Ruhani - Duam neden kabul olmadı ?

Sevgili arkadaşlar, Duanın kabul olmadığını düşünmekten bile Rabbimize sığınalım.
Bu başlık altında şeytanın vesveselerinden bir örnekle farkındalığımızı iblisin oyunları ile Allahın sevgisinden tevekkülden nasıl uzaklaştırıldığımızı örnekleme çalışacam. Mutlaka kendinizde anlayacaksınızki her türlü dert sıkıntı ve musibetten aslında herşeyin bir sebebi olduğunu ve bize düşenin sadece kulluk görevimizi yapmak olduğunu anlarsınız..

Öncelikle yine unutmayalım ki, Rabbim izin vermedikçe biz ona avuçlarımızı açıp dua bile edemez ismini bile anamayız değil mi ?

Gencin biri, bir sabah uyku ile uyanıklık arasında o ilahi sesi duyar. Rabbi
ona evinin ilerisindeki kayayı var gücüyle itmesini emretmektedir. Uykusundan uyanır uyanmaz Rabbim emretti bana da yapmak düşer diye gider kayanın başına.. Öyle heybetli öyle büyük bir kaya ki bu, itmekle yerinden oynayacak gib deil. Ama emir bu. Tevekkül etmek ve icabet etmek gerekir..
Sabahlar akşamları akşamlar sabahları aylar süren bir çaba, genç hergün evine öyle yorgun bitap düşerek geliyorki, ümitsizlik ve çaresizlik içinde boş boş bi işe yaramadığını düşünmeye başlıyor. İnsanoğlu işte nefsi burda devreye girip o melun şeytan gencin kalbine vesvese vermeye hazır. Ey genç vazgeç bu sevdadan. Rabbin sana emrettide ne oldu o kayayı bir milim kıpırdatabildin mi. Ne geçti eline. Bırak başka işlere dal hem ne yoruyorsun kendini. Onca gücünle iteceğine yavaşça destekle. Hem ona karşı gelmemiş olursun hemde emri yerine getirirsin der..
Genç artık iyice ümitsizlik içinde bu vesveseyle kendi kendine hak verir. O gece Rabbine elini açar ve dua eder. Rabbim vardır bir hikmetin ama ben bu kayayı hergün onca gücümle itsemde yerinden oynamadı nedir bu anlayamadım vazgeçsemmi bilemedim diye.. O gece uykusunda kalbinde şefkat dolu bir ses işitir..
" Ey kulum, ben sana kayayı itmeni istedim. Onu yerinden oynatacak olan benim sen değilsin. Hem ilk günkü gibi değilsin. Ayakların yere daha güçlü basar oldu. Koların kasların güçlendi. İlk gücünle bugün aynımısın sanıyorsun" der.

Gençte uyanır uyanmaz hatasını anlar ve tekrar görevinin başına gider. Çok zaman geçmeden bakarki gücü o kayayı yerinden oynatmaya başlamış. Kısa zamanda da altından ömrü boyu yetecek bir hazine ile mükafatlandırılan genç Her işte bir hayır vardır diyerek ömrünü sürdürmüş.

İşte sevgili kardeşlerim, Burada çıkarılacak onca ders var ki..

Birincisi Rabbimiz ona yönelmemizi istedi ( rüyada görev verdi ) yani her türlü rahatlık içindeyken sevdiğiniz birşey elinizden kaydığında kaybettiğinizde nasılki çaresiz hissettiğinizde Rabbinize dua edersiniz bir vesile ile işte burası tam onu anlatır.
Sonra genç tevekkül eder göreve icab ederken Nefsini dinledi ve sadece Allah rızası için yaptığı görevi unutup, şeytanın kalbine vesvese vermesine izin verdi.
Eğer her yorulduğunu hissettiğinde Allah rızasını düşünseydi şeytan kalbine giremezdi. Buda ikinci işaret
Şeytanın vesvesesine rağmen Kul yaptığı işten vazgeçseydi ona yönlenmesi için Rabbim belki başka daha ağır bir bela musibet verebilirdi. Düşünün içinde bulunduğunuz konumu da derdinizden daha beter durumda olanlar ne yapsın ?
Halimize her daim şükretmek varken hamdetmek varken, sadece Allahtan dilemek varken nedir bu büyü cinni işler.
Geçelim arkadaşlar..
Sonraki işaret ki en güzel olanı, yine içindeki Vesvesede Rabbine sığındı ve ona el açıp sordu ona yöneldi. Hikmetinden sual olunmayan Rabbide ona, hem nasıl tuzağa düştüğünü ( onu sadece itmeni istedim yerinden oynatmanı değil ) hemde sabrını neyin tükettiğini gösterdi. ( onu yerinden oynatacak benim ) diyerek.
Gençte hatasını anladı ve Sabrın sonunda selametiyle mükafatlandırıldı.
Ne mutlu o gence kalbi mühürlülerden deil de, Allahın sevdiği kullardandı..

Burda hepimiz için bir ders hepimiz için bir farkındalık var arkadaşlar..
Her musibette bir hayır her sıkıntıda bir sebep vardır. Rabbimiz hep doğrusunu bilir. O gözeten koruyandır unutmayalım ve Hasbinallah ve Nimel Vekil dilimizden düşürmeyelim . Selamletle; NetGeaR