Ruhani  

Go Back   Ruhani > Gizli İlimler > Kehanetler
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 02-04-2012, 18:58   #1 (permalink)

 
güneşdeniz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Dec 2011


Mesajlar: 413
Konular: 234

Karma Puanı: 100

Standart Kıyamet Başlayalı Çok Oldu

1998'de Ata Nirun uyarmış, '11 Ağustos 1999'da gerçekleşecek güneş tutulmasından sonra bir hafta içinde Marmara kaynaklı büyük bir deprem olacak' demişti. Ne yazık ki bu gibi astrolojik olaylarda az yanılan Nirun bu kez de haklı çıkmış ve tam da bir hafta sonra
o korkunç felaket yaşanmıştı. Aradan yedi yıl geçti. Yine bir güneş tutulması ülkemizin güneyinden net olarak görünecekti ve bu durum hemen aklımıza onu getirdi. 29 Mart'taki tutulmanın Türkiye ve dünya üzerindeki etkisini öğrenmek için İzmir'in yolunu tuttuk. O, Türkiye'yi ve dünyayı bekleyen astrolojik gelişmeleri anlatırken de önce şaşırdık, sonra korktuk.

1999'daki tutulmanın depremle sonuçlanacağını bilmiştiniz. Bu seneki de bir felaket getiriyor mu?

Bu, 99'daki tutulumun aynısı değil. Hatırlayacağınız gibi o, Trakya üzerinden gelip Güneydoğu'ya gitmişti. Bu, Antalya'dan gelip Trabzon tarafından çıkan bir tutulum. O yüzden bunun deprem gibi bir etkisi olmayacak. Bu seferki ağır bir ekonomik kriz getirecek.

Ekonomik krizler de mi yıldızlardan etkileniyor?

Elbette! Sonbahara doğru, eylül gibi ekonomik bir kriz patlak verecek. Ayrıca AKP'nin doğuşunda Koç burcu çok önemlidir, bu tutulma da Koç burcunda gerçekleşiyor. Bu nedenle AKP'yi oldukça zor günler bekliyor. Hükümet üyelerinin önemli bir kısmı değişecek.


Hükümet de değişecek mi?

Yüzde yüz değil ama 70-80, ufukta erken seçim var. Eğer AKP'nin karşısında, astrolojik deyimle parlak güneşi olan alternatif bir güç olsaydı -ki bu CHP kesinlikle değil- bu hükümet bu sene kesinlikle düşerdi. Ama öyle bir güç yok. Bu yüzden hükümet tamamen değişmeyecek ama Unakıtan olayları gibi birkaç olay daha patlak verecek. Birkaç bakan yolcu gibi gözüküyor, bu da AKP'nin içinde kendi dengelerini sarsacak.


En azından ölüm yok, kan yok değil mi?

Maalesef var. Çünkü Güneydoğu da sonbaharda Türkiye için çok kritik gözüküyor. Yani kritik gelişmelere gebe. Hem iç dengelerin bozulmuş olması hem de oradaki bazı gizli eylemlerin sonuçları ve provokasyonların etkisiyle bir takım gelişmeler yaşanacak.


Terörist gelişmeler mi?

Evet, bizi yine terörist eylemler bekliyor. Beni en çok şaşırtan da, Türkiye'nin 2005 - 2007 dönemi yıldız haritası, 1923 koşullarına çok benziyor. Bu gerçekten çok ilginç. Yani bu, ülkenin bağımsızlığına kavuşma döneminde yaşadığı iç ve dış sıkıntılar nelerse aynılarını bu dönemde göreceğiz anlamına geliyor. Ama bu kez Atatürk yok! 1923'te bağımsızlığımızı tehdit eden ne tehlike varsa bu dönemde de onlar gözüküyor, tabii koşullar ve etkenler farklı ama sonuç olarak aynı tehlikeler, aynı kırılma noktalarıÉ

ORTADOĞU'DA KAN


Tam olarak ne olacak bizi 1923 koşullarına götüren?

Kısaca, irtica sorunu artacak. Çok büyük umutlar beslenecek Türkiye'yle ilgili. Üstelik astrolojide açıkça görünen Uranüs etkeni de Balık burcunda etkili. Bu da bulunduğumuz dönemin dini, fanatik bir dönem olduğunu gösteriyor. Bundan o veya bu şekilde tüm dünya nasibini alacak.


Açalım, biraz daha açalımÉ

ABD'nin önümüzdeki seneki başkanlık seçimlerini tahmin edilemeyecek kadar radikal, güçlü ve iddialı bir başkan kazanacak. O kadar ki Bush'u arar hale geleceğiz. Amerika'daki iç yapıya baktığımız zaman -astrolojik analizlere göre- bazı sosyal toplum kuruluşları ve illimunati gibi gizli örgütlerin 2006'nın sonuna doğru (en geç 2007'nin başında) baskıyla İran'la ilgili bir atılımda bulunulmasına neden olacak. Bu da Armagedon'un işaretçisi.


Armagedon yani kıyamet mi?

Gezegensel anlamda kıyamet asla olmayacak ama Ortadoğu'da ciddi bir çatışma çıkacak ve buralar kan gölüne dönecek. Bu da bir anlamda kıyamet demek.


Nükleer bir saldırı mı?

Ortadoğu'da bir nükleer savaş görünmüyor. Irak'ın konuyla ilgisi yok. Zaten onların bir geleceği de yok. Irak bundan sonra birkaç parçalı -Kürdistan, Şiiler gibi- ülkeye dönüşecek ama İran için durum farklı. İran'ın gizem bilimcilikteki simgesi güneş. Yani o, Irak'a benzemez. Persler'den Sasaniler'den gelen İran'ın üstüne kolay kolay basılamaz. Bu da önemli çatışmalara şahit olacağız demek.


En azından deprem olmayacak diye kendimizi avutabiliriz. Avutabiliriz değil mi?

Aslında 6-26 Mayıs arasında bir deprem oluşabilir. Batı Anadolu'yu etkisi altına alan bir deprem bu. Korkutacak ama çok da büyük olmayacak.

KåBE YIKILACAK


Pollyannacılığı bıraktık, söyleyin kıyamet ne zaman?

Kıyamet uzun bir süreç ve biz zaten bu sürecinin içindeyiz. Ama bu, zannedildiği gibi insanlığın yok olması anlamına gelmiyor. Kıyametten kastım bu kuşağın düşeceği zor durum. Ekolojik felaketler, doğal afetler, savaşlar, terör... Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim, bu terör ivmesi daha da artacak. 2040'larda dünya tam bir kan çanağına dönecek. Dinlerin getirdiği önyargı yüzünden terör olayı asla bitmeyecek. Ta ki iki büyük dinden biri ortadan kalkana kadar.


İslamiyet yok mu olacak?

Evet. Bizzat peygamberimizin böyle kehanetleri var. Mekke'nin işgal edileceğini, Kabe'nin yıkılacağını anlatan İslami kehanetler bu yönde. Onlar bunu kıyamet alameti olarak anlatır. Nostradamus'a göre de bu yüzyılın içinde Batı ülkelerine saldıran İslam güçleri vardır; büyük şehirlere kadar yok ederler. Sonra Batı birleşir ve onlara saldırır. Asıl ilginç olan onun kehanetlerine göre Batı'yla bir olan ülkelerin içinde Türkiye'nin de olması.


Siz bugüne kadar binlerce kehanetle karşılaştınız. En çarpıcısı hangisiydi?

Nostradamus'a çok saygım var. 1560'larda yaşayan bir adamın Apollo roketi için 'Arkasından ateş çıkan mızraklar gidiyor' demesinden anlaşıldığı gibi o pek çok şeyi görmüş ama yorumlayamamış. Bunun yanında Aztek kehanetleri bence çok vurucu. 2100 civarlarında Aztek takvimi bitiyor. Bir dış etken, bir meteor bekliyorlar. Doğal zaman sona erecek diyorlar. Kızılderililer'in 2080 civarında beyazların egemenliğinin sona ereceğini söylemeleri de öyle. Burada Kızılderililer'in tekrar egemen olacağı değil, sarı bir ırkın ya da siyah bir ırkın egemen olacağı anlatılmaya çalışılıyor. Aztek ve Kızılderililer'in içinde bulunduğumuz zaman için 2010'lara doğru salgın hastalıklarla ilgili önemli kehanetleri de var.


Hiç unutamayacağınız bir deneyiminiz oldu mu?

Bundan birkaç yıl önce Kahire'de piramitleri geziyordum. Dilenci desem değil, rahip desem değil, garip bir adam bana 'Seni yerin altında bir tehlike bekliyor' dedi. Orada başıma bir şey gelmedi. Sonra Türkiye'ye döndüm. Bir ay sonra Kapadokya'ya yer altı kentlerini gezmeye gittim. Derinkuyu'nun yedinci katındayken ilginç bir şey yaşadım. Kulaklarım çınlıyor, garip bir ses duyuyordum. Farklı bir görüntü oluştu etrafımda. Böyle durumlarda olanları kafanızda yaratıp yaratmadığınıza dair en iyi test dokunmaktır. Yanımdaki kayada bazı semboller görüyordum. Dokundum ve bazı kabartmalar hissettim. Kırmızı Satanik sembollerdi bunlar. Ve birkaç kırmızı kedi gözüne benzer göz gördüm. Etraftaki turistler yok olmuştu. Birinin git buradan dediğini hissettim. Sonra her şey normale döndü. Ama elime baktığımda kırmızı boya gördüm. Az önce dokunduğum kayaya baktım. Kırmızı değildi ve kabartmalar yoktu. Yaşadığım o olay, 'Gördüğün şey gerçekti' demek için bende iz bırakmıştı.

PEYGAMBER İDDİASI


Neydi peki o? Cinler mi? Uzaylılar mı?

Bu korkunç boşlukta bir yerlerde başka canlılar var. Ama bizim kafamızda yarattığımız gibi; beş duyu organı olan, kaşı gözü, burnu olan canlılar değil bunlar. Oradaki neydi bilmiyorum ama uzaylılarsa bile, bizim hayal ettiğimiz gibi değiller.


Yani hep çizilen uzaylı profili yanlış veya meşhur Roswell gibi hikayeler de kurmaca mı?

Roswell olayı gerçek. Oraya gerçekten de bir şey düştü. Bize hem benzeyen hem de benzemeyen bazı canlıların kaza yaptığı hatta muhtemelen düşürüldüğü bir olaydı bu.


Tamam işte uzaylılar!

Hayır onlar dünya dışından gelen canlılar değildi. Roswell'e düşenler aslında bizim torunlarımızın, torunlarının torunlarıydı! Yani zaman yolculuğu yapan bizlerdik, uzaylılar değil. Kendimizi yok etmezsek, doğa bizi yok etmezse, birkaç yüzyıl içinde zaman yolculuğunu başaracağız.


Çok marjinal fikirleriniz var. Bugüne kadar bahsetmediğiniz başka neler var kafanızda?

Muhammed, İsa ve Musa'nın hayatlarını baştan sona incelemek istiyorum. Çünkü üçünün de aynı kişi olduğuna dair şüphelerim var. Düşünsenize aynı şeyleri yapmışlar, aynı taktikleri, aynı yöntemleri kullanmışlar. Kendi toplumlarını yorumlama şekilleri de aynı. Farklı sözlerle aynı şeyleri anlatıyorlar. Birbirlerini tanıyor gibiler. Üçünden çıkan bir blok var ve bu blok sanki insanlığın bütününü anlatıyor. Mesela İsa'nın sevgi dolu, pozitif soft yaklaşımı; Musa'nın zaman zaman babacan ama sınırı çizen tavrı; Muhammed'in inanılmaz politikacı oluşu ve aynı zamanda da sosyal topluma bakış açısı... Aynı şekilde kadınlarla ilgili de bir bağlantı var. Muhammed'in kadını çoğul, üretici obje olarak kullanması ama yeri geldiğinde de inanılmaz edilgen olması, İsa'nın saf görünüp Magdelena'yla yaşadığı gizli aşk, Musa'nın kadına çok büyük saygı gösterip yeri geldiğinde 'Seni aldatmalıyım yasa böyle' demesi. Bunların hepsini birleştirebilirsiniz. Bu konuyu araştırmayı ve kitaba dökmeyi çok istiyorum. Bence üçü de aynı kişi çıkabilir.

Ata Nirun ile yapılan bu söyleşi 08.04.2006 tarihinde yapıldı. Görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim. Sizce de dünya uyanışa mı giriyor...
08.04.2006


















__________________

aynı anda başka insanlara,
seni seviyorum demişizdir....
mutlak güven duygusuyla,
başımızı başka omuzlara dayamışızdır
olamaz mı? olabilir.
onca yıl sen burada
onca yıl ben burada
yollarımız hiç kesişmemiş
şu eylül akşamı dışında
güneşdeniz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
başlayalı, çok, gizli, havas, ilim, ilimler, kıyamet, oldu, ruhani


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 16:40.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner