Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-11-2014, 07:07   #27 (permalink)
Ebabil

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Feb 2014


Mesajlar: 30
Konular: 7

Karma Puanı: 2

Standart

Genelde havasla ilgilenenler ( istisnalar hariç ) mendel,cin davetleri ve hadım davetlerini karıştırıp,aynı katagori içine koyarlar.nedeni ise davetler ve mendel çalışmaları birbirine benzer.Cin davetleri ve mendeller ayrı bir başlık altında açıklanacak.Hadım ve huddam konusunu becerebildiğim oranda kısaca açıklamaya çalışacagım.
Hadım kelimesi, arapça kökenli olup ''hizmet eden'' anlamına gelir .Hüddam kelimesi ise '' çok hizmet eden '' anlamındadır.Yani her iki kelimede bir varlığı ifade eder.
Yukarıda belirttiğim gibi haves çalışmaların temelinde halvet,rizayet ve ibadet. ( ayet,esma veya azimet ) vardır.
Hadım çalışmalarında çalışma süresi,hep aynı değildir,farklıdır.Her hadım,her işi yapmaz.Zira hadımlarda,insanlar gibi farklı ğüç,bilgi ve yetenekleri vardır.Celp,muhabbeti,tefrik vb. işleri yapan bir hadımdan tayyı mekan gibi bir uygulama istenmez.İstenilse de yapılmaz.Hüddam çalışmaları ya bir hocadan ( hüddam sahibi olan ) el almakla veya ayeti kerimeler,esma ve azimet okuyarak yapılır.
Hocadan el alınarak çalışılacaksa ,nasıl çalışacağını hoca, talebesine öğretir.Bu çalışmalarda da talebesini gözler,başı boş bırakmaz.Eğer şahıs kendi çalışacak ise bu daha riskli ve tehlikelidir.Zira genelde ne gibiolaylarla karşı karşıya kalacağını ve kendini korumakta zorlanabilir.Nasıl ki,bir insanbir başka insanın emri altında çalışmak istemiyorsa,manevi alemde de durum benzeridir.Kısaca bir hadım kolaylıkla bir insanın emri altına girmek istemez.
Bilgilerimi kısada olsa olsa sizlerle paylaşmak istedim.Zira bu tür çalışmalar bilgisizce yapıldığında yapan şahsı tehlikelerin beklediğini bilmesi gerekir,zarar görebilir .

kaynak:m.ali hoca


















__________________

Benim istediğimi Allah (c.c.) istemiyorsa konu kapanmıştır...!

Şah-ı Nakş-i Bend
: "Ey alemlerin elini tutucu. Sen benim elimi tut ki, sana el tutucu desinler." dedim.
Hz. Gavsulazam Abdulkadir-i Geylani (KSA) şöyle devam etti: Ey alemlerin nakşını tutucu. Sen benim nakşımı tut ki, sana Nakş-ı bend desinler.

Abdurrahim Reyhan (K.S.): Bizi anlamayanlar da olacak. Bizi sevmeyenlerde olacak.
Ama biz, bizi anlamayanları da anlamaya, bizi sevmeyenleri de sevmeye mecburuz.

Konu zeinarda tarafından (02-11-2014 Saat 07:12 ) değiştirilmiştir..
Ebabil isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla