Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-16-2012, 23:51   #1 (permalink)
Başak

 
Başak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Mar 2012


Mesajlar: 91
Konular: 88

Karma Puanı: 2

Başak - İCQ üzeri Mesaj gönder
Standart Geleceği Görenler

Mustafa Kemal´in Sakarya savaşı sırasında, İsmet İnönü ile savaşın durumunun kritik olduğu konusunda yaptığı konuşmayı önceden rüyasında görmesi ve anlatması hemen akla geliyor veya Jül Sezar´ın eşinin Senatoda öldürüldüğünü rüyasında görerek,oraya gitmemesini haber vermesi geleceğin görülebildiği önemli örnekler olarak dikkat çekiyorlar. Bu tür örnekler sayısızdır ve ortak nokta hemen dikkat çeker; geleceği gösteren rüyaların hemen tümü önemli olayların arifesinde olmaktadır. Herkeste mi? Evet, çünkü önemli ve tarihe malolmuş insanların anlattıkları akıllarda kalırken, sıradan insanların rüyaları unutuluyor veya yakınları arasında kalıyor.

Anlatılan bir rüya şöyleydi!

"Uzun bir asma köprüden yürüyorum, arkama baktığımda köprünün ucu görünmüyor. Önümde ise yangın var; Alevleri görüyorum, bir yer yanıyor ama bir sürü insan durmuş bakıyorlar ve kimse birşey yapmıyor. Birinin yanına gidip, yardım edelim diyorum ama hem o hem de başkaları sanki gözleri açık taş kesilmiş gibiler,öylesine durmuş seyrediyorlar. Sonra yangın ve insanlar kayboluyor, köprünün altına bakıyorum,masmavi bir deniz var ama denizin üzerinde koskocaman dev boyutlarda bir gazete yüzüyor ve başlığında çok önemli birisi için "Öldü" yazıyor ama ismini okuyamıyorum. Sonra uyanmışım veya gerisini hatırlayamadım." Son derece önemli bir rüya ve sonucu ortada. Tabii ki,o günlerde hiçbir anlam vermem mümkün değildi. Sadece bir tehlikeden kurtulacağını ve ülkenin önemli bir insan kaybedileceğini önceden görmüş olduğunu söyledim. Önemli olan, bu tür haberci rüyaları görmeye devam ettiği takdirde bana haber vermesiydi.

Kaderin önüne geçilmez mi?

Rüyaların derin ve uzun boyutlu anlamları ancak kehanet olaylarında olduğu gibi, olay ve olaylar gerçekleştikten sonra anlaşılabiliyor. Ve belki de Sezar olayında olduğu gibi, anlam kazandırılırsa ve gelecek anlaşılsa dahi, kader yine de ağlarını örüyor ve kaçınılmaz son geçekleşiyor. Sezar´ın karısının uyarısına rağmen yine de Senatoya ölüme gitmesi "Bana bir şey olmaz" içgüdüsündenmiydi yoksa gitmemesini engelleyen tanrısal yasalar mıydı?

Veya Sn.Özal´a ölüm tehlikesi içinde olduğu önceden bildirilmiş olsaydı, o yorucu seyahatlardan vazgeçebilir ve bir rüyanın etkisiyle bir Cumhurbaşkanı yaşamını baştan düzenlermiydi? Cevap % 99 hayırdır, gerek Sezar,gereksede ünlü kahine Jeane Dixon tarafından Dallas´a gitmemesi için uyarılan başkan Kennedy böyle yapmışlardı ve her ikisi de öldüler. Son Rus Çarı II. Nicholas rüyasında kümesindeki tüm tavukların bir tilki tarafından öldürüldüğünü ve tilkinin sonunda kendisine doğru geldiğini rüyasında görmüştü. Kimse anlam veremedi ama yaklaşık bir yıl sonra gerek Çar, gerekse de tüm ailesi yok edildiler.

Geleceği görmemiz doğru mu?

Korkutucu bir soru ister istemez akla geliyor; peki, ya bizler Çar, Başkan, Cumhurbaşkanı olmayan bizler acaba rüyalarımızda geleceğin hangi olaylarını görüyor ve anlam veremediğimiz için unutup gidiyoruz. Bu düşüncenin karşıtı da var ; Acaba geleceği rüyalar yoluyla kesin öğrenseydik veya anlamladırabilseydik, bekleme sürecinde yaşamlarımız Cehenneme dönmezmiydi? Sanırım dönerdi ve o zaman unutmanın veya anlam verememenin bir tür insansal savunma içgüdüsü olduğunu düşünmemiz gerekiyor.

Bazı insanlardan duyarız; "Benim rüyalarım hep çıkıyor" diye ; ama çıkan rüyalar genelde pozitif ve ufak tefek olaylardır . Çok önemli veya çok genel olaylar pek bu hatırlama faslına girmezler. Doğu Anadolu´daki büyük deprem öncesinde bu yönünün olduğunu söyleyen bir okurum bütün büyük depremleri kara bulutlar şeklinde muhakkak rüyalarında önceden gördüğünü söylemiş ve çok büyük bir felaketin olacağını haber vermişti. Evet; Sezginin rüyadaki simgelenmiş hali doğruydu. Ama nerede ve ne zaman bilgisi yoktu. Olsaydı da acaba kamuoyuna iletilebilirmiydi? Ve de iletilse ne çapta bir paniğe ve kayba neden olurdu? Sayısız rüya yorum kitapları vardır, bu kitaplarda bir sürü şeyin anlama geldiği anlatılır fakat gerçeklerle bağdaşma oranları çok düşüktür. İşte burada kişisel rüya sembollerindeki farklılık ortaya çıkar, yukarıdaki örnekte olduğu gibi. O kişi için kara bulutlar depremi veya bir doğal afeti simgelerler ama bir diğeri için kara bulutlar belki de finansman sıkıntısının darboğazıdır veya öteki için sadece kara bulutlardır. O zaman anlaşılıyor ki, kişinin kendi rüya sözlüğünü oluşturması işe yarayabilir, böylece her insanın özgün rüya kitabı ortaya çıkacaktır. Ve bir zaman sonra da yorumlar anlamlı ve etkili olabilecektir ama tabii istenirse. Bu bir yaşam biçimidir ve sonuçları düşünülerek seçilmelidir.
Başak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla