Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-26-2012, 19:13   #1 (permalink)
musemma

 
musemma - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Jan 2012


Mesajlar: 486
Konular: 443

Karma Puanı: 7

Standart Tanrıların doğumu

Astroloji ilk kez, M.Ö. 3000'lerde, Mezopotamya'da ortaya çıkmıştır. Rahipler sınıfı aynı zamanda da ilk astrologlardı. Yüzlerce tanrıya tapan Sümerler için küçük bir tanrı ve tanrıça grubu daha fazla önemliydi; Ay Tanrısı Nanna, Güneş Tanrısı Utu ve Venüs olarak adlandırdığımız parlak yıldızın tanrıçası İnna. Ay, Güneş ve Venüs, Sümerler tarafından diğer tanrı ve tanrıçalar gibi, insan formunda, duyguları ve gereksinimleri olan varlıklar olarak tanımlandılar. Şehrin kralının bu tanrı ve tanrıçalar tarafından yönetime getirildiğine ve onların yeryüzündeki temsilcisi olduğuna inanılırdı. 3.000 yıllarında Lagash kentinin tanrısı Ningırsu'ya tanrıların şampiyonu ilan edildi ve Orion Takımyıldızı ile bütünleştirildi.

M.Ö. 2.400 yıllarında Sümer kentleri Akad Kralı Sargon tanrılar adına Ziggurat olarak anılan büyük basamaklı kuleleri inşa ettirdi. Babylon'da olan büyük ziggurat astronomik gözlemler için de kullanılıyordu. Zigguratların bu kadar yüksekte inşa edilmesi; o kentin tanrı veya tanrıçasının insanlarıyla konuşabilmesi için yeryüzündeki temas noktası olarak düşünülmesi daha doğru olacaktır. M.Ö. 3.000'lerde, çeşitli Astronomik gözlemler yapılmış ve yıldızların etkileriyle ilgili kuramlar geliştirilmiştir. Yıldızların Sümerler tarafından gözlemlenmesi dinsel bir davranıştı. Bir Sümerli, gökyüzüne baktığı zaman tanrıların bakışı ile karşılaşır, merak, şaşkınlık ve saygı duyardı.
musemma isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla