Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-16-2012, 05:34   #1 (permalink)
aSLı

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Jan 2012


Mesajlar: 291
Konular: 266

Karma Puanı: 2

Standart Derviş ve hükümdar

Bir derviş çöl kenarında oturmuş tefekkür ederken, yanından hükümdar geçti. Bu dünyanın endişe ve dertlerinden kurtulmuş olan derviş, ne kafasını kaldırdı, ne de ilgi gösterdi. İktidarından müthiş gurur duyan hükümdar onun bu ilgisizliği karşısında öfkeden deliye döndü ve

“Yamalı cübbeleriyle bu dervişler hayvanlardan farksız” dedi.

Hükümdarın veziri dervişin yanına gelip onu sorguya çekmeye başladı:

“Dünyanın büyük sultanı yanından geçti ve sen ne ayağa kalktın ne de önünde eğildin.
Bu küstahlığın sebebi nedir?”

Derviş cevap verdi:

“Sultanınıza söyleyin,
ondan mükâfat bekleyenlerin önünde eğilmesini beklesin.

Yine ona söyleyin,
idareciler halklarını korumak için vardır.

İdarecilere itaat etsin diye yaratılmamıştır.

Ona söyleyin ki,
İdareci fakir-fukaranın bekçisidir. Koyunlar çoban için var edilmemiştir, bilakis çoban koyunlara hizmet etmek için vardır.
Etrafınıza bir bakın. Bir kişi dertsiz-tasasız safa sürerken, diğerleri sıkıntıyla geçinmeye çalışıyor. Fakat bir gün gelecek, aptalca düşüncelerle dolu beyinler toprakta çürüyüp gidecek. Kaderin karşı koyulmaz hükmü beyan edildiğinde, ortada ne efendi kalacak, ne de köle.

Kabirleri açın da un ufak olmuş kemiklere bakın bakalım. Sonra da bana hangisinin zengine, hangisinin fakire ait olduğunu söyleyin.”

Hükümdar, dervişin bu sözlerini duyunca derinden etkilendi, utandı. Dervişe sordu:

“Ey derviş, dile benden ne dilersen!”

“Beni bir daha rahatsız etmemeni istiyorum.”

“Peki ama, ne olur bana bir nasihatta bulun.”

“Kudret senin elindeyken dikkat et. Çok geç olmadan şu hakikati anla:
Kudret ve saltanat kimsede kalmaz, elden ele dolaşır, bir kuş gibi daldan dala konar.”
aSLı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla