Ruhani  

Go Back   Ruhani > Gizli İlimler > Havas İlmi Genel Bilgiler
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 02-01-2013, 19:43   #1 (permalink)

 
SUMASALI - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Oct 2012


Mesajlar: 812
Konular: 257

Karma Puanı: 2

Standart Günlük zikir dua ve ameller

Kulun, her gece ve gündüz için belirlediği bir virdi olmalıdır. Bunun en azı hadisi şeriflerde yer alan zikir çeşitlerinden birinin dokuz yüz defa okunmasıdır. Mesela bunlardan birisi şu tesbihtir:



Kim bunu günde yüz defa okursa, Rasulullah (s.a.v)’dan rivayet edilen bir hadise göre; o gün, kimse kendisinden faziletli bir amel yapmamış olur.442


Aşağıdaki tesbihat, her gün ve her gecede yüzer defa okunmalıdır. Daha fazla okunursa ayrı bir fazilet olur. Bunlar, kişi için günlük olarak belirlenmiş bir vird olmalıdır.

Yüz defa: Sübhânellahi velhamdü lillahi ve lâ ilâhe illallâhu vellahu Ekber ve Tebârekellahu

Yüz defa: Allahümme Salli Alâ Muhammedin Abdike ve Nebiyyike ve Rasûliken-Nebiyyil-Ümmiyyi

Yüz defa: Esteğfirullahel-Hayyel-Kayyûm ve Es’elühüt-Tevbete

Yüz defa: Sübhânellahil-Azîm ve bihamdih

Yüz defa: Lâ ilâhe illallâhul-Melikül-Hakkul-Mübîn

Yüz defa: Mâ şâ Allah lâ kuvvete illa billah

Sahabe-i Kiram arasında günlük virdi on iki bin tesbih olanlar olduğu gibi, Tabiun içerisinde de günlük virdi, otuz bin tesbih olanlar vardı.

İbrahim b. Edhem, Abdal’ın birinin şöyle dediğini rivayet etmiştir:

“Bir gece kalkıp deniz kenarında namaz kılmaya başladım. Yüksek sesle yapılan bir tesbih duyuyor ama, hiç kimseyi göremiyordum. Bunun üzerine: “Sen kimsin, sesini duyuyor ama seni göremiyorum?” dedim. Şu cevabı verdi:

“Ben, yaratıldığımdan beri, bu denizde işittiğin tesbihatı yapmakla Allah tarafından görevlendirilmiş bir meleğim.” Ben: Peki, ismin nedir? Dedim: “Muheyhuyâîl” karşılığını verdi. Bu tesbihatı yapanın alacağı sevap nedir? diye sordum. Şöyle dedi: “Bunu yüz defa okuyan kimse, cenneti görmeden veya cennet kendisine gösterilmeden ölmez.” Tesbihat şudur:



Kulun, belirli bir namaz virdinin olması güzeldir. Nitekim Tabiûn’dan günlük namaz virdi üçyüz, dört yüz rekat olanlar vardır. Hatta onlardan bazıları günlük olarak altı yüz ila bin rekat namaz kılıyordu. Günlük namazla ilgili rivayetlere göre en azı, yüz rekattır.

Kürz b. Vebre Mekke’de ikamet ediyordu. Her gün ve her gece Kabe-i Muazzama’yı yetmiş defa tavaf ediyordu. Bunu hesap ettik, on fersahlık bir yol kadar olduğunu gördük. Bu kadar tavaf esnasında, ayrıca ikiyüz seksen rekat namaz kıldığı da malumdur. Bu arada her gün ve her gece birer hatim indiriyordu.

Hişam b. Urve şöyle demiştir: “Babam günlük olarak belirlediği Kur’an hizbini okuduğu gibi, tesbih virdini de hiç aksatmıyordu.”

Beş vakit namazdan sonraki yüz tesbihatı ve yatmadan önce okunan yüz tesbihatı terk etmemelidir.

Ayrıca her sabah ve akşam “göklerin ve yerlerin anahtarları Onundur.”443
ayeti ile ilgili olarak rivayet edilen tesbihatı okumaya devam etmelidir. Çünkü, bunun büyük sevabı vardır. Rivayet edildiğine göre Hz. Osman, Hz. Rasulullah’a (s.a.v) bu ayetin tefsirinden sorunca Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu:

“Şu ana kadar, bana kimsenin sormadığı bir şeyden sordun. Bu anahtarlar şu zikirlerdir:



“Kim, bunu akşam ve sabah, on defa okursa, kendisine altı haslet verilir:

1- İblis ve ordusundan korunur.
2- Kendisine çok fazla ecir ve sevap verilir.
3- Cennet derecesi bir kat daha yükseltilir.
4- Yüce Allah onu hurilerle evlendirir.
5- Ölümü anında oniki melek hazır olur.
6- Hac ve umre yapmış gibi sevap kazanır.”
444


Bu ayetin tefsiri ile ilgili bize, başka bir kavil nakledilmiştir. Bu rivayette, “cennet ehlinin hazinesi” ifadesi yer almaktadır. Bu, ona ilave edilirse; rivayetler cem edilmiş ve iki fazilet elde edilmiş olur. Bunu, Abdurrahman b. Leyla, Osman b. Affan’dan rivayet etmiştir. Buna göre; Hz. Osman, Nebî’ye (s.a) bir takım meseleler sordu ve O bunları cevaplandırdı. Bu arada Ona: “Göklerin ve yerin anahtarları nedir?” diye sordu. Rasululah şöyle buyurdu:

“Kulun şunları okumasıdır:

Lâ ilâhe illallah Muhammedür-rasulullah Cennet ehlinin hazinesine gelince, o kulun şu duayı okumasıdır.




Sonra Rasulullah (s.a.v) Hz. Osman’a şöyle buyurdu:

”Ey Osman! Kim bunu her gün on defa okursa, kendisine altı haslet verilir: Cenab-ı Hak onu İblis’ten ve yandaşlarından muhafaza eder. Şehit olarak vefat eder. Cenab-ı Hak ona cennette bir saray inşa eder. Sanki Tevrat’ı, İncil’i, Zebur’u ve Kur’an’ı okumuş gibi sevap kazanır. Ayrıca İsmail (a.s) evladından sekiz köleyi Allah rızası için azat etmiş gibi sevap elde eder.”445


Sâffat suresinin son üç ayeti ile Rûm suresinin 17-18 ve 19. ayetlerini her farz veya nafile namazda okur. Çünkü bunda, büyük sevap vardır.

Ayrıca her gün, erkek ve kadın müminler için elli defa istiğfar eder. Bunun yirmi beşini sabahleyin, yirmi beşini de defa akşamleyin yapar. Bu konuda rivayet edilen bir habere göre, buna devam edenler, Abdal’den446 yazılırlar. Bize nakledilen bir rivayete göre, okunacak istiğfar duası şudur:



Bu istiğfarı, teşehhüd esnasında da okuyabilir. Her on defa okumasında, şu duayı ilave eder:

“Allahüme’slıh ümmete Muhammedin, Allahüme’rham ümmete Muhammedin, Allahümme ferric an ümmeti Muhammedin (s.a.v)”

Denilir ki: “Kim, bunu her gün okursa, kendisine Abdal’ın sevabı yazılır.”

Akşam ve sabah şu duayı üç defa okur:



Bunu okumakla, vücudunun günlük şükür görevini yerine getirmiş olur.
Kişi, uykudan uyandığında ve her uykuya yatmak istediğinde şu duayı okumalıdır:



Bunu okuyan, Allah tarafından korunur ve şeytandan muhafaza edilir. Rivayet edildiğine göre, kim bu duayı Arefe günü güneş batmadan önce, yüz defa okursa yüce Allah, Arş’ın üzerinden şöyle seslenir:

“Beni razı ettin, Bana da seni razı etmek hak oldu. Artık ne istersen iste, sana vereceğim.”

Şu duayı, her akşam ve sabah yedi defa okumalıdır:

Hasbiyellahu Lâ ilâhe illa Hû aleyhi tevekkeltü vehüve Rabbü’l-Arşil Azim.447

Bunu okuduktan sonra, yedi defa Cenab-ı Hak’tan Cennet’i ister ve Cehennem’den O’na sığınır.

Ezan okunurken, müezzinin söylediklerini aynen tekrar etmeli ve ezandan sonra şu duayı okumalıdır:
448



Eğer okunan ezan sabah veya akşam ezanı ise , bu duaya şunu ilave eder.449



Bundan sonra, istediği şeyler hakkında Cenab-ı Hakk’a dua ve niyazda bulunur. Ezan ile kamet arasını, dua ve namaz konusunda bir ganimet bilmelidir. Bu, müstehaptır. Aşağıdaki duayı, kıymetini bilerek okumaya devam etmeli, bunu kendisi için bir şiar edinmelidir. Bu dua, Ebdal’ın kendi aralarında okudukları ve hiç terk etmedikleri bir duadır:



Zikrettiğimiz bu duaların faziletleri hakkında Rasulullah’dan (s.a.v) bir çok haber nakledilmiştir. Ayrıca bu konuda Sahabe-i Kiram’dan ve Tabiun’den gelen rivayetler de vardır. Konumuz, bunların faziletlerini zikretmek olmadığından, bu kadarla yetiniyoruz. Çünkü bizim maksadımız, amel etmek isteyenler için yapılacak zikirleri açıklamaktır.

Kişi, gece veya gündüz uykudan her uyandığında misvak kullanmayı ihmal etmemelidir. Denilir ki misvak, oruç tutanın en hayırlı hasletidir. Ancak ikindiden sonra misvak kullanmaz. Çünkü, ondan sonra kullanılması oruçlu için mekruhtur.
Bir hadiste şöyle buyrulmuştur:

“Ağzınızı misvakla temizleyiniz. Çünkü ağız Kur’an’ın çıkış yoludur.”450


Bir başka hadisi şerifte:

“Misvak, ağzı temizler ve Cenab-ı Hakk’ın rızasına vesile olur.”451
buyurulmuştur. Yine bir haberde:

“Misvak kullanılarak kılınan namaz, misvaksız kılınan namazdan yetmiş kat daha fazla sevaplıdır.” 452
Buyrulmuştur.

Misvağın kesin olarak kullanılması için dört vakit vardır: Oruç tutanlar için zevalden önce, cuma günü guslettikten sonra, gece namaza kalktığında ve sabahleyin uykudan uyandığında.

Selef, her müslümanın gece ve gündüz bir lokma veya bir hurma ile olsa da, sadaka vermesini müstehap görüyorlardı. Nitekim, onlardan bazıları, bir soğan, bir iplik bile veriyorlardı. Çünkü, eserde şöyle varid olmuştur:

“Kişi kıyamet gününde, verdiği sadakaların gölgesinde olacaktır. Yüce Allah devamlı olarak verilen az sadakalara çok sevap verir. Az olup da devamlı olan sadaka, çok olup da arkası gelmeyen sadakadan daha sevimlidir.”

---------------

Devamı...



Nitekim Yüce Allah, ayette, önce verip daha sonra bundan vazgeçeni, kınayarak şöyle buyurmaktadır:

“Azıcık verip, sonra keser.”453
Yani, az verip arkasını keser. Devamlı oluş, cennet nimetlerine aittir. Dünya nimetlerinin bu vasıfta olmaması, onların bir kusurudur. Bu durum, iyice düşünüldüğünde şu ayetten anlaşılmaktadır:

“Onlar tükenmeyen, arkası kesilmeyen ve kendilerinden men edilmeyen meyveler içindedirler ”454


Sizler, cennet nimetlerine rağbet ederek dünya nimetlerinden yüz çeviriniz. Çünkü bunlar, kısa süreli ve çoğu sizden esirgenen nimetlerdir.

Selefin ahlakından biri de, isteyeni boş çevirmemektir. Az olsa da, isteyene mutlaka bir şey verirlerdi. Çünkü Rasulullah (s.a), şöyle buyurmuştur:

“Yarım hurma dahi sadaka ile de olsa kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz.”455


Yani, yarım hurmayı sadaka vererek kendinizi ateşten koruyunuz. Efendimiz (s.a.v) diğer bir hadislerinde şöyle buyurmuştur:

“Gümüşle işlenmiş eğerli bir at üzerinde gelse bile, isteyenin hakkı vardır (onu boş çevirmeyiniz).”456
Başka bir hadislerinde de:

“İsteyeni boş çevirmeyin. Az bir şey olsa bile verin”457
buyurmuştur.

Hz. Aişe’ye, bir dilenci geldi. Bir şeyler istedi. O da, yanında bulunan tek bir üzüm tanesini verdi. Orada olanlar birbirlerine baktılar. Bunun üzerine onlara: “Buna niye şaşırıyorsunuz. Bu üzümde, hesaba konacak bir çok zerre vardır.”458
dedi.

Onların ahlaklarından biri de, kimseden bir şey istememeleridir Bununla birlikte kendilerine mubah bir şey teklif olunduğunda ona hayır dememezlerdi. Çünkü onlar, muhalefet etmeyi hoş görmez, ama uyum ve birlik içinde olmayı severlerdi. Bu, Rasulullah’ın (s.a.v) ahlakıdır. Çünkü, O’ndan bir şey istenildiğinde hiç “hayır” dememiştir. Eğer istenilen şeyi vermeye gücü yetmiyorsa, sessiz kalır, ona yine hayır demezdi.

Onlar, bu konuda bir kalb gibi olup, hayırlarda birlik hâlinde hareket ediyorlardı.

Onların ahlaklarından biri de, diğerlerinin görüşünü almadan, zoraki emir vermemekti. Onlardan hiç bir kimse başkalarını bırakıp nefislerini tercih etmezlerdi.

Yüce Allah ayeti kerimede salihlerin bu sıfatını şöyle anlatmıştır:

“Onların işleri, aralarında istişare ve danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan başkalarına harcarlar.”459


Yani işlerini istişare ile yürütürler. Onu içlerinden birkaç kişiye havale etmezler.

Kulun günü içinde şu dört ameli yapması müstehaptır: Oruç tutmak, sadaka vermek, hastaları ziyaret etmek ve cenazeye katılmak. Bu, müridlerin yoludur. Onlar bu tür işlere büyük bir istekle koşarlar. Bir hadiste, bu amelleri yapan kimsenin günahlarının affedileceği bildirilmiştir. Başka bir rivayette ise: “O kimse, cennete girer.”460
buyurulmuştur. Yalnız üçünü veya ikisini yapabilen kimselere, güzel niyetlerinden dolayı hepsini yapmış gibi sevap verilir.

Kul namazları cemaatle kılmayı hiç bırakmamalıdır. Özellikle ezanı işittiğinde veya mescidin civarında bulunduğunda, namazlarını hep cemaatle kılmalıdır. Mescidin civarında bulunmak demek, evi ile mescit arasında, üç evin bulunması demektir. Namaz kılmada en evla olan mescit, en yakın olan mescittir. Ancak daha fazla adım atması veya imamının daha faziletli olması gibi sebeplerle, uzak bir mescide gitmeyi tercih edebilir. Çünkü faziletli bir imamın peşinde namaz kılmak daha faziletlidir. Ayrıca o mescitte de namaz kılmayı, böylece o mescidin imar edilmesini düşünmesi de, oraya gitmeyi tercih etmede geçerli bir sebeptir.
Saîd b. el-Müseyyeb şöyle demiştir: “Beş vakit namazı cemaatle kılan kimse, karaları ve denizleri ibadetle doldurmuştur.”
Her namaz için, vakti girmeden önce abdest alır. Çünkü bu, namazları muhafaza etmek ve onu güzel korumak demektir.
Ebu’d-Derda, yemin ettiği pek duyulmadığı halde şöyle demiştir:

“Allah’a yeminle söylerim ki, şu üç amel Allah’ın en çok sevdiği işlerdendir. Sadaka vermek, cemaatle namaz kılmak üzere mescide gitmek ve insanlar arasını ıslah etmeye çalışmak.”

Camiye veya eve her girildiğinde iki rekat namaz kılınması müstehaptır. Nitekim bu, salihlerin amellerindendir. Kul evinden her çıktığında da iki rekat namaz kılar. Selef, abdest almadan evlerinden çıkmazlardı. Kulun abdesti her bozulduğunda, yeniden abdest alması müstehaptır. Her abdest aldığında da, iki rekat namaz kılar. Bunların hepsi, salihlerin amellerindendir. Abdestli iken vefat eden kimse, şehadet mertebesine ulaşır.

Evinden çıktığında şu duayı okumalıdır:
461



Bundan sonra, Fatiha, Felak ve Nâs surelerini okur.

Dört rekat kuşluk namazını terk etmemelidir. Bu miktarı artırarak sekiz veya oniki rekat da kılabilir. Ama bundan fazla artırmaz. İbadet etme şevki varsa, rekatları uzunca tutabilir. Bir yorgunluk hissederse, bunları kısaltır. Bu namazlarda zamm-ı süre olarak Şems, ve Duhâ sürelerini, Bakara süresinin ve Haşr süresinin son ayetlerini okur. Bundan sonra kuşluk vaktine tahsis edilen virdinin dışında dilediği kadar nafile namaz kılabilir. Çünkü bu vakit için belirlediği virdine devam etmesi lazımdır. Hz. Aîşe’den rivayet edilen bir hadiste, Hz. Peygamber’in (s.a) kuşluk namazını dört rekat olarak kıldığı ve bazen bunu artırdığı yer almaktadır.462


Bir hadis-i kudside şöyle buyrulmaktadır:

“Ey Ademoğlu! Benim için günün ilk kısmında (kuşluk vaktinde) dört rekat namaz kıl ki, sonunda sana kafi geleyim.”463


Ebu Tâlib’in kızı Ümmü Hânî’nin rivayet ettiği bir hadise göre; Hz. Peygamber (s.a.v), kuşluk namazını sekiz rekat kılmıştır.464

Bir hadiste şöyle buyrulmuştur:

“Ademoğlunun her sabah vücudundaki her organ ve eklem için bir sadaka vermesi gerekir. Onun vücudunda da üçyüz altmış mafsal bulunur. Bil ki, iyiliği emretmen bir sadakadır. Kötülükten sakındırman bir sadakadır. Zayıfa yardımcı olman bir sadakadır. Birisine yol göstermen bir sadakadır. Yoldan eziyet verici bir şeyi gidermen bir sadakadır. “Sübhanellah” demen bir sadakadır. “Lâilâheillellah” demen bir sadakaatır. Kuşluk vaktinde kılacağın iki rekat bir namaz ise, bunların hepsinin yerine geçer. Veya bunların hepsini içinde toplar.”465


Geçmiş alimlerin özelliklerinden biri de, sabah mescide erken gidip orada, namazı beklemeleri idi. Bunu pek faziletli görüyorlardı.

Tabiun’dan biri şöyle demiştir: “Fecir doğmadan önce camiye gittim. Ebu Hureyre’nin benden önce geldiğini gördüm. Bana şöyle dedi: “Ey kardeşim oğlu! Bu saatte seni evinden çıkarıp buraya getiren sebep nedir? “Sabah namazı için mi geldin? dedim. Bunun üzerine şöyle dedi: “Sana müjdeliyorum ki, bizler erkenden çıkıp camiye gitmemizi ve orada oturup sabah namazını beklememizi, Allah yolunda cihad etmeye veya Reaulullah’ın yanında cihatta bulunmaya denk sayıyorduk.”

Duaların makbul olacağı ümit edilen vakitlerin en faziletlileri dört tanedir. Bunlar seher vakti, güneşin doğduğu vakit, güneşin battığı vakit ve ezan ile ikamet arasındaki vakitlerdir. Gece ve gündüzün en faziletli vakitleri ise, farz namazların kılındığı vakitlerdir.

Cenab-ı Hakk’a dua edildiğinde, Esmaü’l-Hüsna’sının manası ile dua edilmelidir. Çünkü onlar Yüce Allah’ın sıfatlarıdır. Onlarla dua yapılmasını Cenab-ı Hakk sever. Hem Allah Teala, kullar bunları bilinsinler ve onlarla dua edilsin diye sıfatlarını açıklamıştır. Dua ederken mesela şöyle dua edebilir:

Ya Cebbâr, icbir kalbî: Ey her şeye hükmü geçen Allahım! kalbimi ıslah et, yaralarını sar.
Ya Ğeffâr, iğfir zenbî: Ey çok affedici Allahım! Günahımı affet.
Ya Rahman, irhamnî: Ey cok acıyıcı Allahım! Bana acı, beni himayene al.
Ya Tevvâb, tüb aleyye: Ey tövbeleri kabul eden Allahım! Benim tövbemi kabul buyur.
Ya Selâm, sellimnî: Ey kullarına emniyet ve güven veren Allahım! Beni dünya ve ahiret sıkıntılarından kurtar.

Cenab-ı Hakk’a, doksan dokuz ismiyle her gün ve her gece dua edilmesi müstehaptır. Rivayet edildiğine göre; Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“Kim, Cenab-ı Hakk’ın isimlerini sayarsa cennete girer.”466
Esmau’l-Hüsna muhtelif ayetlerde yer almaktadır. Kim bunları kesin bir şekilde inanarak okursa Kur’an’ı hatmetmiş gibi sevap alır. Böyle okunmaları zor gelirse, o zaman bunları nasıl ezberlemiş ise, öyle okur. Çünkü Esma-ı İlâhî’yi Kur’an’daki sıralarına göre okumak şart değildir. Mesela; alfabetik bir sıra ile onları okuyabilir. Buna göre, önce elifle başlayanları, sonra sıra ile diğerlerini okuyabilir. Mesela:

Ya Allah, Ya Evvelü, Ya Âhiru, Ya Bâriu şeklinde sıralayabilir.

Eğer aynı harfle başlayan isimlerden bir veya bir kaçını hatırlayamazsa, diğer harfe geçer ve böylece kendisi için kolay olan şekilde okumaya devam eder. Eğer bu şekilde zikrettiği ilahi simler, doksan dokuz tane olursa bu yeterli olur, Çünkü sayıyı tamamlamıştır. Böylece hadiste müjdelenen fazileti elde etmiş olur.

TESBİH NAMAZI


Tesbih namazının, biri gecesinde biri de gündüzünde olmak üzere cuma günü iki defa kılması müstehaptır. Bu namaz dört rekatlı olup, üçyüz tesbihten meydana gelir. Gündüz kılındığında, iki rekat sonunda selam verilmez. Gece kılındığında ise, ikişer rekatlar halinde kılınır. Selef-i salihin bu namazı kılıyor ve bereketini görüyorlardı. Onun faziletini aralarında konuşup kılınmasına teşvik ediyorlardı. Bu konuda bize iki rivayet ulaşmıştır. Bunların biri, Hakem b. Ebân’ın İkrime’den, o da İbn Abbas’tan rivayet ettiği şu hadistir. Rasulullah (s.a.v), Abbas b. Abdulmuttalib’e şöyle buyurmuştur:

“Sana birşey vereyim, bir şey hediye edeyim mi? Onu yaptığında Allah, senin günahlarını, ilk günahlarını, son günahlarını, eskisini, yenisini, yanlışlıkla yaptığını, kasden yaptığını, gizlisini ve açığını hepsini affeder: Sen dört rekat namaz kılarsın. Her rekatında Fatiha’yı ve bir zammı süreyi okursun, bundan sonra kıyam halinde on beş defa:

Sübhânellahi velhamdü lillahi ve lâ ilâhe illallahu vellahü Ekber tesbihini söylersin. Sonra Allahu ekber der rükûa gider, orada bunu, on defa söylersin. Sonra secdeye varır, on defa secdede söylersin. On defa secdeden kalktığında aradaki oturuşta söylersin., On defa tekrar secdeye gittiğinde söylersin. Sonra secdeden kalkıp oturur ve yine on defa söylersin. Sonra ayağa kalkarsın. Böylece her rekatta yetmiş beş tesbih getirmiş olursun. Diğer rekatları da, aynı şekilde kılarsın.

Bu namazı her gün kılman mümkün ise kıl, eğer kılamazsan her cuma günü kıl, bunu da yapamazsan her ay; yapamazsan senede bir; yapamazsan ömründe bir defa bu namazı kıl” buyurdu.467

Ebu Davud es-Sicistanî’ demiştir ki: Tesbih namazı hakkında gelen rivayetlerin en sahihi budur.

Diğer bir haberde ise şöyle buyurulur:

“Tesbih namazını kılan bir kimse, iftitah tekbirinden sonra sübhanekeyi oku. Peşinden onbeş defa tesbih getirir. Sonra Fatiha ve bir süre okur. Bunun ardından on defa tesbih getirir. Böylece kıyamında yirmi beş defa tesbih getirmiş olur. Sonra rükûa varır. Anlatıldığı gibi devam eder. Ancak ikinci secdeden kalkılınca iki rekat arasında tesbih getirmez. Son oturuşta da tesbih getirmez.”

Abdullah b. Zeyyad b. Sem’an’ın, Muaviye b. Abdullah b. Cafer’in babasından rivayet ettiğine göre, Hz Peygamber (s.a.v), ona tesbih namazını öğretmiş ve şöyle buyurmuştur: “Tekbir alarak namaza başlarsın.” Sonra ona, yukarıdaki şekliyle namazı anlattı.
Bu rivayette tesbihe şu ilave vardır:

Velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm

Peşinden: “Bunu, onbeş defa söylersin” buyurdu. İkinci secdeden sonra kıyam esnasında tesbih okumasını zikretmedi. Bu rivayet, iki vecihten dolayı bana daha sevimli gelmektedir.

Bu, Abdullah b. Mübarek’in tercihidir. Sehl b. Asım’ın İbnu Vehb’den rivayet ettiğine göre o, şöyle demiştir:

“İbnul-Mübarek’e tesbih namazından sordum. Şöyle dedi:

“Tekbir aldıktan sonra Sübhanellahi ve’l-Hamdü lillah” şeklindeki tesbihi, on beş defa okur. Peşinden Euzü-besmele ile Fatiha ve zammı sureyi okur. Peşinden aynı tesbihi on defa okur. Rükuya varır. Rükuda on defa tesbih okur. Secde ve ara oturuşta da anlatıldığı şekilde tesbihleri okur. Bunların toplamı yetmiş beş tesbih eder. Her rakette aynı şekilde tesbihleri söyleyerek dört rekat namaz kılar. Ancak bu namazı gece kılarsa, iki rekatte bir selam verir. Gündüz kılarsa dört rekatta selam verir. Böyle kılmak bana daha sevimli gelmektedir.”

Namaz kılan kimse bu tesbihatları parmaklarıyla saymak istiyorsa, rükuda elleri dizlerinin üzerinde ve secdede elleri yerde olduğu halde sayabilir.

Muhammed b. Cabir’den nakletildiğine göre o şöyle demiştir:

-İbnu’l-Mübarek’e tesbih namazını kılarken ikinci secdeden sonra, ayağa kalkmadan oturup tesbih getireyim mi? dedim.

-Hayır, bu oturuş, namazın sünnetlerinden değildir.” dedi.

İbnu Ebî Rüzme, İbnu’l-Mübarek’ten şunu nakleder. Ben İbnu Mubarek’e: Tesbih namazı kılarken, rükuda üç defa: “Sübhâne Rabbiyel Azîm”, secdede üç defa: “Sübhâne Rabbiyel A’lâ” diyeyim mi?” diye sordum:

-Evet, dedi. Ben:

-Peki, sehiv secdesi yapıldığında, on defa tesbih okunur mu?” dedim.

-Hayır. Tesbih namazı, ancak üçyüz tesbihten ibarettir, dedi.

Tesbih namazında okunacak zammı surenin, yirmi ayetin üzerinde olması daha iyidir. Abdullah b. Ca’fer’in, İsmail b. Rafî’den naklettiği haberde Hz. Peygamber’in (s.a.v) tesbih namazında, Fatiha’dan sonra yirmi veya daha fazla ayet okuduğu rivayet edilmiştir.

Aynı şekilde tesbihe “Lâ Havle” kısmının eklenmesini güzel buluyorum.

Son rivayete uygun olarak eğer her rekatta Fatiha ile beraber İhlas suresini on defa okursa, hem ayet sayısı artmış olur, hem de daha fazla sevap alır.

__________________


















__________________

Yüzlerce rekat gördü dizlerim.
Yüzlerce kez kapanıp secdeye seni diledim.
Sev n’olur...
Kimseyi sevmediğin gibi, kimsenin beni sevmediği gibi...


SUMASALI isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


gizli ilimler gizli ilim
Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 21:51.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan Ruhani.Net Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Ruhani.Net hakkında yapılacak tüm Hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde Ruhani.Net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır. her yürlü sorunlar için email ; ruhaninet@gmail.com
sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort serdivan escort izmir escort eporner