Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04-29-2014, 01:52   #1 (permalink)
zeinarda

 
zeinarda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Üyelik tarihi: Oct 2012


Mesajlar: 1.884
Konular: 657

Karma Puanı: 2

Standart Ruhların Doktoru

Sûfi Yolu’nun yıldızları Mevlana Celaleddin, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre… aynı zamanda "Tabibu'l-Ervah: Ruhların Doktoru" olarak, huzur ve umut arayışlarımızın başvuru merkezidir. Tasavvuf’un, psikolojik sağlık açısından tedavi edici işlevi şaşırtıcı değildir:

Sûfi Yolu'na göre riya/gösteriş, kibir/büyüklenme, haset/çekemezlik... ruhumuzu yavaş yavaş öldüren birer kalbî hastalıklardır. Kalbî hastalıklar sadece Yüce Yaradan’la olan ilişkilerimizi değil psikolojk sağlığımızı ve hem kendi kendimizle hem de çevremizle olan ilişkilerimizi önemli ölçüde etkiler. Bu bakımdan Sûfiler, insanın insan-ı kâmil olabilmesi için kalbî hastalıklardan kurtulması gerektiğini savunur.


Pek çok sûfî gibi Mevlana Celaleddin de üstat-talebe ilişkisini, “hekim-hasta” ilişkisine benzetir. Sûfi Yolu’nun yıldızları olan Mevlana Celaleddin, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre… aynı zamanda "Tabibu'l-Ervah: Ruhların Doktoru" olarak, huzur ve umut arayışlarımızın başvuru merkezidir. Bu bakımdan Tasavvuf’un, psikolojik sağlık açısından tedavi edici (psikoterapötik) işlevi olduğunu söylemek şaşırtıcı olmasa gerek.




Fritjof Capra da, sadece Batı’da ciddi psikolojik teoriler ürettiğine ilişkin Batılı inancın “oldukça dar ve kültürel olarak şartlandırılmış bir görüş” olduğuna dikkat çekmektedir. Bu durum pek çok psikolog ve psikoterapist tarafından vurgulanmıştır.


Analitik Psikoloji ekolünün öncüsü Carl Gustav Jung (ö. 1961) psikoterapinin Batı için daha çok yeni bir şey olduğunu “Her kıtada insanların binlerce yıldan beri içgözleme dayanan ruhbilime başvur”duklarını belirtir.


Jung’a göre din de bir açıdan manevi bir terapi sistemidir; “din için psikoterapi sistemlerinin en gelişmişidir dersek, pratikte büyük bir gerçeği dile getirmiş oluruz.”


Erich Fromm’un (ö. 1980) görüş açısından Tasavvuf “psikolojik birer araştırma”dır. “Duygusal Zekâ” tezinin öncüsü Daniel Goleman da Tasavvuf’un “psikolojik kuramlar” içerdiğini vurgular.


Transpersonal psikoterapinin öncülerinden Stanislav Grof da Tasavvuf’un “insan ruhunun ve şuurun yüzyıllar süren derinlemesine araştırılmasının ürünü” olduğuna dikkat çeker.

Grof ve Goleman modern psikolojinin ve psiikoterapinin Tasavvuf’u da kapsayan bir görüş açısı geliştirmesi gerektiğini savunur.


Kültürel psikiyatrinin önemli isimlerinden Arthur Deikman, Sûfi Yolu’nun öğretilerin özünün bozulmadan çağın gereksinimleri doğrultusunda uygulanabilir güncel uyarlamalarına ihtiyaç duyulduğunu savunur.
zeinarda isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla