Ruhani  

Go Back   Ruhani > Gizli İlimler > Havas İlmi Genel Bilgiler
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 09-18-2013, 11:29   #1 (permalink)
Hun

 
Hun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Nov 2012


Mesajlar: 976
Konular: 577

Karma Puanı: 2

Standart Halumiye Melekleri

17 gün riyazat yapılır.yani sadece bitkisel gıdalar yenir.hayvani gıdalar yenmez.mümkünse oruç tutulur.isimleri temagıysin(1501),bağdanin(127),yesvadin(81),vağ dasin(1071),nevfena(187),gadiysin(1065)



Halumiye Melekleri varmıdır Aslı Nedir

Günümüzde her şeyin bir birine karıştığı gibi maalesef havas ilmi adı altında da, eserlerinde de bir çok batıl ve şeytani şeyler hayırlı bilgilerin arasına karışmıştır. Onlardan biride bazı eserlerde bildirilen Halumiye Melekleri diye tanıtılan varlıklardır ki asılları Şeytanların büyüklerindendir.
İbni Haldunun Mukaddimesinde geçtiği ifade edilen ve havas ilimlerinde bilgi sahibi olmak isteyenlerin 17 gün boyunca riyazete girip bu varlıkların isimlerini 5 bin defa zikredince geleceklerini ve şahıslara manevi ilimler vereceği iddia edilir. Bunların ulvi hadimler melekler olduğu belirtilir. Üstelik komiktir eserin birinde de bu meleklerin şahsın birine filanca piyango biletini al değip zengin ettikleri gibi gülünç bir o kadar da meleklere iftira olan sözler vardır. Melekler ulvi hadimler hiçbir zaman bir harama insanı teşvik etmezler edemezler. İşte maalesef bu tür bilgiler havas eserlerinde çoktur. Bizlerde elimizden geldiğince din kardeşliği hukuna binaen sizleri uyarıyoruz ki bu tür saçmalıklara kanıpta bu verilen bilgileri yapmaya kalmayın kendinize yazık edersiniz. Sanırım bu konuyla alakalı ilk defa bu fakir bu kadar bilgi vermiştir.Allahu alem

Şimdi eserlerde geçen bu sözde varlıkların isimlerine ve bizim niye bunlara şeytan dediğimize gelince:

Yesvadin, Vağdasin, Gadisin, Bağdanin, Temagiysin

Şimdi bu isimlerin ve riyazetin bilgilerini verenler nedense bizim kadar detaya girip de mesela bunlar geldiğinde hangi şekillerde geliri açıklamamışlar. Zaten o kadar bilgileri olsaydı bunlara Melek demezlerdi bu da ayrı bir durum. Hoş verdikleri isimlerde tam olarak bu değil.
Bunlar geldiklerin genelde Vağdasin bir Erkek suretinde, Yesvadin bir Arslan suretinde Gadisin bir bayan suretinde, Bağdanin bir kısrak at şeklinde, Temagiysin bir Kartal suretinde gelirler. Bu hususta fazla detaya girmek istemiyorum o yüzden kısa kesiyorum maksat doğrunun bilinmesidir.
Bu isimlerin asıllarını rabbimiz yüce Kelamında beyan etmiş akıl ve basiret sahipleri anlasın diye tabi bu bilgileri verenlerde bu akıl ve basiret olmadığından Rabbimizin bildirdiği bazı şeytanlara bunlar Melek demişler.








Alinti

Konu Hun tarafından (09-19-2013 Saat 03:33 ) değiştirilmiştir..
Hun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-02-2014, 02:03   #2 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Feb 2014


Mesajlar: 29
Konular: 1

Karma Puanı: 2

Standart

Seyyid Muhammed hakimden Halumiye Esmaları Hakkında Bilgi
Allah’tan başarı dileyerek ben de şunu söylemekteyim.
Filozoflar (hükema) arasında yaygın olan görüşe göre Tıba-i Tâmm-ı Halûme, İdris (a.s.)’den nakledilmiş ve (ondan da) Yunan filozoflarına ulaşmıştır. Hatta Aristoteles, riyaziyat yolu ile bu ilmi öğrenmeğe çalışmış ve İskender’e de öğretmiştir.
(Yukarıda altı kelime olarak zikrettiğimiz) bu isimler Süryanice olup, hıfzından hiçbir şeyin kaybolmadığı “ey gaybı bilen (yâ Alleme’l-Guyûb)” kelimelerinde olduğu gibi dört harfli (rubaî) isimlere benzer. Bu isimler, Allah’ın isleridir. Buna “hıfzından hiçbir şey kaybolmaz” ifadesi eklenmiştir. (Ancak bu isim) kendisinde, Emir Alemi’nden melekler bulunması sebebiyle, Müşteri (gezegenine) ait kılınmıştır. Kim, gerekli şartları yerine getirerek bununla meşgul olursa, meşgul olmaktan uzak kalanlara kapalı olan ilim, himmeti kadar kendisinde açığa çıkar.
İşte Temâgis, Ba’deân, Yesevvâd, Vagdâs, Nugnâ, ve Gâdis kelimeleri, insanlığa özel olan düşünen nefsin ruhaniyetine nisbet edilen, Süryanice isimlerden oluşan kelimelerdir. Bu ise, Zeyd, Amr ve Bekir gibi bizzat insanî şahıslar arasında ortak bir ruh olup, özünde bir farklılık yoktur. (İşte bu ruh) bir kralın bir şehri idare ettiği gibi; Zeyd, Amr, Bekir ve Halid’in cesetlerini idare eder. Nasıl ki, şehir kralın bizzat kendisi olmadığı gibi, kral da bizzat şehrin kendisi değilse ve hatta kral şehrin ne içinde ne de dışında değil ise; Kâmil Tabiat da, Zeyd, Amr, Bekir ve Halid’e ait cesetlerin ne içindedir ne de dışında. Ruhların bedeni idare etmelerinin farklı oluşu, kabiliyet (isti’dat)’in farklılığı ve Nuru’l- Beydâ’22 nın kendisine ulaşmasına mani olan engellerin ortadan kalkmaması sebebiyledir. Diğer bir ifadeyle, Allah-u Tealâ “Ol” hitabı ile Emir Alemi’nden bir ruh yaratmış ve onu insan fertlerinin genel yöneticisi kılmıştır. Bu ruhun başlangıcı Safiy (Hz. Adem)’in (salat ve selam Hz. Muhammed ve onun ehli ile Hz. Adem’in üzerine olsun) şahsında tezahür etmiştir. İşte bu ruh, üflenmiş ruh (ruhu’l-menfûh) diye ifade edilen ruhtur ki, Allah’ın hikmeti ile unsurların birleşmesinden ortaya çıkmış olan hayvanî ruhtan başkadır. Bu hayvanî ruh, yönetici (müdebbir) ruh ile ceset arasında bir vasıtadır. Bunu bil ve bu konuda hassas ol.
Bu yönetici ruh, yüce Allah’ın halifesi konumundaki ruhanî bir insandır. Bu ruhun, herkesin tabiatına uygun düşen ruhanî tecellilerin mazharı olan, şerefli, yüce, olgun ve olgunluk veren Mebde-i Feyyaz23’dan, olgunluğu tam olarak elde etme yeteneği vardır. Bu ruh, herkesin tabiatına uygun biçimde, kabiliyeti ve sanatı kadar (cesedi) idare eder ve engelleri ortadan kaldırır. Bir başka deyişle, bu insanî ruh, şanı yüce olan Allah’ın fiilî melekleri gibi büyük bir melektir. Bunu nasıl açıklayacağımız sorulursa, şöyle diyebiliriz: Kur’an’da “.. bir iş çevirenler hakkı için ...” ( naziat 5 ) ayetinde de belirtildiği gibi, en büyük melik olan Allah’ın, mutlaka hizmetçileri ve vezirleri olması gerekir. Fakat bu ruh, Emir Alemi’ne ait olup, cisim ve cismanî olmadığı gibi bedene de bağlı olmayan (müfarık) ve aynı zamanda Allah’ın yaratığı olan bir emir (varlık)’tır. Allah dilediğini yaratır ve mülkünde dilediğini yapar.
İnsanlardan her birinin tabiatı olması (muntabi’) sebebiyle bu varlığın ismi, öncekilere göre “Kâmil Tabiat” veya “İnsanlığa ait Küllî Nefs”tir. Bu yabancı kelimelerin25, Kâmil Tabiat ile hikemî ve emrî açıdan bir bağlantı ve alakası vardır. (Bu alaka sebebiyle) harflere, güzel isimlere ve bahir ayetlere boyun eğen melikler gibi, Kâmil Tabiat da bu isimlere boyun eğer. Aynı şekilde, Kehyan26 (a.s.)’ın ism-i celale, Uhaydır27’ın Fatiha Suresi’ne ve diğer bazı (isimlerin de belli ayet ve isimlere) ait kılınması da bunun gibidir. Bunları ancak işin erbabı olanlar bilir.
Bu iş ile uğraşan, riyazet şartına, iç ve dış temizliğine devam eden herkese gaybın sırları açılır. Bunun başlangıcı uykuda meydana gelir. Çünkü, duyular (havâs) uykuda atıl kaldığı için, (insan ruhu) bu sırları almağa müsait olur. Mebde-i Feyyaz’dan elde edilen sırlar kendisine verilir ve böylece insani ruh bedeni uygun şekilde yönetir. Aynen bunun gibi Kâmil Tabiat da, çocuğu eğitmeye başlayan hakîm bir öğretmen gibi, kişiyi idare edip, onu üstadı gibi hikmet sahibi bir ârif oluncaya kadar eğitir ve ona tedricî olarak bilgi verir. Şayet kişi kıt anlayış sahibi ise, onu (daha çok) anlayış sahibi yapar, ağır ve gevşek ise, ona kendiliğinden keskinlik ve gayret, düşünen nefsi için de mevcut olan diğer olgunluklar meydana getirir. Bu durum, işin ehli olanlar tarafından görülmüş (meşhud), bu şekilde yaygınlaşmış (meşhur) ve tecrübe edilmiştir. Bundan dolayı bazıları şöyle demişlerdir: “Halume-i Tıbâ’, sufilerce kalbin çocuğu (veled-i kalb)28 diye isimlendirilmiştir.” Bu ifade, açıklanabilirlikten uzak değildir. Çünkü kalbin çocuğu, Nakşibendî mutasavvıflara göre Mumennak’ı29 çokça zikretmek suretiyle elde edilir. Bu kelime, Allah’ın ismi veya nefy-ü isbatı30 olup başka bir şey değildir. Bu zikir kalbin başkası (masivâ) ile bağlantısını keser ve kalbde arılık hasıl eder. Böylece, müdebbir ruhanî nefs olan Kâmil Tabiat, kendisi ile irtibat kurar. Zira Kâmil Tabiat’ın nefs ile irtibatı, yaratılıştan geldiği için, tabiatının gerektirdiği hükme göre onu yönetir. Böylece nefs, olgun, ârif, zekî ve hikmet sahibi olur. Çünkü zahidlik ile takvâ, her hikmetin aslı ve her akıl ve korkunun başıdır.
Her ne kadar bununla ilgili rivayet ve sözler olsa da, bu şerefli isimlerin manasını bilmiyoruz. Bu konuda, pek de itibar edilmeyen bazı rivayetler bulunsa da, bize kadar kesin bir şekilde ulaşmamıştır. Ancak, Mecritî’nin Gaye isimli eserinde zikrettiği azîmet31 dışında, İmam Sühreverdî eş- Şehid (k.s.)’in, kendi eliyle yazılmış olan bir nüshada, şerefli bir azîmet buldum. Bu risâleyi, taleb ve nazar ehlinin faydalanabilmesi için aynen aktarıyorum.
23 İslâm Filozofları, Allah’a, "eşyaya vücûd veren" anlamında "el-Mebdeü'l-Feyyâz" ismini vermişlerdir. Yine İslâm filozoflarından bazısının iddiasına göre; el-Mebdeü'l-Feyyâz, İlk Akıl (el-Aklu’l-Evvel), bazısına göre ise onuncu akıl (el-Aklü'l-Âşir) olan Fa’al Akıl (el-Aklü'l-Fa'âl) dır.
24 En-Naziat, 5.
25 Daha önce bahsedilen Temâgis, Ba’deân, Yesevvâd, Vagdâs, Nugnâ, ve Gâdîs kelimeleri kastedilmektedir.
26 Kehyân olarak okuduğumuz bu kelimenin de hangi dile ait olduğu ve anlamı hakkında bir bilgimiz bulunmamaktadır.
27 Metinde, bu kelime harekeli olarak, bu şekilde yazılmıştır. Kelime anlamı itibariyle, küçük yeşil bir sinek veya göz hastalığı anlamına gelen Uhaydır kelimesinin, konumuz açısından ne anlama geldiği hususunda bir şey söyleyemiyoruz. Ancak özel bir isim olduğunu tahmin edebiliyoruz. Zaten yazar da, parağrafın son cümlesinde, bunların esrarlı kelimeler olduğunu belirtiyor.


İlim bir noktaydı cahiller onu çoğalttı.
Hak Sever isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-02-2014, 13:18   #3 (permalink)
Hurani

Avatar Yok
 



Mesajlar: n/a
Konular: 0


Standart

Bu tur davetler le ugrasan arkadaslara kucuk bir uyarim olucak,
bu tur davetlere baslamadan once kendinizi hazirlamaniz gerekiyor, hazirlik 14 gun yada 17 gun orucla yada sadece sebze maddeleri yemekle olmaz. Hazirlik belli zaman alan once insanin kendisini ruhsal olarak hazirlamasi, yasanti seklini, dusunce seklini hazirlamasi gerekmektedir. Bu tur hazirliklar yapilirken kisi derin bir arastirma icine girerekten kendisini bilgilendirmeli ve nefsini temizlemelidir. Bu tur ugrasilar paldir kuldur, kisisel hirs amaclar icin karar verilip baslanirsa, hic birsey elde edilmiycegini bunun yanisira yasantinizda bir cok hosnut olmuycak olaylara sebeb olabilirsiniz.
Melekler zaten herzaman bizlerledir, kalbinizi buyuk bir saflik ve bencilsizlikle acip davetinizi sadece kendi cikarlariniz icindegil butun insanlik icin yaparsaniz belkki cukuk bir isik gorebilirsiniz.
Hz Suleymanin tecrubelerini okuyanlar bu konulari daha iyi anlaya bilirler.
Lutfen cok dikkatli olunuz ve guvercin yakaliycam diye elinizdeki serceden olmayiniz!!!!

Konu zeinarda tarafından (02-10-2014 Saat 19:14 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 02-02-2014, 16:00   #4 (permalink)

 
ahyed - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Feb 2014


Mesajlar: 1
Konular: 0

Karma Puanı: 2

Standart

Bilgi ararken rast geldiğim ve ilgimi çeken bir konuydu açılan konu gerçekten faydalı ama Seyyid Muhammed Hakim adı altında yapılan yoruma takıldım , kişiyi araştırdım bu şii kökenli birisi ve verdiği bilgiler tamamen zıt bilgiler olmuş bu konuda müsadenizle sizlere bir paylaşımda ben eklemek itiyorum değerli bir hocanın paylaşımı ve bilgisi ...

Formun birinde okudum onun için yazmak zorunda kaldım. İlhami ilimler zahir ilimlerden üstün ve en üstün ilimlerdir diye. Kesinlikle yanlış, hiçbir ilhami ilim zahir ilimlerden üstün değildir.

yeryüzündeki en üstün ilim M. V. ilmidir. Bir M. V. İlmi Alimi tüm havas kitaplarına bedel kitabı 2 saatte yazar. Bir M. V. İlmi Alimi istediği hadim ve hüddamı çok rahat kontrolü altına alır. M. V. İlmi Alimlerinden sonra M.S. Alimleri gelir. Bunlar tüm ruhani varlıkları ve gizli ilimleri yönetirler. M. S Alimlerinden sonra D. S Alimleri gelir. Bunlar cinler dünyasına hakimdirler. Ondan sonra İ. İ. Alimleri gelir. Bunlar da D.S. Alimler gibi cinler dünyasına Hakimdirler. Keşf Ehli İ.İ Alimlerinden sadece bir parçadır ve Keşf İlmi İ.İ İlminden sadece bir parçadır. İlhamla gelen ilimler ise keşf ilminden bir parçadır.

İlhamla gelen ilmin nerden kimden geldiğini bilemezsin sadece Allah 'tan Olduğunu kabul edersin ama bu bir zandır. Hem Allah 'a zanla yaklaşmış olursun hemde ilme. Hadisi Şerif Emridir Zanlarınızla hareket etmeyiniz, zanla hareket etmek günahtır.
Hani şeyhnur hocaya bazı alimler gördüğü Peygamber Efendimiz 'dir demişti ya, Peygamber Efendimiz şeyhnur ile rüyalarında flörtmü etti yani sevgili hayatımı yaşadı Haşa. Bakara Suresi Ayet 102 de Emreder ki

Bakara 102 - Tuttular da Süleyman mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeyin ardına düştüler. Halbuki Süleyman inkâr edip kâfir olmadı, lakin o şeytanlar kâfirlik ettiler; insanlara sihir öğretiyorlar ve Bâbil'de Harut ve Marut'a, bu iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o ikisi "biz ancak ve ancak sizi denemek için gönderildik, sakın sihir yapıp da kâfir olmayın!" demeden kimseye birşey öğretmezlerdi. İşte bunlardan karı ile kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Fakat Allah'ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar verebilecek değillerdi. Kendi kendilerine zarar verecek ve bir fayda sağlamayacak bir şey öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu her kim satın alırsa, onu alanın ahirette bir nasibi olmayacağını da çok iyi biliyorlardı. Hakkiyle bilselerdi, uğruna canlarını sattıkları şey ne çirkin bir şeydi.

Peki şeytanlar insanlara sihri nasıl öğretiyorlardı, gözükerekmi, insan kılığına girerekmi. Hayır onlarda vesvese, ilham ve keşf yollarını kullanarak insanlara sihri öğretiyorlardı.

Anlamanız için size iki örnek daha vereceğim, aynı Havas İlmi Alimlerinden Pir Muhyiddini Arabi hazretleri Çok Büyük Bir Alim ve Evliya 'dır ama şeyh Ahmet El Buni şeytanların oyunlarına düşmüş bir insandır. Ama şeytanların oynuna düştü diye keşfi ve ilhamı kesilmemiştir.

Hiçbirşey bilmiyorsunuz, sadece biliyormuş gibi ahkam kesiyorsunuz. Yapmayın.
Hadimlerin yarısından çoğu zaten şeytanidir.Padişah Ebu Yusuf yada Namı Değer Mürre Müslüman Cinlerin Padişahı ve Cin Suresinin Hadimidir. Ama yedi padişaha bağlıdır. Onu yöneten yedi padişahtan Padişah meymunun hırıstiyan olduğu yönünde rivayet vardır peki bu nasıl oluyor. Müslüman bir hadimin reisi hırıstiyan bir cin padişahı nasıl oluyor.

Başka bir örnek vereyim
Esmayı Halumiye Melekleri denilen beş ilmin hadimi şeytanidir. Dikkat edin insanlar melek kabul etti diye kimse melek olmuyor, Müslüman dedi diye kimse Müslüman olmuyor. Bilmediğiniz varlıklara sırf sizle irtibat kurdular yada keşfinize haklarında bilgi geldi diye Müslüman diyemezsiniz. Bu sadece sizin hatanız ve insanları yanıltmanızdır.

Konu zeinarda tarafından (02-02-2014 Saat 22:00 ) değiştirilmiştir..
ahyed isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-10-2014, 18:49   #5 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Feb 2014


Mesajlar: 29
Konular: 1

Karma Puanı: 2

Standart

Bilgiler için teşekkür ederiz. Sayın ahyed eğer şii Seyyid Muhammed Hakimin şii kökenli olmasına bakarsanız, ebced hesabıda kabala kökenlidir. Asıl adı gematriadır. Bediizaman Said Nursinin bahsettiği cevşeni kebir de şii kökenlidir. Yine aynı zatın bahsettiği celcelutiye ise süryanicedir. Yani kökü süryanilere dayanır.
Kökende3n dolayı yanlışlık arasak ebced hesabıda, cevşeni kebirde, celcelutiyede yanlış ve hatalıdır. Kim tarafından bildirildiğine bakarsak şii kökenli duayı aklımıza yatan insan büyük dua yatmayan insan ise şeytani dua yapamaz. İşte burda sizin dediğiniz değerli hoca ulvi hocanın sözü gerçekleşir.
Dikkat edin insanlar melek kabul etti diye kimse melek olmuyor, Müslüman dedi diye kimse Müslüman olmuyor. Bilmediğiniz varlıklara sırf sizle irtibat kurdular yada keşfinize haklarında bilgi geldi diye Müslüman diyemezsiniz. Bu sadece sizin hatanız ve insanları yanıltmanızdır.
Bediizaman said nurside ilham ehlidir ve şii kökenli bir duayla, kabala asıllı ebced hesabını, süryani kökenli celcelutiyeyi dinin esası gibi, büyük dua gibi, ismi azam gösterebilmektidir.
Hak Sever isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-10-2014, 19:16   #6 (permalink)

 
zeinarda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Oct 2012


Mesajlar: 1.884
Konular: 657

Karma Puanı: 2

Standart

Ayetlerde:

Ve mineş şeyatîni mey yeğusune lehu ve ya’melune amelen dune zalik, ve kunna lehum hafizîn.

Bir de şeytanlardan, Süleyman için dalgıçlık eden ve daha bundan başka işler yapanları da onun emrine verdik. Hep onları zapteden bizdik. (Enbiya 82)





Ve kalu la tezerunne alihetekum ve la tezerunne veddev ve la suva’an ve la yeğuse ve ye’uka ve nesra.

Şöyle dediler: ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd’i, Süvâ’ı, Yeğûs’u, Ye’ûk’u ve Nesr’i hiç bırakmayın.” (Nuh 23)



Veş şeyatîne kullu bennaiv ve ğavvâs.

Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı ( Sad 37)




Ayetlerde de görüleceği üzere bunlar Nuh a.s kavminin şeytan tarafından kandırılıp rivayete göre içlerinde bu isimlerde bulunan bazı iyi kimselerin hatırası kaybolmasın diye Şeytanın gelip bu isimlerde ki şahısların adına birer put yapması ve halkın zamanla bunlara tapınması vardır.
Daha sonra Süleyman a.s cinlere hükmetme tasarrufu verildiğinde bu isimdeki şeytanları da Rabbimiz onun hizmetine vermiştir. Anlayanlara bu bilgilerde yeterlidir sanırım.

Allah esmasının Tersden birkaç bin defa zikredilmesi bunların gelmesi için yeter de artar bile. Çünkü Halumiye ismi verilmesi bundandır Allah c.c. lafzı tersden okununca Halla olur ki iblisin tasarrufta kullandığı isimlerden biri işte budur
zeinarda isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-10-2014, 20:24   #7 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Feb 2014


Mesajlar: 29
Konular: 1

Karma Puanı: 2

Standart

Sayın zeinarda isim benzetmeleri üzerine yapılmış yorumlara verilebilecek tek bir cevap vardır ilim bir noktaydı cahiller onu çoğalttı.
halumiyede tek Lam vardır Allah isminin tersinde çift lam vardır şedde öğesi. Halumiye Allah isminin tersi ise Halim ismi şerifide Allah isminin tersidir. Belkide Halumiye değil Halimiyedir gerçek söylenişi, halk arasında zamanla değişmiştir.

Halla cı mansur evliya değilmiydi, şeytanlaramı tapardı. Bakın lakabı bile Allah isminin tersi.

Sayın zeinerda şimdiye kadar dinleri alim ve evliya bilinen insanları kurtarma çabası bozmuştur. Din kişilere uydurulmaz, kişiler dine uymakla mükelleftir. Dalgıçlık yapan beş şeytandan arslan suretinde gelmesi sizce normalmi.
Hadisi şerifte derki '' "Öfke şeytandandır, şeytan ateşten yaratılmıştır. Ateş ancak su ile söndürülür, o halde öfkelendiğiniz zaman onu yenmek için abdest alınız." ( Ebu Davud, Edeb, 3. )

Ama burda diyorsunuz ki Bir de şeytanlardan, Süleyman için dalgıçlık eden ve daha bundan başka işler yapanları da onun emrine verdik. Hep onları zapteden bizdik. (Enbiya 82)

Dalgıçlık eden derken neye dalgıçlık eden hiç düşündünüz mü, hadise göre su olmaması gerekir.

Ayetlerdeki isimleri benzeterek bu budur, şu şudur demek sadece olmaması gereken bir hatadır.
Hak Sever isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-10-2014, 21:48   #8 (permalink)

 
zeinarda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Oct 2012


Mesajlar: 1.884
Konular: 657

Karma Puanı: 2

Standart

Haksever,savunduğum bir fikir değil,üyelerimizi bilgilendirirken her görüşten alıntı yapmalıyız ki konu iyice anlaşılsın.....Aktardığım bilgi de benim kendi tesbitim değil,görüldüğü üzre sadece alıntı.....
zeinarda isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-10-2014, 21:52   #9 (permalink)

Avatar Yok
 

Üyelik tarihi: Feb 2014


Mesajlar: 29
Konular: 1

Karma Puanı: 2

Standart

Haklısınız, sayın zeinerda, bakış açınız gerçekten konuyu zenginleştirecek türden. Teşekkür ederiz.
Hak Sever isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:58.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner