Mahşerin altıncı atlısı
 

Tuhaf ama gerçek, bendeniz Orta Doğu'da bugün olanları 2002 yılında
Paris'te, üstelik bir taksi şoförünün ağzından dinlemiştim. Türk
olduğumu öğrenince, "Ah..." demişti, "Demek dünyanın sonunu
hazırlayan millettensiniz!" İçimden lahavle çekip, yapmacık bir
hayretle, "Öyle miiii?" diye ünlemiştim. "Nasıl hazırlıyormuşuz
dünyanın sonunu?"

Adam, tatlı bir masal anlatıyormuşcasına:

"Türkiye içten içe çürüyecek ve parçalanma tehlikesiyle
karşılaşacak. Ordularınız Orta Doğu'da savaşmak zorunda kalacak. Tüm
dünya orduları Armagedon'da toplanacak ve başlayan büyük savaş,
dünyanın sonu olacak! Daniel'in kehanetinden haberiniz yok mu?"
demişti. Eve döner dönmez internete saldırıp, "Daniel, Kıyamet,
Türkiye" sözcüklerini gönderdiğim sanal alemden gelen yanıt, hem de
Türk bayrağı logosu altında bir felaket tellallığıydı! Hz. İsa'nın
seleflerinden dördüncü peygamber sayılan Daniel efendinin yazdığı
varsayılan "Kehanetler Kitabı"nda, yedi aşamaya yayılan kıyamet,
Türkiye'nin Fırat Nehri havzasında başlıyor, tarihte Büyük Filistin
diye anılan ve hemen tüm Orta Doğu'yu kaplayan Armagedon bölgesinde
kopacak dünya savaşı ile bitiyordu.

Bu (sözde) kehanetlerde ayrıca, Türkiye'de merkez üssü belirtilmeyen
büyük bir deprem (Marmara?) öngörülmüş ve ülkemiz için, "Sınırları
küçülecek, mahşerin altıncı atlısının Fırat havzasında başlattığı
afet Türk ulusunu çökertecek, bölgedeki Türk egemenliğinin sonu ise
Armagedon Savaşıyla gelecek..." deniyordu.

Armagedon Savaşı dedikleri, kötü ile iyinin çarpışması. Sonucu
kıyamet ve cümbür cemaat, öteki dünyaya intikal. Ancak bütün bunlar,
Daniel'in şiirsel kehanetlerinden pek anlaşılmıyor; onun
kelamını "tefsir" eden "ulema" yorumlarıydı, sayın seyirciler.

Ve bendeniz o gün de bugün de, bu "ulema"nın rastgele yorumcular
değil, muhtemelen CIA'ya bağlı, "kamuoyu oluşturma" eğitimi almış,
ciddi uzmanlar olduklarını düşünüyorum.

***

Bu kehanetler, dünya kamuoyunu Büyük Orta Doğu Projesi'ne
hazırlamanın "parapsikolojik" boyutundan ibaret. BOP'un fizyolojik
boyutu ise, geçen hafta VATAN ve Cumhuriyet gazetelerinde
yayınlandı: Amerikalı stratej Ralph Peters'in "Kanlı Sınırlar"
başlıklı makale ve haritası, Türkiye'nin beşte birini, Ermeni ve
Kürtlere veriyor. Bölgede sınırları yeniden ve etnik yoğunluğa göre
çizen "gelecek" öngörüsünde, Irak üçe, İran ikiye bölünüyor, İsrail
1967 sınırlarına dönüyor, Suudi Arabistan'ın Mekke ve Medine
üzerindeki egemenliği kaldırılıyor, Lübnan, Ürdün, Suriye vb. tüm
bölgenin siyasi coğrafyası yeniden çiziliyor.

Tarih, geçmişin bilimidir. Ancak yaşadığımız günler, geleceğin
tarihini gözümüzün önünde yazıyor, belki de ilk kez zamanın içinde
değil, önünde koşuyoruz hep birlikte.

Halen İsrail'in, Lübnan'a ölümcül saldırısında, iki askeri için
savaşmadığı açık. Plan program çoktan belliydi ve Hizbullah'ı
çökertmek hedefinin ardında Hamas, yani demokratik seçim hakkını
teröristleri başa getirmek için kullanan Filistin halkını
cezalandırmak gayesi var evet, ama nihai amaç BOP'a hizmet!

İşte bu açıdan bakıldığında, taşlar yerli yerine oturuyor, ABD'nin
niçin İsrail'i onayladığı anlaşılıyor, oysa BOP'u çoşkuyla
onaylayan "Türkiyeliler"in, şimdi BOP'u uygulayan İsrail'e veryansın
etmeleri pek anlaşılmıyor!

Ancak İsrail'in Hizbullah/Hamas savaşı, henüz Armagedon'un
başlangıcı değil. Armagedon Savaşı, Türkiye'de başlayacak demiş
CIA'lı Daniel'ler... Güney Doğu'da onar onar biçilen gelincik
başlarına, şehit analarının artarak yükselen feryadına bakılırsa, ne
yazık ki o tarih de uzak değil.

Mahşerin altıncı atlısı-Mine G . Kırıkkanat Vatan (18.07.2006 )