aSLı

Rüya arapça rüyet'ten gelir.Uyku sırasında beyinde oluşan hayaller olarak bildiğimiz rüya Türkçe söylemiyle düş aslında hayallerden değil gerçeklerden oluşur.İşin önemli yanı zihnimizde oluşan bu muazzam ve akıl almaz görüntü karmaşasının içindeki gizli kodları çözebilmektir.Bu kodların şifresini elinde bulunduran kişi için görüntülerin anlamlarını yorumlamak,hatta yoruma gerek kalmadan bir,bir kelimelere dökmek son derece kolay ve sıradan bir iştir.Tıpkı okur yazar bir insanın karşılaştığı pano üzerinde yazılanları okur yazarlığı olmayan birine kolayca okuyup anlatması gibi.
Eskiler gerçekleşmeyen yani ya çözümü yapılamayan veya anlamsız görüntülerin iç içe geçmesiyle oluşan rüyalara rüya'yı kazibe derlerdi.Bunun anlamı gerçekleşmeyen yalancı rüya demektir.
Gerçekleşen,ayniyle vaki olan veya yorumlanmak suretiyle bilinen rüyalar ise rüya'yı sadık demekti.
Rüya aşağı yukarı 10 ,15 dakikalık süreler içinde ve normal bir uyku sırasında 5 veya 6 kez görülür.Oysa çoğu insan uyandığında o gün hiç rüya görmediğini sanır.Buradan da anlaşılacağı üzere insan gelecek olaylar hakkında her gün çok şeylerden haberdar edildiği halde ya bunları hiç anımsamaz veya yorumunu bilmediği için sıradan bir olay gibi unutur gider.
Psikopatoloji ilmi rüyaları inceler Rüya analizi yapar.Yüksek dozda psikodisleptik maddeler verilerek rüyaya yatırılan denekler üzerinde rüyanın bedeni etkileri,ruhsal etkileri,duyusal etkileri incelenir.
Göze görünen hayallerin takibi amacıyla gözün hareketlerini takibe alan elektro ensefalografik dalgaları kaydeden cihazlar geliştirilmiştir.Buradan da anlaşılacağı gibi bilim bu tür olayları dışlarken bir yandan da içe dönük bir bencillikle kendi dünyasında rüyaları incelemekte rüyalardan faydalanarak geleceği görebilmenin yollarını aramakta dışarıya ise ser verip sır vermemek huyundan vaz geçmeme inadını sürdürmektedir.