Dabbet'ül Arz ve Semum
 

S.A. Arkadaşlar bu iki kavram hakkında bizleri aydınlatabilecek kimse var mı?Semum gerçek mi yoksa sadece film mi?Şimdiden teşekkürler.

''düşmüş melek'' yani kovulmuş melek yakıştırması yahudilerde var bizde yok.melekler nefisten uzaktırlar dolayısı ile günahsızdırlar düşme kovulma vs olamaz.ruh sesi güzel açıklamış saolsun..

Semud kavmi bu ismi beyleri olan Semud dan alıyorlardı.Bu kavime mensub kişilere
Semudiler denilmektedir.Hicr bölgesine yerleşen burada gelişen kavim kendilerine gönderilen Salih peygamberin
öğütlerini dikkate almayıp, Allah ın gazabından korunmak için dağlarda ki kayaları ustaca oyup kendilerinin
güvende olacaklarını zannetmişlerdi..
çok büyük kayaların içini oyarak yaptıkları evlerinde artık ne deprem ne de bi felaketten korkuyorlardı..
Salih peygamberin uzun yıllar süren davetine rağmen kendi yonttukları putlara tapmayı sürdürdüler...

ve Allah ın emri geldi
Semud kavmi gecenin karanlığında yıldırımla gelen korkunç bir ses ve sarsıntılar ile kendi evlerinde diz çökmüş olarak
sabahladılar.Ne Allah'tan ne de Allah'a eş koştukları putlarından bir yardım bulabildiler.
kaya gibi sağlam olan evleri yerle bir olmuş Allah ın emriyle ıssız bir enkaza dönüşmüştü

---------------
Bu kavimle bir ilgisi olabilirmi die düşündm.
Bu arada evet cidden dediklerinden bazılarını duymadım teşekkürler:)Bu konularda birkaç bişey bliorm ama tam olarak bilmiorm.

Ne demek:)

Semum ;

Vel cânne halaknâhu min kablu min nâris semûm(semûmi). (Hicr 27)

Elmalılı Hamdi Yazır : Cann, onu da bundan evvel «narissemum»dan yaratmıştık.

Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Cini ise, daha önce zehirleyici şiddetli ateşten yaratmıştık.

Elmalılı (sadeleştirilmiş ) : Cinleri de daha önce insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir ateşten yarattık.

Ayetten anlaşıldığı gibi Cân(cinlilerin Ademi), insanoğlundan önce yaratılmıştır. İnsanın yaratılışının, kainattın yaratılışında son halka olduğu düşünülürse, Cân sondan bir önceki halka olarak yaratılmıştır.
Ayetteki “semûm ateşi” hususunda, bazıları, “Bu, ateşin alevidir.” demişler; bazıları da “O, öldürücü derecede sıcak olan sam rüzgarıdır.” demişlerdir. Önceki ayetin de yardımı ile, İbareden anlaşılan bunun bir çeşit ateş olduğudur. Fakat, bedenin gözeneklerine, yani derideki o küçücük deliklere nüfuz edip, içine işlediği için buna, “semûm” ismi verilmiştir. İnsanın içine işleyen rüzgara da bu yüzden “sam rüzgarı” denmiştir. Bir rivayette, “Semûm, dumansız ateştir. Yıldızlar da bu ateşten yaratılır.” denmiştirki, bu, “semum ateşi” ile geçen ayetteki “ateşin mârici”’nin aynı olduğunu gösterir. Buna göre aynı şeyi anlatan bu kelimelerden biri, o ateşin yalın, saf ve dumansız bir ateş olduğunu, diğeri de yakıcı ve kavurucu olduğunu anlatmış olur. Âlûsî “semum ateşi”ni, “fevkalade hararetli ateş” diye tefsir ederken buna işaret etmektedir.
Bazı hadislerde Cân’nın yaratıldığı ateşin, bildiğimiz ateşlerden çok daha sıcak olduğu bildirilmektedir. Ebu Davud et-Tayalisî’nin İbn Mes’ud(r.a.)'dan naklettiği bir hadise göre, “Bu (dünyada gördüğümüz) ateşler, Cân’nın yaratıldığı ateşten yetmiş kat daha hafiftir.”


kaynak : vikipedi

İlginç bilgiler teşekkür ederim:)