Ruhani  

Go Back   Ruhani > Gizli İlimler > Maji ve Türleri > Tarihteki Majisyenler
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 02-14-2012, 03:46   #1 (permalink)

 
Sahir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Dec 2011


Mesajlar: 656
Konular: 633

Karma Puanı: 10

Standart Dion Fortune

Violet Firth olan ve 6 Aralık 1890 yıllında Hıristiyan Bilim tarikatına mensup bir aileye Kuzey Gale, Llandudno'da doğan Dion Fortune, şüphesiz, son yüz elli yılda modern okültizme damgası vuran bir dizi güçlü kadınlardan biriydi. Etkisi sadece kurucusu olduğu İçsel Işık Kardeşliği (Fraternity of the Inner Light) ve Işığın Hizmetkarları (Servanst of the Light) gibi türev hareketlerinde değil, ama ritüel maji, Kabala, neo-paganism ile ilgilenen tüm grup ve bireylere farkında olmasalar da yayılmıştır. Kendini Mike Hammer diye tanıtan bir yorumcuya göre: "önemli katkısı bulunduğu modern majinin dirilişine, öğretilerinde yeniden formüle etti, geliştirdi ve yeniledi. Mizaç olarak derin düşünceye meyilli bir dramatist ve İngilizlerde bazen ortaya çıkan sert ama duyarlı mizaçlı biriydi."
Peki modern okültizmine bu kadar önemli katkısı olan Dion Fortune kimdi? Bu soruyu yanıtlamak için önceden, her okültisti elle almamızda aynı kıstasları kullanmamız gerekiyor. Önce sormamız gerekiyor, hangi ortamlarda yetişti, hangi akımlara maruz kaldı ve onu kimler eğitti? Bu soruları yöneltiğimiz zaman, 19. asrın sonlarında doğan yazarın, yine o yıllarda kısa bir süre için yanıp paralayan birçok okült akımlarının içinde bulunduğunu görürüz. Bu akımlar arasında, o zamanlarda oldukça ün salmış Madam H.P. Blavatsky ve arkadaşları tarafından kurulan Teosofik Cemiyeti görüyoruz. Ancak birçok İngiliz ve Batılı gibi Dion Fortune Teosofinin doğu öğretilere yönelik olması ve Batı okült ve ezoterik öğretileri küçümsemesinden hoşnut değildi. Amacı batı ezoterizme yönelik olanları da himaye etmek olan Hıristiyan Mistik Cemiyeti adında bir Teosofik alt kurumunun bir süre başkanlığını yapan Dion Fortune bu cemaatten hadiseli bir şekilde ayrılarak bir çok yandaşını da birlikte almıştı.
Dion Fortune'un içinde bulunduğu diğer bir cemiyet ise Altın Şafak Hermetik Cemiyetinin bir türevi olan Alpha et Omega idi. 1919 yılında girdiği zaman kurucularından S.L. MacGregor Mathers ölmüştü ve hayatta kalan karısı Moina MacGregor Mathers onun başındaydı. Aralarındaki sürtüşmeden dolayı Dion Fortune'un bir süre sonra Cemiyetten kovulmuştu. Bu sıralarda Dion Fortune'un kitapları piyasaya çıkmaktaydı ve yavaş yavaş ünü artmaktaydı. Cemiyetten ayrılır ayrılmaz, kendi Cemiyeti olan İçsel Işık Kardeşliğini kurdu (Fraternity of the Inner Light). Aşağıda kendini "Mike Hammer" lakaplı eleştirmenin Dion Fortune hakkında yazdıklarını aktarıyorum: " ... asrın en ünlü ökültistler ile birlikte çalıştı, eğitti veya düşünce alışverişinde bulundu: bunların arasında Moina MacGregor Mathers, Robert King, W. B. Yeats, Aleister Crowley, [J. W. Brodie-Innes, Francis I. Regardie,] W.E. Butler ve Christine Hartley, Dion Fortune ile anılan isimlerden sadece birkaçıdır. Ve tabii ki, dünyasına bir bakış sunan okült majikal eserler, romanlar ve öyküler yazmıştır. Birçokları onun eserlerini kopya etmiştir, arada bir iyi türevleri olmuştur, ama çok az kişi ezoterik anlayışına yaklaşabilmiştir.
"Dion Fortune, doğal olarak psişik yetilere sahip olduğunu iddia ederdi ve bu başkaları tarafından da teyit edilmişti. Durugörü ve duru-işiti yanında Edgar Cayce'ye benzer bir şekilde Akaşik Kayıtları okuma yetisine sahipti. Ayrıca eterik ve astral planlara bilinçli bir şekilde girip çalışabilme, beden dışı bilinçli yolculuk yetisine sahipti. Teosofi Cemiyeti kuran Madam Blavatsky gibi çalışmalarını yönlendiren mütekamil varlıklarla direkt irtibata olduğunu iddia ederdi.
