farisi’den yaklaşık 1380 yıl; “Kurucu Mezhep İmamıSaydıkları(?)İ. Azam’dan yaklaşık 1260 yıl sonra yaptıklarıuygulamalar, Onların Fersah-fersah gerisindedir.
Peygamberin uygulamasını dahi geçersiz sayabiliyorlar.

Kaynak [k9] da Detaylı Bilgiler vardır. Burada aktarılanların Ana Kaynakları daverilmiştir.

DUALAR / YAKARIŞLAR...

Gerek bir ibadetin içinde, gerek doğrudan yapılıyor olsun;
Dua, Kişinin, Hamd’ini, Şükrünü, Yakarışını, Yaratan’ınınYüceliğini, Dileklerini... Yapabildiğince / Dilinin döndüğünce... Tüm benliğiile ifade etmesi ve Yaratan’ına arz etmesidir.
Bunun; Ana Dili yerine, Bilmeden / Anlamadan, ve Ne derece Doğru okuduğunundahi bilincinde olmadan; Başka bir dille Ezbere okuyarak Yapılabileceğini; Yapılmasının Daha İyi ve daha Doğru olduğunu Açıklayabilecekbir Allah’ın Kulu var mıdır...?
Eğer, “Ben Varım” diyebilenvarsa; Akla / Mantığa / Ayetedayanan ve bu yazıda ortaya koyduğumuz Gerekçeleri çürüten, Sorulara Cevapveren, bir açıklama yapmalıdır. “Şöyle bir Hadis var, Şu kadar Sevabıvarmış” cinsinden açıklamalarıntutarlı olmadığını söylemeye gerek var mıdır?

Hatalar, sadece “Okuma Hataları” ile sınırlı değildir. Bazı Duaların içeriğinde de küçümsenmeyecekhatalar vardır. Bilmediğimiz bir dilde ezbere okurken; farkına varmadan buhataları da defalarca tekrarlıyoruz. [2]

Hemen herkesin bildiği Dualardan örnekler üzerinde duralım:
Tahiyyat Duasında okunan; “Ya eyyüh-en-nebiyyü ....” İfadesi;
SanaSelâm olsun Ey Peygamber! Allah’ın Rahmeti Ve Bereketleri Senin Üzerine Olsun.Anlamındadır.

Burada, Namazkılarken, Doğrudan Peygamberehitap ediliyor...
Peki... Kuran Ne Diyor...?
** Ancak Sana kulluk eder ve yalnız Senden yardımdileriz.
(Fatiha/5)
** ..... Allah ile birlikte bir başkasına yakarmayın/ Allah'ın yanında bir başkası için çağrıda bulunmayın. (Cin/18)

Birde, “Bu Duayı, Mirac’da Allah, Elçisi ve Melekler karşılıklıokudular…” Hikayesi /Hadisi(?) [3] var...
Duanın sonundaki Şahadet ifadeleri okunurken, “Parmak kaldırmak?”; Vaciptir den Haramdır diyenlere kadarFarklı / Çelişkili hükümler vardır.[k7.587]

Allah’ınyanında başkasına çağrıda bulunma” hatasının daha büyüğünü Kuran Çevirilerinde yapıyoruz. Birçok Mealde / Çeviride “De / De ki” ifadelerin den önce, parantezli /parantezsiz eklenen; “Ey Muhammed” ilavesi var. “Ey Muhammed De ki ….” Olarak çeviriliyor. Çok yerde tekrarlanan, “De / De ki” ifadelerinin, hiç birinde, neden “Ey Muhammed De ki” Denilmemiş…? Haşa Allah Noksan mıbırakmış? Bunun nedeni, belki de bizi, “Allah’ın yanında başkasına çağrıda bulunmahatasından” korumaktır.

Salli-Barik.. Dualarındaki; [... alaa aali İbrahim...] ifadesi, İbrahim’in yüce soyu... Anlamındadır. Daha sonrasında, -bu yücesoyu- Mübarek kıldığın gibi... Anlamında ifadeler vardır.
Gönderilen her Peygamberden sonra, Allah’ın Tebliği Yozlaştırılmıştır. Ya yeni bir Peygamber gönderilerek düzeltilmiş ya da azan toplumlargazaba uğratılmış, yerine yenileri getirilmiştir. Nuh’un Kavmi, Ad ve Semudkavimleri... Bunun Kuran’daki örnekleridir. Bunun doğal neticesi; İbrahim Peygamber’in Soyunda da zamanla bozulmalar olmuştur. Bu gerçeğin Kuran’daki ifadesi:
**
Yemin olsun, Nûh'u ve İbrahim'i de gönderdik. … O soylardan bir kısmı hidayete ermiştir. Ama onlardan çoğu,yoldan çıkmış olanlardır.(Hadid/26)
Ve bunun somut örneği; Peygamberimizde Ebu Lehebve yandaşları dade Hz. İbrahim’in soyundandır.
Netice: İbrahim Peygamber’in Soyunun çoğu yoldan çıkmıştır. Duada okuduğumuz “Mübarekkıldığın gibi” ifadesi Yanlıştır.
-- Allah'ın Elçisi, Bu Duaları, Bizim okuduğumuz Hatalı şekli ileNamazlarında Okuyordu diyebilir misiniz...? EğerDiyemiyorsak...?
-- Bunu, Kim Niçin koydu -ya da- değiştirdi...?
-- Her şeye rağmen; “Bu Dua’ların bu Şekli ileNamazda okumanın doğru olduğunu” savunabilir mi..?

Rüku ve Secdede okunan Cümlelerin hep aynı ifadeler olması, değişmez bir kuralmıdır?
Peygamberimiz 20’den fazla farklı Dua okurdu. [k7.587] Sahabe, Rabbimiziyücelten başka cümleler de okurdu [k8.503] Yaratan’ımızı Yücelten kısa AyetÇevirileri ya da değişik ifadeler okunabilir.
Hep aynı ve değişmez ifadelerin tekrarının; Salat’ın “Dua olma Özelliğine”tam uymadığı kanısındayım.

Konumuzla doğrudan ilgilideğil fakat Dua’lar konusunda çok önemli bir nokta. “Şu DuaŞu kadar kez Okunursa, Şu kadar Sevabı varmış...” ya da “DileğinYerine Gelirmiş...” Aldatmacaları var.
Bu Aldatmaca sadece “Ezbere Bilinçsiz Tekrar” olmuyor... İmanınAna Rüknü olan, “Allah’a İman” Akidesini de zedeliyor.
Bir Duanın Kabule Layık olup-olmadığının Takdiri sadece Yaratan’a aittir. Kul bu takdirekarışamaz.
Ancak şu kadarını söyleyebiliriz: Söylenen şeyin, Dua olarak anlamlı olması veKişinin bu Anlamı benliğinde duyarak ifade etmesi önemlidir.
Ve Yaratan, kabule gerçekten layık olan bir Duayı mutlaka kabul eder. Duanın kabulünü; Anlamını Bilmeden, Bilinçsizce de okunsa, “Şu kadar kez tekrarına /Sayıya bağlamak?” Aklınalacağı bir şey değildir.
Bir an, “Anlamayı, İçtenliği...” düşünmeyelim. (4444) kez okunması gereken(?) Duayı(!) yanlışlıkla,Bu sayıdan bir eksik ya da bir fazla okuduğumuzu varsayalım. İstem ve iradedışı yapılan bu (Yüzde, 0.00023 yani On binde 2.3’lük) çok küçük hesaphatasından dolayı, Allah -haşa- tümçabanızı “Yok Sayıyor(?!)” Kulun, istemeyerek yaptığı çok küçük bir hesap hatasından dolayı,Tüm Çabasını Yok Sayan Bu
İlah, Kuran’ın Allah’ı değildir.
Bu Düşünce,
Allah’ı yanlış tanımakve ona noksanlık atfetmektir.
Ve onun için, “Allah’a İman” Akidesini de zedeliyor.

CUMA HUTBESİ...?

Hutbe
nin konumuzla ilgisi,İlk bakışta görüldüğü gibi, “Ne ölçüde Ana Dille, Ne ölçüde Arapça okunuyor?” Sorusuna verilecek Cevabın çokötesindedir.

İslam’ınHedefi; Şura/38 ve Zümer/18Ayetlerinde konulan Prensipler doğrultusunda; İşlerin, Toplumun kendiaralarında ve konuyu bilenlere“Danışarak” yapılması; Fikirlerin Özgürce ifadesinden sonra; “En Güzeline Uyulması” ve bunun Sonucu olarak, Toplumun,Aydınlatılması, Kaynaşması ve Yardımlaşması sağlanarak, Huzur içinde, İleri biryaşam seviyesine ulaşmasıdır.
Hutbe,bu Hedefe ulaşmanın önde gelen ve en etkin Aracı olmak durumundadır.
Hutbe’
nin Okunduğu; “
ToplantıGününe, Salata / Namaza, Allah’ınZikrine” Davet, Kuran’da Net bir şekilde yapılmış; İnananların“Alış-Verişi… bırakarak” Gelmeleri istenmiştir.
**Ey iman etmiş kişiler! Toplantıgünü salât için seslenildiği zaman, Allah'ın anılmasına koşun, alış-verişibırakın. Eğer bilirseniz, işte bu, sizin için daha hayırlıdır. (Cuma9) [4]
Peygamberimizin Mescidi,tüm Toplumsal Aktivitelerin yapıldığı bir yerdir. Hutbe okurken SorulanSorulara Cevaplar verdiği, hatta bazı durumlarda Soranın yanına gelerek detaylıcevaplar verdiği yolunda kayıtlar vardır. Sonraki yıllarda da aynı uygulamadevam etmiştir.
2.Halife Ömer, Hutbede, “Kadınlara verilen Mehirin Fazlalığından, Sınırlandırılmasıgereğinden” bahsedince, Cemaatteki birKadından, Nisa/20 Ayeti hatırlatılarak, "Allah'ın sınır koymadığı mehirde sen nasıl kısıtlamayakalkabilirsin?" Cevabını almıştır.[k4]

3.Halife Osman’dan itibaren, Kuran’daki İslam’ın Prensiplerinden uzaklaşmahızlanmış, Emevilerle birlikte ”Bilinçli Yozlaştırma” Büyük İvme kazanmıştır. Bunun doğal Sonucu, Hutbe üzerinde debüyük operasyonlar yapılmıştır.
Hutbe,Önce Allah’ın elçisinin uygulamasının dışına taşınmıştır...!
Peygamberimiz ve Dört Halife döneminde, Namazdan Sonra; Kuran AyetleriyleÖğütler verilip Toplumun Aydınlatıldığı ve Sorunlarının konuşulup ÇözümlerArandığı / Bulunduğu bir platform şekline uygulanırken; Emeviler döneminde, Hz. Ali ve Ehli Beyt’e yapılan hakaretleri,Cemaate Mecburen dinletmek için; Namazın Önüne alınmıştır. [5] Ve İlmihallerekadar geçen; Sessiz!, konuşana “Sus” demenin dahi ihlal sayıldığı, nerdeyse nefes almadan dinleme kuralıgetirilmiştir. Ve bu Kural, Ömründe –bildiğimiz anlamda- Minberden Hutbeokumamış olan Peygamberimizin, “Hatip Minbere çıkınca …” diye başlayan “Hadisine(!?)” dayandırılmıştır. [k8.155]
Emevilerinİslam’a yaptığı bu hakarete; “Bir İbadet Saygısı ile” Asırlardır devam ediyoruz...!

Uydurma HadislerleAyetlerin örtüldüğü “Yaşanan İslam(!) ile”, istenilse de Toplumun Aydınlatılamayacağı gerçeği bir yana; Hutbe, Artık; Sessizve Robot gibi dinleyerek Toplumun Uyutulmasının ve her Zulme katlanan bir Sürühaline getirilmesinin bir Aracı olmuştur.

Hutbe, Ne ölçüde Ana Dille, Ne ölçüde Arapça okunuyor? Sorusuna dönelim…
Türkçe okunan bölümün, Önünde ve Arkasında Arapça Klişeleşmiş bölümler var.Mantık(!) Arapça oku da ne okursan oku mantığıdır. 31 Mart öncesi Cami veKışlalarda; Hutbe ve Vaazlarda, Arapça Sarf-Nahiv bilgileri, Gusul Abdestininasıl alınır … vb ilmihal bilgileri de okunmuştur. [k9.65] Bu Ulusabunlar Neden yaşatılmıştır. Tekrar Soralım;
Çevirisi verilecek Ayetin Orijinalinin okunmasıdışında; Klişeleşmiş diğer kısımların, Başka bir dille Ezbere okunmasının, Dahaİyi ve daha Doğru olduğunu Açıklayabilecek bir tek Allah’ın Kulu var mıdır...?

KURAN ve OBJEKTİF AKIL AÇISINDAN ANA DİLDE İBADET :

Yukarıda; “Fıkıh Hükümleri…” ve “Dualar…” Başlıklarında yalpan açıklamalar dikkate alındığında,Konunun Omurga Noktası;

-- Sure ve Ayetlerin, “Ana Dildeki Çevirisi ile”Namaz Kılınabilir mi?
Sorusunun Cevabınaodaklanmaktadır.
Aslında, Sorunun Doğrusu:

-- Bilmediğin bir Dille ezbere okunarak İbadet Yapılabilirmi...? Olmalıdır.
Fakat kemikleşen hatalı uygulama nedeni ile, önceki soru geçerliliğinikorumaktadır.
Bu Sorunun Cevabının; Kuran’ın Açık ve Net Muhkem Ayetlerine ve “Düşünün / Aklınızı kullanın” diyen Ayetleri gereğince “Objektif Akıl’a” dayanılarak verilmesigerekiyor.
Konunun Açılımına uygun olacak şekilde, Maddeler halinde bazısorular ortaya konularak cevapları aranacaktır. Amacımız, konu ileilgilenenlerin, bu Sorulara kendi cevaplarını vermesi, Bizim Cevaplarımızıeleştirmesi ve yeni Sorular / Cevaplar Ortaya koymasıdır.
Bu Metotla, Konu her yönü ile İrdelenmiş ve Aydınlatılmış olacaktır.

[1]-- Önce Ana Prensibi ortaya koyalım;
Bir Kişinin / Toplumun, bir Mesajı tam olarak Anlayabilmesinin anakoşulu, Mesajın, “En İyi Bildikleri Dilde / Ana Dillerinde” verilmiş olmasıdır.
Ve bunun Doğal Sonucu;
Kişi, Dinini Ana Dili ile yaşayabilir / yaşamalıdır.

Mısırlı Müfessir A. Mustafael-Meraği’nin (öl.1942) Girişte verdiğimiz güzel tespitini hatırlayalım.
"Tıkanma noktasına gelen İslam tebliğinin yolunu açacakgelişmelerin başında, Anadilde ibadet hakkının verilmesi geliyor" [k9.48]
Bir Mesajın Orijinali başka bir dilde verilmişse, Ana Koşul olan “Anlayabilmenin” Mantıklı ve Olabilir Tekyolu vardır. Kişinin, Yaşamında / İbadetlerinde, Mesajın / Kuran’ın “AnaDilindeki Çevirisini” Okumasıdır.
Bunun Alternatifi(!?) Kişilerin,BilhassaToplumların, Sadece “VerilenMesajı Anlamak içinMesajın verildiği Dili; Ana Dili gibi Öğrenmesidir. Daha Somut bir ifade ile; İncil’in orijinalini Anlamak için,Tüm Hıristiyanların “İbranice’yi”, Kuran’ın orijinalini Anlamak için,Arap olmayan Tüm Müslümanların “Arapça’yı” Ana Dilleri gibi Öğrenmesigerekmektedir. Bu İmkansızı İstemektir. Bugün, Dünyada, İbadetini bilmediği bir dili “Ezbere OkuduğunuZannederek”Yapan(?) iki kitle vardır.
İslam Aleminde, Araplar dışında kalan büyük kitle ve toplam nüfusu 20-30 binkişi olan Sabii’ler. [k9.105]
Toplumumuzun büyük şanssızlığı; “İslam Alimi / İlahiyat Prof.ü” Sıfatını taşıyan Koca-kocaİsimlerden, “Zinhar Olmaz…!” diyenlerin sesi; Savunanlardan çok daha kuvvetli çıkıyor.[6]

[2]-- İbadetin Ana dille yapılmasına karşı çıkanların, ilk bakışta “Haklıgibi görülen” Tek itirazları; “Kuran, başka Dile tam olarak Çevrilemez...!” İfadeleridir.
Evet... Bu İfade doğrudur. Sadece Kuran değil, hiç bir ciddi eserbaşka bir dile, tam olarak aktarılamaz.
Kişi, İbadetini, Ayetlerin Orijinalini / Arapçasını, “AnlamadanEzbere Okuyarak, Doğrusu: Okunduğunu zannederek”, Ya da, Ayetlerin AnaDilinde Çevirisini Okuyarak yapacaktır. Hangisi daha doğrudur?
Yazımızın tümü Dikkatle okunarak Objektif bir Değerlendirme yapılırsa, GerçekAkıl Gözü ile Görülecektir.
[3]-- ** Bu
Kutsal / Bereketli Kitabı,sana; Akıl / Sağduyu sahipleri, Ayetleriniderin-derin düşünsünler ve öğüt alsınlar diyeİndirdik. (Sad 29)İslam’ın Ana ve Tek Kaynağı Kuran’ın Muhatapları, “Akıl veSağduyu Sahipleridir.” Ve İniş Nedeni Derin-derin DüşünerekÖğüt …almalarıdır”. Bir şeyin üzerinde düşünebilmenin olmazsa olmaz şartı o Şeyi Anlamaktır.Bu açıdan bakıldığında, rahatça, “Kuran, Anlaşılmak içininmiştir” diyebiliriz.
İniş nedeni “Anlaşılmak” olan bir Kitabın, İbadetlerde; “Anlamadığınbir dille Ezbere okunması…?” Akılla bağdaşmayan bir olgudur.
[4]-- **
Biz onu, anlayasınızdiye, Arapça bir Kuran olarak indirdik.
(Yusuf/2)
** Akledesiniz diye Kuran'ıArapça okunan bir Kitap kılmışızdır. (Zuhruf/3)
Kuran’ın “Anlaşılmak için İndirildiği” bu Ayetlerde daha Net bir ifade ile tekrar edilmektedir.
jale isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-28-2014, 15:29   #2 (permalink)
Hurani

Avatar Yok
 



Mesajlar: n/a
Konular: 0


Standart

Jale, Bence cok guzek ve cok yerinde yazilmis bir kaynak.
Umarim herkes okur ve fikilerini bildirirler.

Turkceyi ilan ettiklerinde Kuani'da Turkce olarak okunmasi ve insanlarin anlam verebilecegi bir tarzda tercume edilmesi iyi olurdu sanirim.
Diger dinleri inceledigimizde, hemen hemen butun ulkeler ibadetlerini, anladiklari dilde ve yontemde yapmaktadirlar.
Dusunmeye ve tartismaya ve ayni zamanda yenilege acik bir konu bence.
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
kuran neden arapça


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:45.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner