Ruhani  

Go Back   Ruhani > Yaşam > Aşk - İlişki - Evlilik > İlişki ve Evlilik
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 02-29-2012, 08:03   #1 (permalink)

 
musemma - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Jan 2012


Mesajlar: 486
Konular: 443

Karma Puanı: 7

Standart Kıskançlık

Basit hissiyat marazı gibi görünse de kıskançlık insan duygularının belki de en güçlüsü.

Üstat Neşet Ertaş’ın bir sevgiliye duyulan kıskançlık türlerini ve derinliğini ifade eden “Mühür Gözlüm” türküsünü herkes dinlemiştir. “Mühür Gözlüm” hem bestesi hem de güftesiyle en güzel türkülerden biridir.

Neşet Ertaş, “el”den, havadaki turnalardan, yağan kardan, su içilen kurnalardan, giyinilen urbalardan, beşikte yatan yavrudan bile bir sevenin sevdiğini kıskanma halini ifade ederken, sadece Türk şiiri ve müziğinde değil, dünya çapında sade ve güçlü anlatımla, kıskanma duygusunun estetik ifadesini, duygusal bir kıskaca dönüşmesini anlatmaktadır.

Basit bir hissiyat marazı gibi görünse de, kıskançlık insan duygularının belki de en güçlüsüdür. Çünkü kıskançlık içinde hem nefreti hem de aşkı barındıran bir yapıya sahip olup öfkenin tüm katmanlarında yan etki olarak ortaya çıkar. Ardından intikam ve yok etme duygusuna dönüşebilir. Bu duygunun hedefi bizzat kıskanılan kişi ya da özellikleri ya da şeye veya o şeyin özelliklerine yönelen bir intikam duygusu da olabilir. İnsan neyi ya da kimi kıskanır? Neden kıskanır? Ne kadar kıskanır? Kıskanmak ne kadar sahiplenme ne kadar mülk edinmeyi temsil eder? Cevapları çok zor ve bir o kadar da basit olan sorular bunlar. Biraz toplumsal, kültürel, ama epey de fıtri unsurlar ortaya koyuyor. Mesela kişiler temelinde olduğu kadar, milletler açısından da kıskançlık konusu olan değerler vardır.

Hem dini hem seküler literatürde, kıskançlık hakkında hikâyeler, hikmetler, hükümler zikredilmiştir. Aristo’dan, Gazali’ye, onlardan modern çağ düşünürlerine kadar bir entelektüel tayfın varlığı “Kıskançlık kültürel midir? Yoksa “evrensel midir?” konusunu karmaşık argümanlarla tartışmışlardır. Sokolof ’a göre “Kıskançlık, insanın en az bilinen duygusu ve üzerinde en az konuşulan davranışıdır. Bir muammadır.” Descartes ise, “Kıskançlık, sahip olduklarını koruma isteğinden kaynaklanan bir tür korkudur” diyor. Her insanda az veya çok kıskançlık duygusu vardır. Karşısındakini ya sevgiden dolayı, ya da ona çok gördüklerinden dolayı ya da “sende var, bende niçin yok?” diye kıskanır insanlar. Bir başka ifadeyle, genelde insanlar, birini ya da bir şeyi, ya kendinde az olduğunu ya olmadığını düşündüğü özelliklerden, güzelliklerden, güçlerinden dolayı kıskanırlar.

Buna kendinde olduğunu düşündüğü şeyleri kaybetme korkusunu da eklemek lazımdır. “Ya benimsim, ya toprağın” tarzının arkasında olan, sahiplenme, mülk edinme hissinden başkası değildir. Romantik kıskanmaların özünde yatan bu saiktir.



Farklı yorumlarına rağmen, Tevrat ve Kur’andaki Yusuf ve “Züleyha” hikâyesi, Euripides’in Hippolytus adlı trajedisi ve Racine’nin Phedre gibi eserleri bu duygunun farklı zamanlar ve kültürlerdeki yansımalarını anlatmaktadır. Bu tavrı oyuncağı elinden alınan çocukta da görmek mümkündür; sevgilisini aradaki problemlerden değil, üçüncü şahıslar cihetinde kaybetme korkusu yaşayanlarda da. O noktada asıl olan “kaybetmek”ten gelen sancı değil, “onu başkasına kaptırma” duygusudur. Sonuçta, sevgi ve beğeni alanından çok bir sevilmeme, beğenilmeme hissi ve iktidar kaybı hissidir. İkisi arasında da çok fark vardır. Rekabetle gelen öfke çoktan sevginin huzurundan uzaklaşmış, öfkenin ateşine ve hatta şehvetine kaptırmıştır kendini.

Hayattaki mutluluk ve mutsuzlukların özünde farkındalıklar yatar. Anlam kazanma ve anlamını kaybetme farkındalıkla olan süreçlerdir. Kıskançlık da böyledir. Kıskanan kişi, temelde kıskandığında gördüklerinin kendinde neden olmadığının farkındalığı sonucu öfkeye kapılmaktadır. Daha önce belki farkına varmadığı, hissetmediği, ya da kendine hissettirilmeyen eksiklik hissi, insanda ayağının altından halı değil yeryüzünün kayması gibi bir etki yaparak, özgüven hissinin yitmesine yol açar. Bir sonraki adım öfke ile özgüveni intikam alma hissine dönüştürmek olabilir.

İnsanların hayat sürecinde eşit olmadığı, olmayacağı mantığını zaten kabullenmek bir yana, bu eşitsizliğinin adaletsizlik olarak algılanması ve buna isyanı da içeren bir duygudur bu. Bu açıdan, söz konusu olan aslında sevgi değil, kaybetme endişesi ve hükmetme psikozudur. Temelde sahiplenme ve hatta aidiyet ötesi bir mülkiyet anlayışını barındıran bu anlayış, parçalanmışlık hissiyle tamamen irrasyonel bir zihin kilitlenmesine yol açabilir. Fatal Attraction (Öldüren Cazibe) filmi bu durumu en iyi anlatan yapımlardan biri olmuştur.

---------------

Kıskançlığınızı Dizginlemenin Yolları

Seven kıskanır mı, yoksa kıskançlık bir tür delilik mi? Kökeni her neyse bizi raydan çıkaran bir ruh hali olduğu kesin. Kıskançlığı kontrol altına almayı öğrenirsek hem bize hem kıskandığımıza hayat cennet olabilir. Peki nasıl?

Kıskançlığınızı kontrol altında tutun!

Darwin'e göre, rekabeti önlemek ve çocuklarımızı korumak vücudun çabasıydı. Psikologlar bunu genellikle deliliğin yakın kuzeni diye adlandırıyor.

Kökeni ne olursa olsun, romantik kıskançlık genellikle gerçek temellere dayanmaz ve bizi tamamen kaybetmişiz gibi hissetmemize sebep olur. Eğlenceli değil! Muhakeme yeteneğimiz olması sevindirici.

İşte içinizdeki kıskançlık canavarını kontrol altında tutabilmeniz için düşünmeniz gerekenler:

Pozitif düşüncenin gücü:
Bir kıskançlık krizini kontrol edemeyebilirsiniz, ama biraz da yoğunlaşma ile düşüncelerinizi daha mutlu bir yere götürebilirsiniz.

Psikolog Ayala Pines, Romantic Jealousy'nin yazarı, eski mutlu zamanlara konsantre olmayı öneriyor "Sevgilinizin en son yaptığı güzel şey ya da kendinizi harika hissetmenize sebep olan güzel bir şey" gibi. Kalıcı bir çözüm değil ama elinizdeki kadehin içindekini diğer kadının suratına fırlatmamanıza yarayabilir.


İkinci bir fikir sorun:
Kıskançlık krizinizi sevgilinizin gözleri önüne sermeden önce mutlaka ikinci bir fikir edinin; bu en yakın arkadaşınız olabilir. Sizin göremediğiniz ayrıntıları fark eder ve tarafsız davranmanıza yardımcı olur.


Kendi kıskançlık ucubenizi sahiplenin:
Kıskanç bir insan değilmişsiniz gibi davranmaktan vazgeçin çünkü kabarıp kabarıp daha yıkıcı bir patlama ile bitmesi muhtemeldir. Bunun yerine kıskançlığınızı tetikleyen insan/durumla ilgili sorular sormaya başlayın.

Neye benziyor, ondan etkilendi mi, ne hakkında konuştular? Zamanla, bu soruları suçlayıcı bir tavırla değil, doğal bir tavırla soracak kıvama geleceksiniz. Bebek adımları...

Rakibinizi tanıyın:
Partnerimizin bir başkası ile birlikte kaçtığını düşündüğümüzde, bize tercih edilenin Tanrının yarattığı en mükemmel canlılardan biri olduğunu düşünmemiz komik.

Halbuki bu kuruntulardan kurtulmanın çok basit bir yolu var: diğer insanla tanışın. Tabi eğer karşılaşacağınız insan gerçekten çekici ve seksi ise defolarını bulmak için hevesli olacaksınızdır.

Bu arada, Pines, ilişkilerdeki en sık kıskançlıkların iş/ofis bağlantılı ilişkilerden kaynaklandığını belirtiyor.


Kusurlarını bulun:
En öğretici tavsiyelerden birisi olmasa da kıskançlık atağını bastırmak için sebep olan insanı sessizce ve özel olarak incelemekten geçiyor.

Bir açığını bulanan kadar! Bulduktan sonra bunu kullanmak değil elbette, her şey kendi içinizi rahatlatmak için...


Bir hayat edinin:
Partnerinizden ayrılana kadar ne kadar az hobiniz ve arkadaşınız kaldığını fark etmezsiniz. Ama bunu görebildiğiniz an da ayrılık, psikolojik sağlığınız için daha tehdit edici bir hal olacaktır.

Oysa tekrar sosyalleşerek, yeni insanlar tanıyarak ve zamanınızı keyifli geçirerek kıskançlık nöbetlerinden kendinizi uzaklaştırabilirsiniz.


Çocukluk bagajını boşaltın:
Babanız çok mu çapkındı? Anneniz hep resmin dışında mıydı? Pinbes'a göre bu sürekli tehlikeli insanlarla çıkmayı tercih etmenizin sebebi olabilir: "Ebeveynlerinin ilişkisine dair kendisini güvende hissetmeyen ya da gençken birbirlerini aldatmalarına şahit olan birisinin kıskançlığa eğilimi daha çok olabilir. Yani kıskançlığı tetikleyen konular üzerinde kontrol sahibi olmak için çocukluk sorunlarının farkında olunmalıdır.


















__________________

la ilahe ente sübhaneke inni küntü minezzalimin
musemma isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:55.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner