Üyelik tarihi: Dec 2011
Mesajlar: 656
Konular: 633
|
İsrail Oğulları İle Havarilerin Kendileri İçin Gökten Sofra İndirilmesini İstemeleri
İsâ Aleyhisselâm, İsrail oğullarına:
"Sizler, Allah için, otuz gün oruç tuttuktan sonra, ondan, isteyeceğinizi, iste*seniz de, size, istediğiniz şey verilse, olmaz mı?
Çünkü, işçinin ücreti, kendisinin işi üzerine, verilir" dedi.
İsrail oğulları, İsâ Aleyhisselâmın, dediğini yaptıktan, otuz gün oruç tuttuktan sonra:
"Ey iyilik öğreticisi! Sen, bize:
"İşçinin ücreti, kendisinin işi üzerine, verilir!" dedin ve otuz gün oruç tutmamı*zı, bize emrettin.
Biz de, otuz gün oruç tutup emrini, yerine getirdik.
Bizim, hiç bir kimseye otuz gün çalışıp ta, işimizi, bitirince, yemek yedirilmedi-ğimiz gün, olmamıştır.[177]
Ey İsâ! Biz, bir kimsenin işini, yapınca, yemek yediriliriz.
Biz, oruç tuttuk, acıktık.
Üzerimize, gökten bir sofra indirilmesi için, Allah'a düa et!" dediler.[178]
O zaman, İsâ Aleyhisselâm, otuz gün oruç tutmalarını, Havarilere de, em*retmişti.
Onlar da, otuz gün oruç tutmuş bulunuyorlardı.[179]
İnen yemek sofrasının sıfatı ve mâhiyeti hakkında bilginlerin rivayetleri çok de*ğişiktir.[180]
Bazılarına göre: Meleklerin, semâdan[181] getirip İsrail oğulları ile Havârîlerin önlerine koydukları sofranın üzerinde[182], arpa unundan yapılmış[183] yedi ekmek*le, yedi balık vardı.[184]
İsâ Aleyhisselâm, ağladı ve:
"Allah'ım! Beni, şükredenlerden eyle!
Allah'ım! Bu sofrayı, bir rahmet kıl! Onu, bir ceza ve azab kılma!" diyerek dua etti.[185]
Sofra, inince; zenginler, fakirler, büyükler, küçükler, erkekler, kadınlar, Sofra*nın başına yığıldılar.[186]
İsâ Aleyhisselâm'a:
"Ey Rûhullâh! [187] Bundan, ilk önce yiyen, Sen ol! Sonra da, biz, yiyelim!" dediler. [188]
İsâ Aleyhisselâm:
"Allah, onu, yemekten, beni korusun! [189]
Fakat, ondan, isteyen yiyebilir!" dedi. [190]
Kendisi, ondan, hiç yemedi. [191]
Havariler de [192], ondan, yemekten, korktular. [193] Yemediler. [194]
Bunun üzerine, İsâ Aleyhisselâm; o yemeğe;
Fakirleri,
Hastaları, [195]
Kötürümleri,[196]
Cüzzam hastalığına tutulmuş olanları, çağırıp onlara:
"Allah'ın rızkından yiyiniz!
Bu, sizin için, ihsan, sizden başkaları için, belâdır!" dedi.[197]
Kadın, erkek[198] fakirlerinden, kötürümlerinden, hastalarından, mübtelâların-dan bin üç yüz kişi, ondan yediler, hepsi de, doydular[199], genirdiler.[200]
Onların, en sonuncusu, ondan, en başındakinin yediği gibi, yemişti'[201] Bir cemâat gelip ondan, yiyor, sonra, çıkıyor, başkaları, geliyordu.
Onlar da, yedikten sonra çıkıyordu.
Böylece, onların hepsi, yemişler, daha da, artmış kalmıştı.[202]
İsâ Aleyhisselâm, balığa baktı, gökten indiği sıradaki gibi duruyordu.[203]
Rivayete göre, Sofradan yiyenlerin sayısı: Beş bindi.[204] Biraz daha fazla idi.[205]
Hattâ, yedi bine yakındı.[206]
O gün; hasta olup ta, ondan, yiyince, iyileşmeyen,
Kötürüm olup ta, yürüyemeyen,
Mübtelâ olup ta, ihtilasından kurtulmayan,
Fakir olup ta, zenginliğe kavuşmayan ve ölünceye kadar da, zenginlik hali de*vam etmeyen, yoktu. [207]
Onlar, Sofraya bakarlarken, Sofra, semâya yükselip gözden kayboldu. Havariler, sofradan yemediklerine pişman oldular. [208] Yüce Allah, İsâ Aleyhisselâma:
"Soframı ve rızkımı, zenginler dışında, fakirlere tahsis et!" diye vah-yetmişti.[209]
İsâ Aleyhisselâm da, öyle, yapınca[210], bu zenginlerin, çok ağırına gitti. [211]
Onun, gökten inişini, inkâr ettiler.[212]
Sofra hakkında şüpheye düştüler ve halkı da, şüpheye düşürdüler. [213]
"Siz, sofranın, gerçekten, semâdan indiğini mi sanıyorsunuz?" dediler. [214]
Sofrayı, görmeyenler de,[215], onu, inkâr ettiler.[216]:
"Yazıklar olsun size![217] O, sizin gözlerinizi, büyülemiştir!" dediler.[218]
Yüce Allah, kimin hayrını murad ettiyse, o, basîret üzere, imanda sebat etti.
Kimin de, fitneye tutulmasını, murad ettiyse, onlar da, küfürlerine, döndüler.
İsâ Aleyhisselâm, onlara:
"Siz, helak oldunuz: Allah'ın azabına, hazırlandınız!" dedi.[219]
|