Kuranı kerimin sırlarına vakıf olmayanlar kuranı kerimi bir cincilik, ruhanicilik kitabı zannetmiş ve öyle devam etmişlerdir.
Kuranı kerimin insanların anladığı şekliyle bir hadim ve hüddam daveti kitabı olmadığının ve kitap ilminin yaniş havas ilmi yada ilşmi ledünün davetlerle ilgisinin olmadığının en güzel kanıtı hz süleyman ile ilgili olan ayettir.
Neml süresi ayet 38-39-40
Ey ulular dedi, onlar, bana teslim olup gelmeden onun tahtını kim getirebilir bana?
Cinlerden bir ifrit, sen yerinden kalkmadan dedi, ben onu sana getiririm ve şüphe yok ki ben, elbette güvenilecek bir kuvvete sahibim.
Kitaba ait bir bilgiye sahib olansa ben dedi, gözünü yumup açmadan onu getiririm sana. Derken baktı ki taht yanında durmada, onu görünce bu dedi, Rabbimin lutfundan, ihsanından, şükür mü edeceğim, nankör mü olacağım, beni sınamak istiyor. Fakat şükreden, mutlaka kendisini faydalandırmış olur ve nankörlük edene gelince hiç şüphe yok ki Rabbim, kullarından müstağnidir, onlara karşı lütuf ve kerem sahibidir.
Burda kitap bilgisinin yani havas ilminin hüddamcılıktan çok daha farklı bir şey olduğu zaten açıkça gözükmektedir. bahsedilen ifrit ise sizin deyiminizle hüddam olmaktadır.
Kaynak: ulvi hoca
|