"Birçok mistikten farklı olarak, Dion Fortune gerek basiretinden, gerekse de yaşam ve yaşam ötesi ile ilgili açıklamalarından dolayı, farklı yollarda olanlardan bile övgü almıştır. Hatta egoist ve fesat biri olarak bilinen Aleister Crowley bile ona hayrandı ve birkaç kez başarısız bir şekilde kendi çalışmalarına katılmaya davet etmişti."
Esas adı Violet Firth olan Dion Fortune, "Kader değil Tanrı" anlamına gelen Deo non fortuna ailesinin geleneksel özdeyişinin kısaltmasını majikal mottosu (takma adı) olarak) kullanmıştı. Altın Şafak Hermetik Cemiyetine inisye olanlar bir Gül Haç geleneğine uyarak ölü bir dilde ve genelde Latince bir "motto" alırlardı ve Cemiyet içinde üyeler her zaman bu takma adla hitap edilirlerdi. Cemiyetten ayrıldıktan sonra Dion Fortune bu adı Nome de Plume (Yazarlık adı) olarak kullanmaya devam etti.
Dion Fortune okültizm gibi bir konuya nasıl ve neden girdi diye soracak olursak, geçmişini biraz irdelememiz gerekiyor. Uzun süre Hindistan'da bulunan ve orada hipnoz ve yoga öğrenen, 20 yaşlarında çalıştığı bir okulun müdürüyle geçimsizliği olmuştur. Psişik Korunma adlı kitabında ayrıntılı olarak anlattığına göre müdüre ona psişik bir saldırıda bulundu. Bu onun için uzun süre psikolojik ve fiziksel bir yıkım oldu, ancak yıllar sonra aldığı Neofit İnisiyasonunda belirtiler tamamen iyileşti. Başına gelen olayları anlayabilmek için bir süre psikolojik eğitim gördü ve sonra Dr. Theodore Moriarty adında bir hekim altına bir klinikte çalıştı. İleri seviyede bir okültist olan Dr. Moriarty altında aynı zamanda okült eğitim gördü. Dr. Moriarity'nin sıradışı tedavi yöntemlerini "Dr. Taverner'ın Sırları" adı altında kısa öyküler içeren bir kitapta anlattı. Bu öykülerin kahramanı Dr. Moriarity'den başkası değildi.
Birlkaç yazar Dion Fortune'un ilginç hayatını akatmaya çalışmıştır. Bunlardan bazıları bir gizewm okulu şeklinde faaliyet eden kurmuş olduğu cemiyetten ders alan öğrencileriydi. Bunların arasında, Alan Richardson’s Başrahibe ("Priestess"). Charles Fielding ve Carr Collins'nın Dion Fortune'un Hikayesi ("The Story of Dion Fortune"), Gareth Knight'ın "Dion Fortune ve İçsel Işık Kardeşliği" vardır. Ayrıca, Amerikalı yazarın Janine Chapman "Dion Fortune'u Arama" ("Quest for Dion Fortune") kitabı ilginçtir.
Yazarın eserleri arasında ünlü başyapıtı Mistik Kabala'yı Hermes Yayınları olarak Türkçe'ye kazandırdığımız için gurur duyuyoruz. Türkçe'de çıkan diğer eserleri arasında Ölüm Kapısından Geçiş ve Aşkın ve Evliliğin Ezoterik Felsefesi vardır. Bunların dışında medyomik tebliğ olarak aldığı Kozmik Doktrin'i sitemizde bulabilirsiniz. Ayrıca sitemizde Kutsal Merkezler adında bir makalesi de vardır. Bunların dışında Türkçesi olmayan pek çok eseri vardır.
Türkçe'ye tercüme edilmemiş eserleri arasında şunları sayabiliriz: Machinery of the Mind, The Soya Bean, The Psychology of the Servant Problem, The Problem of Purity, Sane Occultism, The Esoteric Orders and Their Work, The Training and Work of an Initiate, The Psychic Self Defense, Avalon of the Heart, Spiritualism in the Light of Occult Science, Practical Occultism in Daily Life, Mystical Meditations on the Collects, Applied Magic.
Roman ve öyküler arasında: The Secrets of Dr. Taverner, The Demon Lover, The Winged Bull, The Goat Foot God, The Sea Priestess, Moon Magic.
Kemal Menemencioğlu
Sahir isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-18-2012, 18:09   #2 (permalink)

 
Meczup - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Apr 2012

Nerede: _İstaNbuL__

Mesajlar: 61
Konular: 8

Karma Puanı: 2

Standart

Bu kadın benim baya bir ilgimi çekiyor.Yeni kitabını aldım Mistik Kabala.Bitirince şahsi fikirlerimi yazarım...

---------------

[COLOR="rgb(46, 139, 87)"]Yazarın Kabbala Öğretisine çalışırken hayat ağacı ile ilgili yaşadığı astral deneyimler.Etkileyici gerçekten...


Mayıs 1931 tarihinde “İçsel Işık Dergisi”nde [Dion Fortune tarafından yazılmış] dört yıl sürecek yeni bir yazı dizisi çıkmaya başladı. Bu “Mistik Kabala” idi.

Bu eser Dion Fortune’un okült ve edebi kariyerinde bir dönüm noktası ve ona yakışır bir anıt olarak durmakta ve günümüzde hala Kabala öğrencilerini eğitmek için kullanılmaktadır. Hatta, bu eser 1935 yılında ilk kez Williams and Norgate tarafından yayınlandığı zaman Israel Regardie bile onu övgüyle karşılamıştır:

“Olağanüstü bir netlik ve bilgiyle Cemiyet [Dion Fortune’nın üye olduğu Altın Şafak Hermetik Cemiyeti] felsefesini açıklayıp yorumlayan bu eser, şüphesiz gelecek yıllarda kendi alanında bir başyapıt olarak kabul edilecektir.”

Günümüzde her ne kadar tuhaf gözükse de, Dion Fortune, “Mistik Kabala”yı yayınlamakla kendisini büyük bir risk altına soktuğunu inanıyordu. Ne de olsa o sıralarda, Altın Şafak Cemiyetinden kalan okült sır geleneği hala hükmünü sürdürüyordu.

Her ne kadar teorik bir eser olsa da, orta halli öğrenci için kavranması son derece kolay bir eserdir ve kitap kaleme alınmadan önce 1930 - 1931 yılları arasında başlayan bir dizi Kabalistik vizyon ve kehanete dayalı pratik deneyimlere dayanmaktadır.

Medyomik trans ve sözel irtibatlardan oldukça farklı deneyimlerin belirtilerini içeren bunlardan ikisini “İçsel Işık Dergisi”nde yayınladı.

1919 yılında [bir Altın Şafak Hermetik Cemiyeti türevi olan] Alpha et Omega mabedine inisiyasyonunda, Hayat Ağacı ve Altın Şafak tekabül sisteminin temel ilkelerini öğrenmişti. Daha sonra anlattığına göre, kovulma ve İçsel Işık Kardeşliğini kurmak için harcanan yedi yıllık bir süreyle sonuçlanan üç yıllık kısa bir dönemde, bu bilgiden yeterli bir şekilde faydalanmak için derecesi yeteri kadar yüksek olmadığını itiraf etmişti.

Aradan geçen yıllarda, kendisinde bilinçaltı bir gelişme sürüyordu ve bu zamanı gelince olağan çalışmalarını bir kenara atıp, Hayat Ağacıyla üzerine daha yoğun bir şekilde çalışmak zorunda kalmıştı.

İlk başta Ağaç ve karmaşık sembol sistemleri hakkında bildiklerini gözden geçirmeye başladı ve her sabah On Kutsal Sefirot’un esas tekabüllerini zikrederek tekrarlamaya başladı. Bunlar Tanrı İsimleri, başmelekler, melek düzenleri ve gezegensel küreleri içeriyordu.

Sonra da her bir Sefira üzerine birer birer çalışmaya başladı ve ilgili tekabüllerini gözden geçirdi. Sefirot üzerinde çalışırken anlatması güç bazı ruhsal haller yaşadı:

“Her zamanki koltuğumda oturduğunda ve gözlerim kapalıyken evin sesleri, elbiselerimin tenimin üzerindeki hissi gibi dışsal dünyayla bağlantı sağlayan günlük yaşamın tüm algılamalarının farkındayken, kutsal isimleri zihinsel olarak zikretmeye başlardım ve aniden fiziksel duyumların tamamen dışında, sadece zihinsel imgeler algılayabildiğimi fark ederdim. Yine de, bilincin tam koordinasyonunu muhafaza edebiliyordum, çünkü imgelerin bilincinde olduğumu biliyordum ve aklımım dağılmasını önleyip imgeler üzerine yoğunlaştığım sürece fiziksel duyumların dönmeyeceğini biliyordum.”

Daha sonra üzerinde düşündüğü vakit, bilincinin kaba fiziksel bedeninden sübtil bedenine geçtiğini anladı ve farkında olmadan Peçenin ötesine objektif küreden subjektif küreye geçiş yapmıştı.

Böylece sistemli bir şekilde gözden geçirerek, derin tefekkürde bilincini zihinsel imgeler cümbüşüne güçlü bir şekilde odaklaştırarak, fiziksel bedeni ve duyumlarını hiçe sayarak, ağaçtan aşağı doğru, Sefira’dan Sefira’ya indi.

Sonunda dokuzuncu Sefira, Yesod’a geldi ve İlahi İsimleri zikrederken, bilincinde aniden bir resim şekillendi. İlk başta sanki onu uzaktan pencereden görür gibiydi, sonra sanki tam içindeydi:

“Görüntü ay ışığında kumlu bir çöldü. Ayaklarımda bir göl veya içsel bir deniz kumlara çarpıyordu. Solumda ve biraz arkamda birkaç dağınık palmiye ağacı vardı ve sağımda, biraz ilerde bir dizi deve yavaş yavaş uzaklaşıyordu.”

Uzun bir süre bu manzarayı gözetledi ve baktıkça daha gerçekçi bir boyut kazanıyordu. Çok net bir şekilde sakin suların kumlara çarptıklarını işitiyordu ve ay ışığının dalgacıkların üzerinde parıldadığını görüyordu. Uzaklarda, suların karşı yakasında sanki ay ışığında uykuya dalmış bir şehrin beyaz duvarlarını ve egemen beyaz kubbelerini görüyordu.

“Durup dinlerken bir değişim oluştu. Suların üzerinde, gökyüzünde devasal bir melek şekli oluşmaya başladı ve üzerime varlığını hissettiğim muazzam bir hilal şeklinde eğilen başmeleği gördüm. Renkler loş ama fosforlu sahneye uyumlu olarak tamamen ay ışığının gri tonları, sisli leylak ve mavilerdi. Yüzü sakin ve durgundu, hüzünlü değildi ama gülümsemeden tamamen yoksundu ve son derece ağır bakışlıydı. Devasal varlık bana doğru eğildi ve elinde tuttuğu bir sembolü gösterdi. Bunun ne olduğunu tespit etmekte biraz zorlandım, ama ısrar etti ve sonunda onun yukarıya bakan ince beyaz alçıdan bir koni olduğunu gördüm. Bunu bir şekilde uzaktaki şehrin kubbeleriyle ilişkilendirdim. Onlar sanki aynı maddeden yapılıydı.”

Meditasyonu sona getirme vakti gelinceye dek, vizyon devam etti, ancak önünde şeması olan Yesod’un mor küresine girdiğini imgeleyerek bunu yaparken, tuhaf bir hisse kapıldı ve objektif ve subjektif dünyalar arasında gelip gittiğini hissetmeye başladı. Mor küre sanki şemadan ayrılarak büyümeye başladı ve tüm aurasını kaplamaya başladı. Bu durum karşında ne yapması gerektiği konusunda şaşkındı.

“Sonra bilinmeyen bir sebepten dolayı küre devreye girmeye başladı ve küçülerek bedenin içine omuriliğin dibine ve önüne doğru yerleşti, ucu en alt kaburgaya değiyordu. Kürenin ışınlanan mor ışığı ve iskeletim son derece belirgin bir şekilde farkındaydım ve bu şeklide majikal olarak formüle edilmeyen diğer Sefirot’a kıyasla, kürenin net gerçekliğini halen unutamıyorum.”

Ertesi gün, Yesod ile ilgili tüm sembolleri gözden geçirdi ve vizyonunda gördükleriyle ne kadar uyumlu olduklarına şaşırdı. Sembolleri araştırıp teyit etmesi, onların aniden ortaya çıkmasına kıyasla çok daha uzun süre alması dikkatini çekmişti.

Bu vizyon, daha önce Malkut Sefirası ve Yesod Sefirası arasında Satürn’e tekabül eden 32.nci Yol ile ilgili yaşanan benzeri bir vizyonu takip etmişti. Bu vizyonda da garip bir şekilde gerçeklilik hissi vardı. Genelde zor ve karanlık sayılan o yolda kendini aşina ve rahat hissetmeye başladıktan sonra bile, bir orak ve kum saati ile Zamanın Gecesinin Yüce Varlığının vizyonunu görmüştü.

Diğer bir vizyonu daha kolay anlaşılır olup, Hayat Ağacını bir bütün olarak görmüştü. Beyaz cübbe ve çizgili mısır başlığıyla astral bedeninde, bir mabette doğuya bakan bir taş üzerine oturuncaya kadar kuş gibi uçmuş. Sonra oturduğu taşla birlikte tavandan geçerek parlak güneşe doğru bulutların içinden yükselmiş. Sonra gökyüzü çivit rengine kararmaya başladı ve parlak bir hilal gözüktü ve o zaman analdı ki sembolik olarak Hayat Ağaçında yükseliyordu. Yesod’un Ay Küresinden Tifaret’in parlak gökyüzlü Güneşine yükseldi ve soluk aldırmayan bir hızla yükselmeye devam etti. Sonunda artık astral forumun ortadan kaybolup içinde sadece bir bilinç noktası olduğu kör edici beyaz bir ışık küresine girdi. Aşağı doğru Hayat Ağacına baktığında kendisinin muazzam cüsseli kozmik bir varlık şekline büründüğünü ve ayaklarının bulutlar arasından dünyanın mavisine bastığını gördü.

Daha önce böyle bir deneyim geçirmediği için ne yapacağını bilemedi. Avuçlarından su gibi akan muazzam bir güç hissi vardı, güneş sinirağı ve alnından kıvılcımlar elmas parçacıkları gibi yağıyordu.

* Dion Fortune & the Inner Light" yazan Gareth Knight, (Thoth Publications, Loughborough, U.K. 2000) Sayfa 212-215
[/COLOR]


















__________________

Gören Bizi Sanır Deli
Usludan Yeğdir Delimiz

Konu Meczup tarafından (04-18-2012 Saat 18:16 ) değiştirilmiştir..
Meczup isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
dion, dion fortune, fortune


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 16:42.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner