Ruhani

Ruhani (https://www.ruhani.net/)
-   Tasavvuf (https://www.ruhani.net/tasavvuf/)
-   -   Rical-i Gayb Nedir? Kimlerdir (https://www.ruhani.net/tasavvuf/3864-rical-i-gayb-nedir-kimlerdir.html)

zeinarda 02-11-2013 01:50

Rical-i Gayb Nedir? Kimlerdir
 


300 Nukeba, Reisler.

Divanı kebir yanı diğer adı (nizami sistemdir),CENABI ALLAH CC kendi arşı alasında bir icra masası oluşturmuştur.Bu makam çok yüksek olup münacatlar hep burada toplanır.Divanı kebirin başkanı Resulullah efendimiz MUHAMMED MUSTAFA SAV HZ.leridir. Senede dört defa gelir makamdan münacatları izale eder.Kurban ve ramazan bayramı, berat gecesi ve miraç günü gelir başkanlık görevini tamamlar.Diğer zamanlar Rabbimizin resulullah efendimize bağışladığı MAHMUDU MAKAMIYE ye çekilerek şefaat mercisini uygular.Peygamber efendimiz gidince makamını GAVSUS EL SAKALEYN ABDÜLKADİR GEYLANİ HZ. lerine teslim eder.Divanı kebirin dört yanını başkan yardımcısı görevini üstlenen ve makamı yüce görevlendirilenler teşkil eder.NİZAMİ SİSTEM; Allahın sevgili kulları arasından seçilenler ricali gayba üye olurlar,hepsinin ayrı ayrı görevleri vardır.Makamları yaptıkları ibedetler sonucu takvaya göre verilir.Hiç ummadığı anda bir insanın ruh yapısı rabbimiz tarafından sevilir ve göreve tabi edilir.Allah yarattığı ruhun farkındadır ve nasıl yaşantı sağlıyacağı akıla vermiştir.Aklen hak yolunda olanlar seçilir. RİCALİ GAYB GÖREVLİLERİ;Allahın bizzat yeryüzüne yapacağı zuhuratın askerleridir.Hepsi ayrı ayrı yerlerde tecelli gösterirler.

Şeyh’ül Ekber: «Nefislerden gizli şeyleri çıkaranlardır. Üç-yüz kişidirler,» diyor

Onlar, cahil insanları insana dönüştüren, kişileri karanlıktan çıkarıp Allah’ın kendileriyle ya da kendilerinden değil, O’ndan gelen bir nur olan bağışına götüren insanlardır. Onlar kızıl kükürt (simyacı altını) ehlidir. Bazıları sanatlarıyla kalpleri dönüştürürler, bazıları baz metali altına çevirirler, bazıları ikisini de yaparlar. Aralarında birbirlerini tanıma ve susma vardır. Allah’ın bilen kulları arasında yarattığı farklılıklarda edeb, hayranlık ve haz söz konusudur. Hiçbir şey ve hiç kimse onları edeb makamından ayıramayacaktır. Biribirleri arasındaki edeb meşhurdur. Öylesine zarif bilişirler ki çoğunlukla dikkati çekmezler bile… Bazıları çöllerde yoksulluk ve ihtiyaç içinde gizlidir. Diğerleri bütün dünya görsün diye insanların önüne çıkarılmışlardır.

40 NÜCEBA SOYLULAR;
Nukeba’dan kırkı Nuceba’dır. Onlar hakkında Şeyh’ül Ekber şunu belirtiyor: «Kırk kişidirler. Mevcudat’ın külfetini taşımakla meşguldürler ve yalnızca bir diğerinin hakkı için hareket ederler.»
Bunda Rabbin yarattıklarına şefkatini görün. Peygamberimiz, ariflerin başı, salat ve selam ona olsun, «Her zaman ümmetimden “İbrahim tabiatı”nda kırk kişi olacaktır,» demiştir.
Bu suretle erden bir yere bedenini kalıbında bırakarak, kimsenin onun gittiğini anlayamayacağı bir şekilde yolculuk ederse, o kişi Ebdal’den başkası değildir.

«Kendini Allah’a adayan Ebdal’in Yol’u açlıktır, uykusuzluktur, sessizliktir, yalnızlıktır ve zikirdir.» Bu, bütün büyük evliya tarafından teyid edilen bir sözdür.

4 EVTAD; DÖRT DİREK
Onlar yedi Ebdal’dan seçilen dört direk ya da mertebedir. Haklarmda Şeyh’ül Ekber şunu söylüyor:

«Makamları dört Evtad’ın makamma uyan dört insanı gösterir. Eğer dünyada doğu, batı, kuzey ve güney varsa, her birinin bu yönlerde bir makamı vardır.»
Bu, tasavvufî hikmetin çekirdek merkezidir. Dört kişidirler ve biri öldüğünde bir başkası onun yerini alır. Bilinirler. Teyid ediyorum ki, yalnızca dünyanın dört köşesinin destekleri değil, ama Görünmez’de Kabe’nin, Allah’ın Evi’-nin de desteğidirler. Çünkü Ev (Beyt) zahirde Allah’ın Evi’dir, ama batında Allah’ın Evi inananların (müminlerin) kalbi, ya da kalpleridir. Dünyada yaşarken divanı kebire bağlıdırlar kalb orada atar, ahiret alemine intikal edince rabbimiz tarafından yine safi selefi olanlar arasından göreve getirilirler.

2 İMAMLAR;
Şeyh’ül Ekber diyor ki; «İki kişidirler (iki Efraddırlar), Biri Gavs’in sağındadır ve yetkisi Melekût’tadır. Diğeri soldadır ve yetkisi Mülk’tedir. Arkadaşından yüksektedir. Gavs’in halefidir.»
Nesnelerin görünen yanlarındaki mükemmelliği gördüğünüz gibi gizli yanlarındaki biçimlenmenin mükemmelliğini de görün. «Allah’ın yaratışında bir noksan bulamayacaksınız.» Burada, manevî gerçekliklerin iki hakiminden herbiri bir başka yönden hüküm sürer. Bu suretle birinin bir görevi vardır, diğerinin de bir başka görevi…

İdrak teyiddir ve idraksizlik onlann aleyhine kanıt değildir.
Eğer, O’nun, güzelliğiyle zahiri biçimlendirdiği biçimlenmeyi idrak edememişseniz, onu batında hiç anlayamayacaksınız demektir. Hiç fark yoktur. Her dünya birbirine zıttır, insan alemi iki dünya arasında uzanır, böylece bir boyutu görünür ve çözümlemeye elverişlidir ama diğeri gizlidir ve yalnızca bu Yol’u bilenlerin ilmiyle bilinebilir. Ve Allah ’ tek Bilici’dir.

KUTUP,EKSEN; GAVS’TIR.
Ve bu ikisinden bir çıkar. O ‘kutub’tur. Şeyh’ül Ekber şöyle diyor: «Bu Gavs’tır. Allah’ın her çağda dünyaya dikkatle baktığı yer olan kişiyi gösterir, İsrafil’in, selam ona olsun, kalbine göre biçimlendirilmiştir.


---------------

A - Karar organı

B - İcrâ organı

Karar organı "Dîvan" ya da "Dîvan-ı Kebîr" gibi isimler ile anılır.



İki tür toplantısı vardır. Aylık toplantılar. Ki her arabî ayın 14'ünü 15'ine

bağlayan gece, çeşitli yerlerde yapılır.



Yıllık toplantısı, ki bu da senede bir defa, Efendimiz Aleyhis-selâm’ın Rasûllük

görevini almadan evvel inzivâya çekildiği Hıra Dağı'nda olur.



Bu "Dîvan-ı Kebîr"e katılanların büyük kısmı ölümötesi yaşama intikâl etmiş

büyük evliyâullahtan, üçte bir kadarı da şu anda dünya üzerinde bilfiil görevli

yüksek derecelilerden teşekkül eder. Toplam 66 kişilik Dîvan ehline dünya

üzerinden, zamanın "Gavs"ı, "Kutb-ül İrşâd" ve "Kutb-ül Aktâb" olan iki

yardımcısı, dört unsur üzerinde tasarrufu olan dört kutub, yedilerin tamamı

"Gavs"ın tasarruf dairesi dışında olan "Müferridun" nâmıyla bilinen 11 kişi

katılır.



Varlık üzerinde, ilâhî ilim gereği alınması gerekli tedbirler hakkında kararlar

alınır ve bu kararlar icrâ organına nakledilir.



"Divân-ı Kebîr’in" tabîi başkanı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemdir. Onun

gelmediği toplantılarda ise, şâyet var ise o devrin "İnsan-ı Kâmil"i, yoksa

zamanın "Gavs"ı başkanlık görevini îfa eder."İnsan-ı Kâmil" her asırda

bulunmaz. "Gavs" ise her asırda vardır ve kıyâmete kadar sürekli, bir kişi, o

görevi îfa eder.



"İnsan-ı Kâmil" rütbesi, en üsttür ve birkaç asırda bir o rütbeye nâil kılınmış

kişi gelir yeryüzüne.



"Müceddid-i zaman" yüzyılda bir gelir. Dinin, o günün insanlarının anlayışına

göre yenilenmesi görevini îfa eder. O da divân ehlindendir. Son müceddid de

"Mehdî" lâkabıyla bilinen Zât-ı kirâmdır. Aynı zamanda "İnsan-ı Kâmil"dir,

Mehdî!..Gavs, hem Rasûlullah Aleyhis-selâm katılmadığı zamanlarda divân

başkanlığı yapar, hem de icrâ organının başıdır.Kutb-ül İrşâd tamamıyla, çeşitli

burçlardan, bilinen ve bilinmeyen sayısız yıldızlardan gelen tesirler üzerinde

görev yaparak, bunlardaki sayısız mânâların gereğinin yeryüzünde mevcut

insanlar ve cinler üzerinde açığa çıkması hususunda çalışır.Kutb-ül Aktâb ise,

Gavs'tan çıkan emirleri çeşitli ilgili mercilere dağıtır. Dîvan’a katılan Cin'lerin

evliyâsı dahi emirleri Kutb-ül Aktâb'dan alırlar.İcra Organı ise bir tür Ricâli

Gayb ordusudur.Dîvan'ın kararlarının tatbikiyle görevlidirler.



Bu ordunun Başkumandanı "Gavs"ı zamandır. Tâbiri câiz ise genelkurmay

başkanı durumunda olan "Kutb-ül Aktâb"dır!.. Sonra 4’ler gelir. Sonra tasarruf

sahibi olan 7'ler gelir. Sonra 12'ler gelir. Sonra 40'lar gelir. Sonra 300'ler diye

bilinen 313 kişi vardır. Sonra 1200'ler gelir ve daha sonra da yöresel kutuplar iş

görürler.



Bu evliyâullah'ın çok azı, yani "Dîvan ehli” olanlar ile "icrâ" organından

birkaçı "fetih" sahibidir. Geri kalan bir miktar "keşif" ehlidir. Büyük

çoğunluğu da bilinçdışı olarak bu görevleri îfa ederler.



Geçmiş evliyâullah arasında Abdülkâdir Geylânî, "Gavs"iyet görevliyle birlikte

"İnsan-ı Kamil"lik görevi de kendisinden cem etmiş olduğundan, "Gavs-ı

Â’zâm" lâkabıyla bilinir.



İkinci "İnsan-ı Kamil" Abdülkerim Ceylî ya da diğer ifade şekliyle Geylânî

ise, çok eserler yazmıştır hakikat bahsinde ve mârifetullah bahsinde; ki

bunların içinde en çok bilineni "Geçmişin ve geleceğin ilmini kendinde toplamış

olan İnsan-ı Kâmil" adıyla kaleme aldığıdır. Bizde kısaca "İnsan-ı Kâmil" diye

bilinir.

"Fetih" ehli olan görevliler dünya üzerinde tüm cereyan eden işlere vâkıftırlar.

"Keşif" ehli ise sadece görev alanı ile sınırlıdırlar.

Her bir görev düzeyindeki veli, ancak kendi düzeyinde olanı ve altındakini bilir.

Üst grubu ise, sadece onunla temasta olan alt grubun başkanı bilir.

Bir de "Dîvan"a katılanlar, kendi üstlerindekileri bu vesile ile bilirler!..

Bunların arasında Endonezya'lı, Arab, Pakistan'lı, Afganistan'lı, Türkiye'li ve

daha başka isimli topluluklardan zevât mevcuttur.

Hun 02-11-2013 04:59

Tesekkürler emegine saglik


Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 13:47.

Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0