Ruhani

Ruhani (https://www.ruhani.net/)
-   Fıkıh İlmi (https://www.ruhani.net/fikih-ilmi/)
-   -   Zikir ve Adabı (https://www.ruhani.net/fikih-ilmi/5810-zikir-ve-adabi.html)

zeinarda 12-06-2015 17:35

Zikir ve Adabı
 
Her varlık ister istemez,yaratılış gayesiyle orantılı zikir etmeye programlanmışken,insanoğluna, sınırsız bir yelpazede,dilediği sıfatta, dilediği evkatta dilediği esmayı zikir yetkisi verilmiştir.

Kelimenin tam anlamıyla,Cenâb-ı Hakk’a halife kılınmıştır.



Yani evrende,imkân dairesinde,insanoğluna hüküm yetkisi verilmiştir.


Âdemoğlundan,bu yetkiyi kullanırken beklenen,hayatın bekasına,adalete, kemale halel getirmemesidir!

Çünkü yapacağı duanın, yani zikrinin,sıfatullâh’ta (mutlak) kabul göreceği bildirilmiştir.



Kuran-ı Kerim,yapacağımız zikrin nasıl olması gerektiğini,bizzat Allah Teâlâ’nın kelamıyla belirtilmiş,Tekilliği, tevhidi, hükmümüz altındaki mahlûkatı düzenli korumamız istenmiştir.



Usulüne uygun zikrin yollarını kâmilen göstermiş,düzenli zikri (az da olsa sürekliliği) tavsiye etmiş,
Adil olmayı olmazsa olmaz kural olarak ortaya koymuştur.




Hem zikri yapanın bekası,hem de sıfatullâh’ın,yani tecelli mekânının haksızlığa maruz kalmaması için,esmaullahtan,Esma el Hüsna’nın zikri önerilmiştir.



Esma-i Hüsna’dan murat;

Hayatın devamlılığına uygun isimlerin zikredilmesidir.


Yokluğa ve zulme, kahır ve gazaba neden olacak isimlerinden uzak durulmasıdır!

İsimler; anlamlarına göre tecelli edeceğinden,kahır ve gazabı, yıkım ve ölümü davet edecek isimlerin zikrinden uzak durulması farziyettir.



Bu nedenle; İslam’da beddua yasaklanmış,


“Mü’min ya hayır konuşsun yahut sussun” buyrulmuştur.



Özetle,

Anlamlarına göre,

Olumsuz esmâların zikrinden uzak durulmalı,

Hayata ve hidayete davet etmek dururken,

dolaylı yahut doğrudan ölümü davetin haksızlık olacağı,

zikri yapanın sorumlu tutulacağı unutulmamalıdır…



Hikmetullahta her türlü dua çıktığı merciye yani okuyana döner.


Bunun anlamı siz birisine veya bir eşyaya beddua ederseniz, o kötü duanız önce sizde tecelli eder, demektir. Yuvalarına ateş düşsün derseniz, yuvanıza ateş düşecek demektir.

Allah hidayet versin, akıl fikir versin derseniz, hidayet ve akıl önce sizde tecelli edecek, eğer hak ediyorsa, dua yahut beddua karşı tarafta da tecelli edecektir.

Eğer beddua ettiğiniz kişi masumsa veya kendini korursa zarar gören sadece siz olacaksınız demektir.


Yani savaşı savaş ehline bırak, ille de bir öfke patlaması yapacaksan, allah mustahakını versin de.


Veya

Hasbiyallah ve niğmel vekil, niğmel mevla ve niğmel nasiyr de.


Peygamber efendimize

"biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik " buyrulmuştur.

Öyleyse mümiyt esmasını, kahhar ismini zikretmeye hakkımız var mı???




Kahır melekleri geldiği zaman nasıl tahammül edeceksin. Ölüm meleğini davet ettiğin zaman geri çevirecek gücün var mı?


Kendi kusurlarından haberin var mı ki allah tealanın severek yaratıp yaşattığı, kendisine şah damarından daha yakın olduğu bir kuluna beddua edeceksin.

Veya kendine kahır esmalarıyla olumsuzlukları davet ederek zulmedeceksin.

Karanlığa düşersin de kimse seni o zulmetten kurtaramaz.

Benim esma-i Hüsnalarımı zikredin uyarısını nasıl görmezden gelirsin.

Hüsna yani güzel esma manasıyla belli olmaz mı? Olumsuz manalı esmaları kazara konuşma aralarında bile zikredersen hemen Allah korusun demelisin.

‘Dilinize sahip olun, cennetinize kefil olayım’ buyuran nebinin ümmeti değil miyiz?

‘Mümin ya hayır konuşsun yahut sussun’ diye uyarılmadık mı?


Yani uzun sözün kısası;

Anlamını,sonucunu bilmediğiniz hiç bir esmayı zikretmemeli,her ne olursa olsun,kimden gelirse gelsin
Kutsal kitabımızda bize bildirilen ve esma ül hüsnada
açıkça anlamlarıyla birlikte anlatılan esmaların dışında
hiç bir esmaya tevessül etmemeliyiz.....


Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:00.

Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0