Ruhani  

Go Back   Ruhani > Gizli İlimler > Büyü
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 01-21-2012, 17:21   #1 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Dec 2011


Mesajlar: 536
Konular: 144

Karma Puanı: 22

Standart Kabala doğu büyü ekolleri

DOĞU BÜYÜ EKOLLERİ
KABALA
AÇIKLAMA
Batılı majikal ekollerden yeteri kadar bahsettik ve artık Kabala
hakkında da birseyler söylemenin zamanı geldi. Kabala esas
olarak bir doğu, daha doğrusu Ortadoğu ekolüdür fakat Batı
majikal ekolleri ile Islami Havâss ve Tasavvufu da derinden
etkilediği için onu daha merkezi bir faktör olarak görmemiz
gerektirmektedir. Dünyanın her yerinde, hergün bir sürü majikal
kitap veya makale yayınlanır. Bu değişik kitap ve yazıların
safsata sayılabilecek olanlarını ayıklar ve işi ciddi olarak ele
alanları bir kenara ayırırsak görürüz ki, Kabala hakkında yazılan
şeyler, diğer bütün ekoller hakkında yazzılan şeylerin toplamına
eşit, hatta daha bile fazladır. Evet Kabala hakkında sürüyle
kaynak vardır ve hemen herkes onun hakkında birşeyler
söylemiştir fakat nedense kimse onun pratikte tam olarak ne
olduğundan bahsetmez.
1990 - 2000 yılları arasında Türkiye'de de Kabala'dan bahseden
bazı kitaplar yayınlandı. Hatta şunu söylemek mümkündür ki,
Perle Epstein tarafından yazılan "Kabala" isimli kitap gerek
dil, gerek içerik olarak, konuyu hiç bilmeyen kimseler için
mükemmel seviyede bir kitaptır. Kitabın genel bir tenkidini
yapmamız gerekirse şunu söylememiz mümkün olabilir: Kitabın
çevirisinde çok fazla özen gösterilmiş. Öyle ki, konunun teknik
terimleri sayılan sözler bile Türkçeleştirilmeye çalışılmış. Bu
durumda konuyu bilmeyen kimseler için hiç bir farklılık olmuyor.
Onlar, yazılan söz ister Türkçe, ister İbranîce olsun zaten ne
olduğunu ancak konunun içeriğine göre keşfetmeye çalışıyorlar
fakat Kabala'yı az çok bilen kimseler kastedilnek istenen ve
zaten bildikleri şeyin ne olduğunu ancak düşünerek
bulabiliyorlar. Bu da hangi konu olursa olsun, yerleşik terimleri
ille de başka bir dile çevirmeye gayret etmenin ne kadar
gereksiz bir durum olduğunu gösteren birşeydir.
Gerek yukarda zikredilen Epstein'in kitabındaki, gerekse konuyla
ilgili değişik bir çok kitaptaki önemli ve belki de bilerek ihmal
edilen bir eksiklik de, Kabala'nın pratik yanının ne oolduğunun
izah edilmemesidir. İnsanlar bunları okuyorlar ve kendi
kafalarına göre bazı anlamlar çıkartmaya çalışıyorlar. Mesela,
Adamlar harflerle ve tabii İbranî alfabesi ile ilgili birşeyler
yapıyorlar, ellerinde bir sürü harf var, belki iki, üçyüz tane (Tabii
İbranîce de 22 harf var ama burada hiç bilmeyen kimselerin
düşüncelerine örnek veriyoruz). Bu harfler üzerinde meditasyon
yapıyorlar ve kendilerini bilinç dışı durumlara sokup, harflerin
rastgele şekiillenmeleri ile ilahi mesajları keşfediyorlar filan gibi
sonuçlara varıyorlar. Tabii ki, İbranîce, İbranî alfabesi ve Kabala
hakkında hiçbir bilgisi olmayan kimselerin böyle zanlara
ulaşmaları çok normaldir. Halbuki durum hiç de öyle değil. Çok
çok daha basit.
Kabala hakkında yazılan çoğu kitapta konunun bu derece
yüzeysel bırakılması belki de bu basitlikten dolayıdır. Yani belki
konuyu çok ciddiye aldırtma kaygısı belki, basit bir hurafe olarak
gösterme korkusu vardır. Belki de bu noktaları çok fazla pratiğe
yönelik şeyler olarak görüp, o noktaları uygulayıcılara bırakarak
kendileri, kendi gerekli gördükleri kadarını anlatıyorlar. Herne
olursa olsun kitaplarda bazı eksiklikler vardır ve bu kitaplar
bilmeyen birisine Kabala'nın ne olduğunu anlatmaktan çok,
Kabala diye birşey vardır diye duyuru yaparlar o kadar. Buna
karşılık konunun pratik yönlerini bilen kimseler içinse bu yayınlar
gerçekten doyurucu ve iyi eserlerdir. Başka bir ifade ile de,
Kabala kitapları sadece konuyu zaten bilen kimseler için kâleme
alınırlar.
Yazımızın bu kısmında bazı eksiklikleri tamamlayarak Kabala'nın
pratik şekillerini anlatmak istiyoruz. Aşağıdaki
"Kriptogramatik Yöntemler" başlıklı bölümde bazı uygulama
örnekleri de verilecektir fakat herşeyden önce şunu belirtmekte
yarar vardır ki, buradaki birkaç sayfalık yazıda da Kabala'nın ya
da haydi buna herhangi bir majikal ekolün diyelim, gerçek
uygulama şekillerini anlatmak, büyük sırları nakletmek gibi bir
iddiamız olamaz. Burada yazılan herşey de konuyu biraz daha
ve farklı yönde derinleştirmekten ibarettir. Ayrıca burada,
Kabala hakkında çevrede ya da internette kolaylıkla
bulunabilecek olan geniş bilgilere ve yorumlara da temas
etmiyoruz. Konuyu çok merak edenler herhangi bir kaynaktan
rahatlıkla tamlayıcı bilgiler edinebilirler.
KABALA
İçinde yaşadığımız evren ve Tanrı, bütün değişik boyut ve görüş
açılarıyla, Okültist terimlerle açıklananilir. Evren, görünür veya
görünmez olarak daima mevcut olan Tanrı'nın kendini ifade
edişidir ve ilahidir. Evren, Tanrı'nın kendisinden haberdar oluşu
ve ilahi zihnin tezhürüdür. Birçok okültiste göre yaradılış, bir seri
düşüncenin aynı anda ilahi kaynaktan yayılmasıdır ve sıksık bir
seri "Dile gelmez - Anlatılamaz olan ışık" şeklinde tasvir
edilir. Işık sembolü de Tevrat'ın ilk sayfalarında geçen bir
semboldür. Yaratıcı düşünceden doğan saf beyaz ışık farklı renk
skalaları yaratarak gücün bütün çeşitlerini oluşturur. Tanrı bu
ışıkların içine kendi mevcudiyetini koyar ve bu da Evren'deki
herşeyde görünür. Skalanın her basamağı, gittikçe kabalaşan
oluşumlar halinde ilahi özü ihtiva eder. Bu şekiilde en son ve en
kaba form olan dünya maddesine kadar inilir.
Diğer bir çok okültiste göreyse, yaratıcı düşünceler sözlü
olmuşlardır. Bu sebepten dolayı da yaradılışı kelimeler ve kutsal
harfler olarak kabul ederler (Tabii ki, her kavim kendi kullandığı
dil ve harfleri). Bunlar, Tanrı'nın bilinmez dünyasını oluştururlar.
Bu dünya, güçlü isimlerin, ilahi isteğe uygun olarak yayıldığı bir
Dil-Lisan dünyasıdır. Bu yaradılış teorisi KABALA olarak bilinen
bir okült gelenekten veya gizli Yahudi bilgeliğinden çekilir.
Kabala, İbranîce "Gelenek" demektir. Yazıya geçirilişinden çok
çok öncesinden beri bir nesilden diğerine, kulaktan kulağa
söylenerek nakledilen bir miras olarak günümüze kadar
gelmiştir.
Kabala çok çok uzun zaman sadece hafızalarda var olan, asla
yazıya dökülmemiş bir ekoldür. Hatta yazılı hale getirilmesi
günah sayılmış ve münakaşa konusu bile olmuştur. Yazıya
döküldükten sonra da iki değişik Kabala olduğu iddia edilir.
Yazılı kabala ve Yazılı olmayan Kabala. Bu düşünceye göre
sırlar, asla yazılı olarak anlatılamaz. Kişi istese bile bunu
gerçekleştiremez. Bunu yapabilmek, hayatında hiç portakal
yememiş bir kimseye yazıyla portakalın tadını anlatmaktan daha
zordur. Dünyadaki bütün metinler kişiye ancak belli bir yol
gösterebilirler fakat onu asla sırların kapısına götüremezler.
Tabii Kabala'nın yazılı olamayacağına dair iddiaların başka
sebepleri de olabilir. Bunlar, devamlı olarak göcebe olarak
yaşamış olan, dünyanın heryanına dağılmıış olan Yahudilerin,
kendi sırlarının yabancı ve bulunulan ülke hangisi ise o ülkedeki
hakim güçlerin eline geçmesini önlemek istemeleri olabilir.
Büyük bir çoğunluğun okuma yazma bilmemesi olabilir. Ve de
en önemli sebep, Ibrani alfabesinde sesli harfler yoktur! Modern
İbranîce'de bazı farklılıklar vardır tabii. Burada söz konusu olan
Klasik, antik İbranîce'dir.
Bir kelimenin doğru okunuşu ancak o kelimenin önceden
bilinmesi ile mümkündür. Mesela buna Türkiye'de eskiden
kullanılan Arap alfabesi ile bir örnek verelim. Kef ve Lam yani KL
(Kef harfi de yerine göre K veya G olarak okunur) harfleri ile
yazılan bir kelime, Gel, Gül, Kel olarak telaffuz edilebilir ve ne
demek olduğu ancak cümledeki gelişinden belli olur. Aynı
şekilde MRKB harflerini Merkeb yani eşek olarak okumanın
mümkün olduğu gibi Mürekkep olarak okumak da mümkündür.
Bir de yeni Türkçe'den örnek verelim. Uzun zamandan beri Türk
alfebesinden, harflerin üzerinde kullanılan aksan işaretleri
kaldırıldı. Şimdi buraya Türkçe KAR yazarsak, bunun kışın yağan
beyaz şey mi olduğu yoksa bir satıştan, ya da yapılan bir işten
sağlanan kazanç mı olduğu asla belli olmaz. Türkçe'deki birkaç
örneğe karşılık bütün İbranîce böyledir. Dolayısı ile önceden hiç
duymamış birisine Tanrı isimlerini (Mesela YHVH. Bu ismin
gerçek telaffuzu bilinmez ya da kaybolmuştur. Masonik veya
Majikal ritüellerde Yod, He, Vau, He şeklinde harflerin isimleri
soylenerek telaffuz edilir. Bazi kimseler Yahveh şeklinde
okunduğunu söylerlerken, bazıları da Yehuda ismimin buradan
geldiğini öne sürerler.), ilahi kelimeleri filan yazılı olarak
anlatmak asla mümkün değildir. Sadece bu sebepten dolayı bile
Kabala'nın yazıya dökülemeyeceğini iddia edenler haklıdırlar.
Birçok Batılı, Kabala'yı batılılaştırmaya çalışmıştır. Bazıları da
Kabala'nın öz olarak Yahudi kökenli olmadığını, içinde Eski
Mısır'dan, Eski Yunan'a kadar bir çok kültürün ürünü olan şeyler
olduğunu, ilk Kabalistlerin Kabala'yı yobaz din adamlarına kabul
ettirtmek için iyice Yahudileştirdiklerini söylerler ki, bu acınacak
bir düşüncedir. Herşeyden önce Kabala özbeöz, İbranî'dir.
İçinde olduğu iddia edilen Eski Yunan, Hint ve diğer kültere ait
temalar gene aptal Avrupalı'lar tarafından ona katılmıştır ki, bu
da sadece Batı Kabalası denilen, Golden Dawn ve benzeri
ekollerin uyguladığı ve bu şekilde yaygınlaşmış bir şeydir.
Gerçek klasik Kabala'da bunlar zaten yoktur. Eski Mısır'dan
kalma bazı faktörler olabilir tabii. Fakat bunlar sadece Kabala'da
değil, bütün Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta da
olabilirler ve ne olduklarını da bilemeyiz. Ayrıca tarih boyunca
daima Batı ve Eski Yunanistan bilim ve sanatı Eski Mısır'dan ve
biraz da Yahudilerden almışlardır. Yahudiler onlardan birşey
almamıştır. Bunu Yahudileri yüceltmek için bir övgü olarak da
yazmıyoruz. Söz konusu olan son derece içine kapanık olan ve
ancak bu içine kapanıklığı ile hayatta kalabilmiş olan bir
toplumdur.

KAYNAK: BÜLENT KISA
Hanedan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
büyü, doğu, ekolleri, kabala


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 20:33.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner