Ruhani

Ruhani (https://www.ruhani.net/)
-   Büyü (https://www.ruhani.net/buyu/)
-   -   Sihir Ve Nazar Haktır (https://www.ruhani.net/buyu/431-sihir-ve-nazar-haktir.html)

Sahir 01-21-2012 14:46

Sihir Ve Nazar Haktır
 
İnanç esaslarına ilâve edilen hususlardan biri de sihir ve göz değmesinin gerçek olduğudur. Mutezile ise bu görüşte değildir. Bi*zim delilimiz Hz. Peygamber sallellahu aleyhi vesellem'in:

“Göz değmesi haktır.” [531] hadisidir. (Bu hadisi İmam Ahmed, Buhari ve Müslim, Ebû Dâvûd ve İbn-i Mâce Ebû Hüreyre'den rivayet etmişlerdir.) Bir rivayete göre bu Hadis-i Şerif:

“Göz değmesi kişiyi kabre, deveyi tencereye sokar.” Bir rivayette isa “Sihir haktır” şeklindedir.

Şu âyetler de bu noktaya delâlet etmektedirler:

“Ve Süleyman aleyhisselâm'ın saltanatı aleyhine şeytanların okudukları şeye (sihre) tabi oldular. Hz. Süleyman sihir yapıp kâfir olmadı. Fakat şeytanlar, insanlara sihir öğrettiklerinden kâfir oldular, onlar Babil'deki Harut ile Mârut isimli iki meleğe indirilen şey*leri öğretiyorlardı.” [532]

“Musa dedi ki: hayır siz atın. Bir de ne görsün! Onların ipleri ve sopaları, yaptıkları sihirden ötürü, gerçekten koşuyormuş görüntü*sünü verdi.” [533] âyeti ise bir nevi sihirdir.

Sonra bizim mezhebimize mensup âlimlerden bazılarının: “Si*hir küfürdür” sözleri tevil edilmiştir. Şeyh Ebû Mansur el-Mâtüridî, mutlak mânada sihir yapmanın küfür olduğunu söylemek hatadır, diyor. Belki bunun üzerinde durmak gerekir. Eğer yapılan sihirde imanın şartlarında gerekli olan şeyleri reddetmek gerekirse o sihir küfürdür. Eğer böyle bir şey gerekmiyorsa küfür değildir. Bir kim*senin ölümüne, yahut hasta olmasına, yahut karı koca arasını açmaya sebep olacak şekilde sihir yapar da iman şartlarından birini inkâr etmezse bu sihri yapan kâfir olmaz, fakat yeryüzünde fesada koşan bir fasık kişi olur. Bu şekilde fesad için uğraşan kadın ve er*kek sihirciler şerlerinden emin olunmak için öldürülürler. Bu illet erkeğe de kadına da şamildir. Fakat, küfrü gerektiren bir sihir olur*sa yalnız sihir yapan erkek öldürülür kadın öldürülmez. Çünkü öl*dürmenin sebebi dinden dönmektir. Kadın dinden dönse de öldü*rülmez, irşad sahibi bu meseleyi “El-îşrak” adlı kitabında aynen zik*retmiştir. Konevî de bunu nakletmiştir.

İnanç esaslarına ilâve edilen hususlardan biri de yok olan şey, dışarıda duran bir şey değildir. Nitekim Allah Teâlâ bu noktaya şu âyetle işaret ediyor:

“Gerçekten insan üzerinden öyle zaman geçti ki, o vakit insan anılır bir şey değildi.” [534]

Bu âyette zamandan maksat, su ve çamurun yaratılmasından önceki zamandır. Doğrusu eğer Muhakkik âlimlerin görüşlerinde ol*duğu gibi şey kelimesi ile gerçek olan ve sabit olan varlık kasdedilirse ki şeylik, varlığa ve sabit olmaya, yokluk ise olumsuzluğa eş mânadadır eğer böyle ise bu zarurî bir hükümdür. Bu hükümde yukarıda geçtiği üzere Mûtezile'den başkası münakaşa etmez. Eğer yok olana şey adı verilmez olduğu kasdedilirse bu lügatla ilgili bir bahistir, şey kelimesini var olan mânasında tefsir etmeye bağlıdır. Eş'ariler bu görüşü kabul etmiştir. Yahut bilinen mânasında tefsir edilir. Bunu da Basra Mutezilesi kabul etmiştir. Yahut şey, bilinen ve kendisinden haber vermek sahih olandır, şeklinde tefsir edilir. Zemahşeri'nin kelâmında böyle gelmiştir. Aynı görüş Sibeveyh'ten de nakledilmiştir. Bazı âlimler şeyi cisme ad vermişler, bazıları ka*dim varlığa, bazıları yaratılmış varlığa ad vermişlerdir. Bunların kullanıldığı yerleri araştırmaya müracaat edilmelidir.

kaynak:Fıkh-ı Ekber Serhi


Tüm Zamanlar GMT +4.5 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:31.

Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0